Washington'daki uzmanlar ve gözlemciler, Bush ve Putin'in, İran, demokrasinin dünyada yaygınlaşması ve Rusya'da demokrasi, eski Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı'nın dünya tarihindeki rolü gibi konularda taban tabana zıt olan görüşlerini son zamanlarda açıkça ortaya koyduğunu ve birbirlerini suçlamaktan kaçınmadığını vurguladılar. Temel meseleler şöyle dile getiriliyor:
Jeostratejik felaket
değerlendirmesi
Bush, önceki gün Letonya'nın başkenti Riga'da yaptığı konuşmada, eski SSCB'nin İkinci Dünya Savaşı sonunda yükselerek Doğu Avrupa ülkelerini işgal etmesine veya etkisi altına almasına izin verilmesini, 'tarihte yapılan en büyük yanlışlardan biri' olarak nitelendirdi.
Rusya lideri Putin ise eski SSCB'nin mirasına giderek daha fazla sahip çıkarken, iki hafta önce yaptığı önemli ulusa sesleniş konuşmasında, eski Sovyetler Birliği'nin dağılmasını, 'geçen yüzyılda meydana gelen en büyük jeostratejik felaket' olarak değerlendirdi.
11 ülkeyi özgürleştirdik
Bush, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Baltık cumhuriyetlerinin Sovyet işgaline uğradığını belirterek, bu ülkelerin Moskova'nın bunun için özür dilemesi taleplerine dolaylı destek verdi.
Putin ise savaş sonrasında Sovyet ordusunun, 11 ülkeyi 'özgürleştirdiğini' ve Baltık devletlerine bu ülkelerin hükümetlerinin isteği üzerine girdiğini ileri sürdü. Üç Baltık ülkesi Litvanya, Letonya ve Estonya'nın özür talebini reddeden Putin, bu ülkelerin İkinci Dünya Savaşı'nda Naziler ile işbirliği yaptığını ve şimdi de Rus azınlıklarını ezdiğini savundu.
Bush, Rusya'daki
demokrasiyi sorguluyor
Bush, son dönemde Rusya'ya ilişkin bütün konuşmalarında bu ülkede demokrasinin gerilemekte olduğunu vurguluyor. Bush, Riga'daki son konuşmasında da Rus halkına demokrasiye sahip çıkması çağrısında bulunarak, "İnanıyorum ki özgürlüklerine değer veren Rus halkı, bundan daha aşağısına razı olmayacak" dedi.
Putin ise Batı medyasına verdiği son demeçlerde, ABD'nin kendi demokrasisindeki eksiklikleri düzeltmeden Rusya'yı eleştirmeye hakkı olmadığını ifade etti. ABD'de beş yıl önceki başkanlık seçiminin sonucuna mahkemenin karar verdiğini hatırlatan Rusya, 'Bizde seçimlerin daha demokratik olduğunu söylemek mümkün' dedi.
Dünyada demokrasinin
yaygınlaşması
Bush, ikinci dönemine başladığı ocak ayından bu yana yaptığı tüm önemli konuşmalarda, baskı altındaki halklara demokrasi ve özgürlüklere sahip çıkmaları çağrısında bulunarak, 'ABD yanınızda olacak' mesajını veriyor.
Putin ise son açıklamalarında, 'demokrasi dışarıdan ihraç edilemez. Demokrasi, bir ülkenin iç dinamikleri sonunda ancak ortaya çıkabilir' yaklaşımını dile getiriyor.
Washington'daki bazı uzmanlara göre özellikle Gürcistan ve Ukrayna'da yaşanan rejim değişikliklerinden ABD'yi sorumlu tutan Moskova yönetimi, Bush'un aslında 'Putin'in de değiştirilmesini istediğini' düşünüyor.
İran krizi
Bush, İran'ın nükleer
programına Rusya'nın teknik destek ve malzeme sağlamasına karşı çıkıyor.
Putin ise İran'ın barışçı amaçlı nükleer enerji sahibi olmaya hakkı bulunduğunu savunuyor."
Jeostratejik felaket
değerlendirmesi
Bush, önceki gün Letonya'nın başkenti Riga'da yaptığı konuşmada, eski SSCB'nin İkinci Dünya Savaşı sonunda yükselerek Doğu Avrupa ülkelerini işgal etmesine veya etkisi altına almasına izin verilmesini, 'tarihte yapılan en büyük yanlışlardan biri' olarak nitelendirdi.
Rusya lideri Putin ise eski SSCB'nin mirasına giderek daha fazla sahip çıkarken, iki hafta önce yaptığı önemli ulusa sesleniş konuşmasında, eski Sovyetler Birliği'nin dağılmasını, 'geçen yüzyılda meydana gelen en büyük jeostratejik felaket' olarak değerlendirdi.
11 ülkeyi özgürleştirdik
Bush, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Baltık cumhuriyetlerinin Sovyet işgaline uğradığını belirterek, bu ülkelerin Moskova'nın bunun için özür dilemesi taleplerine dolaylı destek verdi.
Putin ise savaş sonrasında Sovyet ordusunun, 11 ülkeyi 'özgürleştirdiğini' ve Baltık devletlerine bu ülkelerin hükümetlerinin isteği üzerine girdiğini ileri sürdü. Üç Baltık ülkesi Litvanya, Letonya ve Estonya'nın özür talebini reddeden Putin, bu ülkelerin İkinci Dünya Savaşı'nda Naziler ile işbirliği yaptığını ve şimdi de Rus azınlıklarını ezdiğini savundu.
Bush, Rusya'daki
demokrasiyi sorguluyor
Bush, son dönemde Rusya'ya ilişkin bütün konuşmalarında bu ülkede demokrasinin gerilemekte olduğunu vurguluyor. Bush, Riga'daki son konuşmasında da Rus halkına demokrasiye sahip çıkması çağrısında bulunarak, "İnanıyorum ki özgürlüklerine değer veren Rus halkı, bundan daha aşağısına razı olmayacak" dedi.
Putin ise Batı medyasına verdiği son demeçlerde, ABD'nin kendi demokrasisindeki eksiklikleri düzeltmeden Rusya'yı eleştirmeye hakkı olmadığını ifade etti. ABD'de beş yıl önceki başkanlık seçiminin sonucuna mahkemenin karar verdiğini hatırlatan Rusya, 'Bizde seçimlerin daha demokratik olduğunu söylemek mümkün' dedi.
Dünyada demokrasinin
yaygınlaşması
Bush, ikinci dönemine başladığı ocak ayından bu yana yaptığı tüm önemli konuşmalarda, baskı altındaki halklara demokrasi ve özgürlüklere sahip çıkmaları çağrısında bulunarak, 'ABD yanınızda olacak' mesajını veriyor.
Putin ise son açıklamalarında, 'demokrasi dışarıdan ihraç edilemez. Demokrasi, bir ülkenin iç dinamikleri sonunda ancak ortaya çıkabilir' yaklaşımını dile getiriyor.
Washington'daki bazı uzmanlara göre özellikle Gürcistan ve Ukrayna'da yaşanan rejim değişikliklerinden ABD'yi sorumlu tutan Moskova yönetimi, Bush'un aslında 'Putin'in de değiştirilmesini istediğini' düşünüyor.
İran krizi
Bush, İran'ın nükleer
programına Rusya'nın teknik destek ve malzeme sağlamasına karşı çıkıyor.
Putin ise İran'ın barışçı amaçlı nükleer enerji sahibi olmaya hakkı bulunduğunu savunuyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.