Siyasette ahlak

İmam Ali (k.v.) şöyle
buyurmuş; 
"Devletleri yıkıma götüren sebepler dört şeydir: 
1- Asıl temel meseleleri terk etmek. 
2- Daha önemsiz detaylara sarılmak. 
3- Alçak sıfatlı insanları öne geçirmek. 
4- Üstün insanları geriye atmak."
Seçim süreci iyice kızıştı, kızışıyor. İktidar da, muhalefet de ülkenin geleceği konusunda endişeli olduklarını itiraf ediyorlar. Ama konuşmalarına bakıyorsun ülke sorunlarından çok kim kime ne dedi, nasıl cevap verdi mantığı üzerinde. Laf dalaşı, sataşma, atışma? 
Çare aramak yok, çözüm ehline sormak yok, ortak değerler, paydalarda buluşmak için çağrı yok, çağrı yapanı duyan da yok. 
Bu kadar yokluk içinde bir de ahlaklı-ahlaksız nitelemeleri yok mu, emin olun şaşırıp kalıyorum. Koca koca kişiler, milletin önünde birbirinin ahlakını sorguluyor, birbirlerini ahlaksızlıkla nitelendiriyor.
Özellikle 15 vekil ver-al sezonunda ahlak tartışması tavan yapmıştı. Millet adlı ittifak, cumhur adlı ittifakı ahlaksızlıkla suçluyor, cumhur da, milleti ahlaksızlıkla suçluyordu.
Ama hiç kimse ahlak nedir, ahlaklı kişinin temel özellikleri nelerdir sorularına cevap vermedikleri gibi siyasetin farklı bir ahlak yapısı mı var, sorusu da hâlâ cevap bulamamıştır. 
Soru ve olaylarla bu ahlakı aramaya çıkalım, bakalım nereye saklanmış veya piyasada siyasi ahlak var mı? 
CHP boyutundan gidersek (!) devletin, cumhuriyetin tekel altına alınmak istediğini, tek adam yönetiminin getirileceğini, Atatürk Türkiye'sinin tehlikede olduğunu iddia edip; bu milleti Atatürk'le buluşturan, bu milleti Kur'an ve Ehl-i Beyt ile buluşturan, dünyanın kabul ettiği Milli Ekonomi Modeli sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı hem bizzat davet edip, hem de kapıyı açmayanlar siyasi ahlaktan bahsedebilir mi?  
Millet ittifakı boyutuna bakarsak! Hem ülke için sinsi planlardan bahsedeceksin, hem de milletin tamamına değil oy kaygısına göre hareket edeceksin. Bu anlayış siyasi ahlaktan bahsedebilir mi?
Devletin ekonomik batağında olduğunu, ülkede Osmanlı'nın son dönemlerindeki utanç tablosu oluştuğunu iddia edeceksin, Duyun-i Umumiye'nin geri geldiğini iddia edeceksin ama ekonomi alanında dünyanın kabul ettiği Prof. Dr. Haydar Baş'ı yok sayacaksın. Bu anlayış siyasi ahlaktan bahsedebilir mi?
Milletimizin özünden uzaklaşmasından, milli ve manevi değerlerin çok uzağında kalmış olmasından yakınacaksın ama kardeşlik ve ortak payda eserleri olan Ehl-i Beyt Külliyatı sahibinin, millet ile buluşmasına engel olacaksın sonra da siyasi ahlaktan bahsedeceksin. Hadi oradan? 
Sahifeyi çevirirsek!
Merak ediyorum! Olağan seçimlere daha 17 ay varken daha az rakiple seçime girmek için 18 saatte 2 ay sonrasına seçim kararı alınması siyasi ahlakın neresindedir?
Merak ediyorum! Meydanlarda, ekranlarda halkın temsil mekânı Meclis'tir, deyip sonra da % 10 barajını ısrarla kaldırmamaları siyasi ahlakın neresindedir?
Diğer yandan bu baraj ile sefa sürenlerin, % 10 barajına karşı rakiplerinin taktik geliştirmelerini 'ahlaksızlık' olarak nitelendirmeleri, siyasi ahlak ile bağdaşır mı?
Merak ediyorum! Birinci gün bizi şu, şu aldattı, şu, şu kandırdı. İkinci gün, ne aldanan olduk, ne aldatan olduk. Üçüncü gün, 'bizim yalan söylediğimizi kimse iddia edemez' diyenlerin siyasi ahlaktan bahsetmesi ne kadar ahlakidir?
Dün, 'yedi ceddinden hesap sormasam namerdim, diyenlerin bugün hesap soracağı kişi ve zihniyeti baş tacı etmesi, sözcülüğüne soyunması ne kadar siyasi ahlaktır?
Dün Meclis kürsüsünden Fetullah Gülen'e, 'ismiyle hitap edemezsin' diye Gülen avukatlığını yapanların, aynı kürsüden Gülen'i öve öve bitiremeyenlerin bugün kurulan ittifakı FETÖ ittifakı olarak tariflendirmeleri ne kadar siyasi ahlaktır?
Hepsi bir tarafa! Bizler neden sorgulamıyor, her şeyi bu kadar kolay kabulleniyoruz? Vatandaşın bu duruşu ahlaki midir?