Nöropatik ağrının, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki probleme bağlı olarak ortaya çıkan fonksiyon kaybı olduğu, sıklıkla görülen ağrının doktorlar tarafından teşhisinin zor olduğu belirtiliyor.
Erişkin Nöromusküler Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Ersin Tan, merkezi ya da çevresel sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan "süreğen ağrı" olarak adlandırılan nöropatik ağrının, hastalar tarafından batıcı, delici, saplanıcı, yakıcı, iğnelenme şeklinde tanımlandığını belirtti. Hastalığın en olumsuz yanının, hastaların yaşamında yarattığı işlevsel, fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tan, doktorların da yeni tanımaya başladığı nöropatik ağrıyı çekenlerin yüzde 70'inde depresyon, anksiyete ve uyku bozukluğu görüldüğünü söyledi.Nöropatik ağrının, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki probleme bağlı olarak ortaya çıkan fonksiyon kaybı olduğunu, sıklıkla görülen ağrının doktorlar tarafından teşhisinin zor olduğunu belirten Prof. Dr. Tan, şöyle dedi:"Bu ağrı, her 10 kişiden birinde görülen ve oldukça yaygın ortaya çıkan bir ağrı türü. Bazı hastalar vücutlarına sürülen pamukla bile çok şiddetli ağrı çekiyor. Hastaların bir kısmı ağrı nedeniyle çalışamaz, yürüyemez, uyuyamaz, hatta giysilerin yarattığı yanma hissiyle giyinemez hale gelmektedir."Böbrek yetersizliği, çeşitli damar hastalıkları, alkolizm, bazı nörolojik hastalıklar, kanser, bel ve boyun fıtığı gibi enfeksiyon hastalıklarının nöropatik ağrıya neden olduğunu belirten Prof. Dr. Ersin Tan, özellikle diyabetlilerde bu ağrı türünün sık görüldüğünü kaydetti.Diyabetlilerin yüzde 51'inde sinir hasarı oluştuğunu bildiren Prof. Dr. Tan, her 100 şeker hastasından 15'inin nöropatik ağrı çektiğini ifade etti.Özellikle geceleri artan ağrıların uyku bozukluğuna, sosyal yaşamın aksamasına, depresyon ve gerginliğe yol açtığını belirten Prof. Dr. Tan, bu durumun hastalarda iş gücü kaybına neden olduğunu söyledi.Oğuz Köroğlu
Erişkin Nöromusküler Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Ersin Tan, merkezi ya da çevresel sinir sisteminin hasar görmesi sonucunda ortaya çıkan "süreğen ağrı" olarak adlandırılan nöropatik ağrının, hastalar tarafından batıcı, delici, saplanıcı, yakıcı, iğnelenme şeklinde tanımlandığını belirtti. Hastalığın en olumsuz yanının, hastaların yaşamında yarattığı işlevsel, fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal etkiler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tan, doktorların da yeni tanımaya başladığı nöropatik ağrıyı çekenlerin yüzde 70'inde depresyon, anksiyete ve uyku bozukluğu görüldüğünü söyledi.Nöropatik ağrının, sinir sisteminin herhangi bir yerindeki probleme bağlı olarak ortaya çıkan fonksiyon kaybı olduğunu, sıklıkla görülen ağrının doktorlar tarafından teşhisinin zor olduğunu belirten Prof. Dr. Tan, şöyle dedi:"Bu ağrı, her 10 kişiden birinde görülen ve oldukça yaygın ortaya çıkan bir ağrı türü. Bazı hastalar vücutlarına sürülen pamukla bile çok şiddetli ağrı çekiyor. Hastaların bir kısmı ağrı nedeniyle çalışamaz, yürüyemez, uyuyamaz, hatta giysilerin yarattığı yanma hissiyle giyinemez hale gelmektedir."Böbrek yetersizliği, çeşitli damar hastalıkları, alkolizm, bazı nörolojik hastalıklar, kanser, bel ve boyun fıtığı gibi enfeksiyon hastalıklarının nöropatik ağrıya neden olduğunu belirten Prof. Dr. Ersin Tan, özellikle diyabetlilerde bu ağrı türünün sık görüldüğünü kaydetti.Diyabetlilerin yüzde 51'inde sinir hasarı oluştuğunu bildiren Prof. Dr. Tan, her 100 şeker hastasından 15'inin nöropatik ağrı çektiğini ifade etti.Özellikle geceleri artan ağrıların uyku bozukluğuna, sosyal yaşamın aksamasına, depresyon ve gerginliğe yol açtığını belirten Prof. Dr. Tan, bu durumun hastalarda iş gücü kaybına neden olduğunu söyledi.Oğuz Köroğlu
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.