‘Sıcak para prensi’

Tarih 29.03.2021… 

Açıklama yapan kişi, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut. 

Bakın ne demiş ve bugün hangi Maliye Bakanı'nı hedef almış! 

Söz Yiğit Bulut'ta: 

"Sıcak para, suyu yukarıdan fön makinesi ile ısıtmak gibidir." 

Yiğit Bulut, Türkiye'nin yerli ve milli bir ekonomi politikası uygulamasına ilişkin de önemli değerlendirmelerde bulundu. 

Geçmişte Türkiye'de "sıcak para prenslerinin" yabancılar tarafından çok övüldüğünü anlatan Bulut, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bu ülkede sıcak para prensi adını verdiğim bakanlar var. Sıcak para prensleri yabancılar tarafından baş üstünde tutulup iç ve dış basında büyük övgüler alıyordu. Çünkü sıcak paraya yol verirseniz kısa zamanda yurt içinde güzel bir hava estirirsiniz.  

Aynı zamanda Türkiye'nin de kaynaklarını yurt dışına aktarıyorsunuz demektir.  

Geçmişte sıcak para prenslerini hep eleştirdim. Sıcak para, suyu yukarıdan fön makinesi ile ısıtmak gibidir. Belki suyun üst tabakasını ısıtabilirsiniz ama moleküler yapısını değiştiremezsiniz.  

Suyun moleküler yapısını suyu alttan kaynatarak değiştirebilirsiniz. Türk ekonomisindeki radikal değişim de budur.  

Suyu alttan kaynatarak ekonominin çarklarını döndürmek. Sayın Cumhurbaşkanımız son 20 yıldır bunu yapmaya çalışıyor ve 'üretim odaklı bir Türkiye' diyor." 

Evet, okudunuz sevgili dostlar. 

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut sıcak para bulmak için kapı kapı gezenleri nasıl tanımlamıştı o tarihte, "Sıcak para prensi." 

Kim bu günümüzde? 

Mehmet Şimşek. 

Peki, neden o gün yerin dibine sokulan "sıcak para prensi" bugün kurtarıcı olarak görülüyor? 

Tık yok! 

Çünkü Yiğit Bulut yok ortada! 

Bir de ne demiş… 

Yerli ve milli bir ekonomi politikalarının uygulanması. 

O kadar itinalı söylüyor ki bu sözü, "Milli Ekonomi Modeli" dememek için yüz takla atıyor. 

Kaldı ki Bulut'un yerli ve milli bir ekonomi politikası dediği şeyin aslı astarı yok! 

Aslında Yiğit Bulut'un söylemek isteyip de pozisyonu ve vazifesi(!) gereği söyleyemediği sistemin tam adı,  Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli'dir. 

Yiğit Bulut daha CNN Türk'te program yaptığı 2006 yılında sırf bu tezin müellifi olan Haydar Baş'ı görmek için Trabzon'da bulunan evine gelmişti. 

İlk karşılaşma ve tanışmaydı bu. 

Yiğit Bulut çok heyecanlı görünüyordu ve Haydar Baş Bey'in elini öperek geliş nedenini açıklamıştı. 

"Milli Ekonomi Modeli" tezinin talebesi olmak istediğini söylemiş ve bu konuda kanal olarak üzerlerine düşen ne görev varsa yapacaklarını ilave etmişti. 

Bu model Türkiye için tek kurtuluş reçetesi demişti. 

Daha sonra gazeteci Mustafa Hilmi Yıldırım'la birlikte bu modeli konuşmak için Kadırga TV'de bir canlı yayına konuk olmuştu. 

Bunların hepsi Türkiye'de değil de sanki başka bir gezegende olmuştu! 

Nedeni ise, Yiğit Bulut İstanbul'a döndükten ve daha sonra da Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olduktan sonra, sanki tüm bu yaşananlar hiç olmamış gibi sayılıyordu. 

Oysa Bulut'un Haydar Baş'a gelmesi ve bu modele ilişkin bazı şifreler peşinde olması, öyle sıradan işler değildi. Ne var ki, "Milli Ekonomi Modeli" tezinin ruhunu ve şifrelerini hiçbir zaman öğrenemeyeceğini anlayamamıştı. 

Bu model öyle sansarlık yaparak veya intihaller yoluyla alınıp uygulanabilecek bir sistem değildir. 

Bu sistemin kendisinden daha hacimli olan şifreleri, müellifin kendisinde ve en yakın arkadaşlarında mevcuttur. 

Bugün bu sistemin tamamı, BTP'nin parti programında yer bulmaktadır. 

Hüseyin Baş Bey bu sistemi en iyi bilen kişi ve aynı zamanda partinin Genel Başkanıdır. 

Demem o ki, Türkiye'yi kurtaracak olan modelin ne olduğu ve nerede olduğu konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bilgisi tamdır. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ise bu hususta bilgi sahibi olmadığını zannetmiyorum. 

Zira Özel, zeki bir insan. 

Her yönüyle tam bir inkılap olan "Milli Ekonomi Modeli" Türkiye'de hayata geçirecek ittifakın kim olacağı konusunda fikrim var mı diye sorarsanız, var ama bende kalsın derim. 

Türk milleti çaresiz değildir.