İşgal altındaki Irak'ta anayasa tiyatrosunda sona doğru geliniyor. Şiiler ve Kürtlerin büyük oranda üzerinde anlaşma sağladığı anayasa taslağı belki de bu yazıyı okuduğunuz sırada oylanmış olabilir. Olumsuz bir sonuç da beklenmiyor bu süreçle ilgili. Zaten başından bu yana Irak'ta peşmergeler ve Şiiler arasında oynanan ve zaman zaman Sünnilerin katkıda bulunduğu bir tiyatro var. Irak'ta işgal ve direniş üzerine kurulu ve kesinlikle flu bir duruma müsait olmayan bir gerçeklik mevcut. Irak toprakları ABD işgali altında ve ABD'nin gölgesini taşıyan kuklalar sözde anayasa ve Meclis çalışmalarıyla sadece Irak halkına değil, tüm dünyaya koca bir demokrasi yalanını haykırıyor. İşte demokrasi, işte anayasa, işte meclis, işte seçimler ve işte biz!Bu yalanlar ve sahtekarlıklara, hele hele ABD'nin diline pelesenk edip ülkeler işgal ettiği, katliamlar yaptığı bu yalanlara tüm dünyanın karn tok. Bugün Irak'ta kukla bir yönetim varsa ve bu yönetim sözde anayasa çalışmaları yapıyorsa bunun oturduğu tek bir zemin vardır: Çıkar ve ihanet!Bugün Irak'ta başta bulunan kişiler öncelikle kendi ülkelerine ve halklarına ihanet etmişlerdir. Talabani ve Barzani bu ihaneti daha Irak işgali başlamadan gerçekleştirmişti. Bugün de devam ettiriyorlar. Şiiler işgalin ilk dönemlerinde gösterdikleri şiddetli direnişi, şimdi rafa kaldırmış görünüyorlar. Onlar da peşmerge liderleriyle birlikte "ne koparırsak kârdır" mantığıyla ABD'nin dümen suyunda gitmeye başladılar. Yapılan seçimler, Irak'taki demokrasi tiyatrosunun "perde" aşamasıydı. Şimdi oyunlar bir bir sahneye konulmaya başlandı. Şiiler Güney'i, peşmergeler Kuzey'i parsellemek ve kendi ülkelerini kurmak için ABD ile birlikte bu koca yalanı tüm dünyaya okumaya devam ediyorlar. Direniş ise Sünni merkezli devam ediyor ve ABD'nin canını daha çok yakacak gibi. Ama tek başına bu yeterli mi diye sorarsanız bunun cevabını vermek oldukça zor. Çünkü Irak halkının topyekun bu işgale, ihanete ve satılmışlığa dur demesi gerekiyor. Barzani Kuzey'de Kürdistan hayaliyle yatıp kalkıyor. Şiiler Güney'de kuracakları bir Şii devletiyle baki kalacaklarını sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. ABD, İran eksenine sokmamak için böyle bir Şii devletine müsaade etmeyecektir. Etse bile, bu devlet ABD ekseninden kolay kolay çıkamayacaktır. Talabani ve Barzani ise en azından ihanet konusunda Şiilerden daha rahatlar. Çünkü Saddam döneminde başlayan bu alışkanlık, bugün gerçek rotasını bulmuş durumda. Onlar Kürdistan hayaliyle yaşamaya devam edeceklerdir ancak bu hayallerinin gerçeğe dönüşmesine tarihin hiçbir döneminde bu kadar yaklaşmadıklarını da belirtelim. Türkiye gerekli tavrı ortaya koyamadığı sürece, peşmergeler Türkmenleri her türlü şiddeti uygulayarak pasifize etmek suretiyle ve de Güneydoğu ve Doğu bölgelerimize sarkarak tampon Kürdistan'ı kuracaklardır. Son anayasa taslağı her ne kadar Kürtler'e kendi kaderini tayin hakkını vermemiş gibi görünse de, ayrıntılarda saklı birçok hükümle önümüzdeki yıllarda açmak üzere bu hakkını muhafaza ediyor. Ne de olsa şeytan ayrıntıda gizlidir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012





























































































