‘Senin Hakk'ı araman bir garip kişinin hâline benzer’
Senin Hakk'ı araman bir garip kişinin hâline benzer. O, bir sokağa girdi, dostunu arıyordu. Sokağın bir yanından öbür ucuna gidip gelmeye devam ediyordu, bir türlü kapıyı bulamıyordu
10.05.2023 08:50:00





Senin Hakk'ı araman bir garip kişinin hâline benzer. O, bir sokağa girdi, dostunu arıyordu. Sokağın bir yanından öbür ucuna gidip gelmeye devam ediyordu, bir türlü kapıyı bulamıyordu.
Hâli, dostun kapısını tanımamaktan ibarettir. Hâl böyle iken dostu onu gözetliyordu; şaşkınlığını ve hayretini görünce içini sevgi kapladı. Çıktı, yanına gitti, başını başına dayadı ve ona sarıldı.
Yusuf peygamber de kardeşi Bünyamin'e aynı şeyi yapmış ve demişti ki: "Ben, senin öz kardeşinim."
Allah, kalp zeminini marifet ve ilim karargâhı kıldı. Hak Teâlâ o zemine gece gündüz üç yüz altmış nazar kılar. Eğer, orası marifet ve ilim karargâhı olmasaydı, az zamanda parçalanır ve dağılırdı.
Kalp sıhhat bulup Hak yakınlığına erdiği an, yollarından ırmaklar coşar, hikmetler aşar ve yaratılmışlar ondan faydalanır.
Allah'ın büyük kıldığı insanlar vardır. Onlar dini ayakta tutarlar. Onların en büyüğü Peygamber (s.a.a.v) makamına yakın, en küçüğü ise sahabe derecesine yetişkindir. Arta kalanlar ise, tabiîn zümresine dahil sayılır.
Onlar, söyledikleri her şeyle amel ederler. Sözle işi birleştirirler. Onlar için gizli ve aşikâr aynıdır.
Peygamberler onlara bakar, sürür duyarlar. Hak Teâlâ onları, meleklere karşı över. O büyük zâtlara uyana saadetler ola... Dünya ve iyal (bakmakla yükümlü olunan eş, çocuk) yükünü onlardan alana ne mutlu...
Bir kısım cemaat vardır, onlar kazanç yoluna pek gitmez, halkın iyiliği için koşarlar. Halk, onlar için evlâd sayılır. Onlar, dünyaya bağlanmaz. Dünya, nefsini onlara arz etse de kabul etmezler, kaçarlar.
Bugün elinde bulunan senin değildir, müşterektir. Komşuların dahi bir nevi ortaklarındır. Elinde bulunan kazanç sorguyu mucib olduğu gibi elinden alınır da...
Allah yolcuları, bugün onların yerine saklamakta olduğunuz şeyleri dağıtmışlardı. Aslında her şey Hakk'ındır, sizin nice iş tutacağınıza bakar.
Elinde olandan, az da olsa komşularına dağıt, muhtaçlara ver. Doğruların evi dıştan dar olsa dahi içi geniştir.
Nerede o kimse ki, halka açılan kapıyı kapadı, Hakk'ın kapısına durdu ve bütün dertlerini Yaratan'ına ısmarladı...
Sebepleri kes, putları temizle, sonra neler göreceksin, bekle, O'nun kapısına dur; sabrı, sıkıntılar üzerine yastık kıl. O'nun kaza ve kaderi keser, fakat sen üzülme.
Bunlar olunca hikmetli şeyler görürsün. Tekvin sıfatı, hâli ne yapıyor, görürsün. Rahmet eli seni nasıl büyütüyor, anlarsın. Sevgi hâli seni nasıl yükseltiyor, bakarsın." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Hâli, dostun kapısını tanımamaktan ibarettir. Hâl böyle iken dostu onu gözetliyordu; şaşkınlığını ve hayretini görünce içini sevgi kapladı. Çıktı, yanına gitti, başını başına dayadı ve ona sarıldı.
Yusuf peygamber de kardeşi Bünyamin'e aynı şeyi yapmış ve demişti ki: "Ben, senin öz kardeşinim."
Allah, kalp zeminini marifet ve ilim karargâhı kıldı. Hak Teâlâ o zemine gece gündüz üç yüz altmış nazar kılar. Eğer, orası marifet ve ilim karargâhı olmasaydı, az zamanda parçalanır ve dağılırdı.
Kalp sıhhat bulup Hak yakınlığına erdiği an, yollarından ırmaklar coşar, hikmetler aşar ve yaratılmışlar ondan faydalanır.
Allah'ın büyük kıldığı insanlar vardır. Onlar dini ayakta tutarlar. Onların en büyüğü Peygamber (s.a.a.v) makamına yakın, en küçüğü ise sahabe derecesine yetişkindir. Arta kalanlar ise, tabiîn zümresine dahil sayılır.
Onlar, söyledikleri her şeyle amel ederler. Sözle işi birleştirirler. Onlar için gizli ve aşikâr aynıdır.
Peygamberler onlara bakar, sürür duyarlar. Hak Teâlâ onları, meleklere karşı över. O büyük zâtlara uyana saadetler ola... Dünya ve iyal (bakmakla yükümlü olunan eş, çocuk) yükünü onlardan alana ne mutlu...
Bir kısım cemaat vardır, onlar kazanç yoluna pek gitmez, halkın iyiliği için koşarlar. Halk, onlar için evlâd sayılır. Onlar, dünyaya bağlanmaz. Dünya, nefsini onlara arz etse de kabul etmezler, kaçarlar.
Bugün elinde bulunan senin değildir, müşterektir. Komşuların dahi bir nevi ortaklarındır. Elinde bulunan kazanç sorguyu mucib olduğu gibi elinden alınır da...
Allah yolcuları, bugün onların yerine saklamakta olduğunuz şeyleri dağıtmışlardı. Aslında her şey Hakk'ındır, sizin nice iş tutacağınıza bakar.
Elinde olandan, az da olsa komşularına dağıt, muhtaçlara ver. Doğruların evi dıştan dar olsa dahi içi geniştir.
Nerede o kimse ki, halka açılan kapıyı kapadı, Hakk'ın kapısına durdu ve bütün dertlerini Yaratan'ına ısmarladı...
Sebepleri kes, putları temizle, sonra neler göreceksin, bekle, O'nun kapısına dur; sabrı, sıkıntılar üzerine yastık kıl. O'nun kaza ve kaderi keser, fakat sen üzülme.
Bunlar olunca hikmetli şeyler görürsün. Tekvin sıfatı, hâli ne yapıyor, görürsün. Rahmet eli seni nasıl büyütüyor, anlarsın. Sevgi hâli seni nasıl yükseltiyor, bakarsın." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.