logo
17 NİSAN 2025

‘Sen, Allah'ı bu hâlinle anlayamazsın’

Ey içi bozuklar, bu din elinizle yapılmaz. Sizde, onu yapacak iyilik yoktur. Onu nasıl yaparsınız ki, bina işinden anlamadığınız gibi, onu yapacak âletiniz de yok

06.04.2023 08:25:00
‘Sen, Allah'ı bu hâlinle anlayamazsın’
‘Sen, Allah'ı bu hâlinle anlayamazsın’
Ey içi bozuklar, bu din elinizle yapılmaz. Sizde, onu yapacak iyilik yoktur. Onu nasıl yaparsınız ki, bina işinden anlamadığınız gibi, onu yapacak âletiniz de yok.

Ey cahiller! Din evinizi yapınız. Size elzem olan önce bu binadır; sonra başkaları.

Bana düşmanlık etmeyiniz, bunu yapacak olursanız, ben de size yaparım. Sonra felah bulamazsınız.

Çünkü Allah'ın, Peygamber'in yardımı bana kuvvet verir. Yapacağım her işi onlarla yaparım.

Düşmanlık etmeye kalkmayınız: Allah yapacağı her işte galiptir. Hatırlayınız. Yusuf Peygamber'i... Kardeşleri öldürecekti; ama güçleri yetmedi. Nasıl öldürebilirdi ki, Hak katında o bir şahtı ve hak peygamberlerden biriydi. Doğrulardan bir zâttı. Hak Teâlâ ezelde öyle yazmıştı ki, halka onun vasıtasıyla iyilikler ola.

Ey şu zamanın münafıkları bu hikâye sizedir. Beni öldürmek istersiniz, ama bu olmayacak. Böyle bir iyiliği (!) bulmanız kabil değil. Bu bapta elleriniz kusurlu. Ezelde verilen bir hüküm olmasaydı, sizi teker teker hesaba çeker, azarlamayı da bilirdim. Her işin kökü hükümledir. Ayakta durmak da hükümle olur, ilmin gereğini yapmak da o ezelî hükme bağlıdır.

Allah yolcuları halktan korkmaz. Çünkü onları, Allah kefaletine almıştır. Onları, Allah saklar ve idare eder, her kötülükten esirger.

Allah yolcuları da buna inanır; bu sebeple halktan gelecek bir yaramaz işe aldırmaz. Bilirler ki, yakında halkın eli tutamayacak, ayakları yürüyemeyecek ve dili de söz edemeyecek.

Halkın âciz olduğuna ve yokluk içinde bulunduğuna inanmışlardır. Bilirler ki, halk öldüremez ve bir paye veremez. Bilirler ki halkın elinde ne fayda ne de zarar vardır.

Hak yolcuları mülk olarak yalnız Hakk'ın varlığını bilirler. Ondan başkasında güç olmadığına, veren, alan, faydalı olan ve zarar veren yalnız O olduğuna inanırlar. Bu imanlarıdır ki onları şirk yükünden alır.

Onları Hak öz olarak seçmiştir. Dolayısıyla daima huzur içinde ve Zât'ı ile ülfet hâlinde olurlar. Rahatları O'nunladır. O'nun verdiği rahatlık içinde kalır, lûtfuna uğrar, kalpten O'na münacat ederler. Bu hâli bulduktan sonra dünya olmuş veya olmamış aldırmazlar. Âhiret ister olsun ister olmasın bir şey ummazlar. Hayra şerre aldırış etmezler.

Allah yolcuları kötü işleri bırakmak için ilk zamanda kendilerini biraz zorladılar. Sonraları Hak onlara acıdı. Kötülüğü terki tabiî kıldı ve bu duyguyu bir hibe olarak verdi.

Hakkın verdiği hedefe varınca, zühdün özüne erdiler. Tabiatın da ne demek olduğunu anladılar. Her şeyi Hak'tan öğrendiler.

Her şeyi o büyüklerden belleyiniz. Şimdilik ibadeti, içinizden gelmese bile zorla yapınız. Kötü işleri terke gayret ediniz. Yasaklara yakın olmayınız. Bir zaman sonra göreceksiniz ki, zorla yaptığınız işler tabiî bir hâl almış.

Rabbinizin kelâmını anlayınız; anladığınızla amel ediniz, amellerinizde ihlâsı bırakmayınız.

Ey evlat! Sen nefis, tabiat ve boş arzudan ibaret kaldın. Yabancı sıbyanla ve yabancı kadınlarla oturmaktasın. Sonra da "Ben onlara aldırış etmem, kalbim bozulmaz" dersin.

Bunu nasıl dersin bilmem; yalancı oluyorsun. Bu sözlerinde sana ne din uyar ne de akıl. Yakında konuk olacaksın. Nereye biliyor musun? Bir ateşten öbürüne... Bir odundan öbürüne...

Din ve iman evin, İslâm yolunu inkârla ışıldamakta. Bunu inkâr etmeye kimsenin dili varmaz. Hâlin böyle olduğunda herkes ittifak eder. Ve derler ki: "Şunun her yanı inkârla dolu"

Önce iman ve Hak Teâlâ'ya karşı irfan sahibi ol. Sonra Hakk'a nâib olarak halkı tedavi et, onlara tabip ol.

Yazık sana... Yılanlarla geleceksin. Hâlbuki Havva validenin sanatını da bilmezsin. Onların öldürücü zehrine karşı tiryak da alamadın. Bu hâlde halkı nasıl tedavi edersin?

Gözü kör olan halkın gözünü nasıl tedavi edebilir? Dilsiz halka nasıl laf öğretebilir? Bilgiden yoksun olan, dinin emirlerini nasıl yerine getirebilir? Şaha kapıcı olmayan, halkı ona hangi hakla götürebilir?

Sen, Allah'ı bu hâlinle anlayamazsın. O'nun kudretini sezemezsin; yakınlığını bilemezsin ve halkı idare şekline aklın ermez. Hakk'ın siyasetini ben de bilemem. Onun kudretini benim de aklım zapt edemez. Bunlar ancak teville anlaşılır ki, tevilini de ancak Hak Teâlâ bilir.

Sözlerimi işitiniz ve bana dönünüz. Ben, şahın davetçisi ve Peygamber'in vekili olarak aranızdayım. Halkı dine yerleştirmeye gayret ederim.

Allah'ın ve Peygamber'in (s.a.v) emrini yaparken sizden utanmam. Ben onların fermanı ile çalışan bir tahsildarım ve işlerimi onların kudreti ve kuvveti içinde görmekteyim; intisabım onlaradır.

Şu dünya fena bulup gidecek. Burası âfet ve belalarla doludur. Hiç kimsenin onda geçimi hoş olmaz. Hele hâkim bir Zât'ın onda hiç de rahatı iyi değildir. Derler ki: "Hâkim Zât'ın gözü, dünyada bir an bile aydın olmaz, onun gözü ölümü bekler."

Bir kimsenin ki, karşısına yırtıcı hayvan dikilir, yaklaşır ve ağzını açar ondan nasıl kaçılır ve göz yumulup uyunur?

Ey gafiller! Kabir ağzını açıyor. Ölüm canavarı ve ejderhası da ağzını açmış. Şu hanın cellatları kılıcı ellerine almış, emir bekler. Hâl bu iken, nedir bu gafletiniz? Bu işleri tam mânası ile anlayıp gerektiği gibi ayık olan ancak milyonda bir kişi çıkar.

Bulunduğun hâlden kurtulup ayık kimse olman için bazı şartlar lazım. İlk defa kazanıp yemek için bir sanat sahibi olmalısın. İmanın tam kuvvetini buluncaya kadar bu lazım. Çalışmaya devam eder, sebat bulursan,

Hak Teâlâ seni tevekkül yoluna atar; sebepleri bildirmeden yedirir ve içirir. Ey sebeplerle Hakk'a şirk koşan, tevekkül yolu ile alıp yemenin hoşluğunu tatmış olaydın Hakk'a eş koşmazdın. O'nun kapısında oturur, tevekkül eder, kaynaktan akıp geleni alır yerdin.

Dünya geçimi için iki şeye aklım erer: Biri dış sebepler yolu ile çalışmak, öbürü de tevekküle dayanmak. Yazıklar olsun, çalışmıyorsun, halka yük olup gitmektesin. Bu hâlin için utanç duyduğun yok. İşin başı çalışmak, sonrası da tevekkül, yâni işi oluruna bırakmak. Sende ne sonu var ne de önü.

Ben daima gerçeği söylerim; bunu yaparken senden utanmam. Sözümü işit ve kabul et. Bilgisiz hâlin için benimle çekişme, öyle yersiz çekişme yaparsın ki, görenler, gerçek senin tarafından olduğunu sanacak.

Halktan yana bir yeterlik duygusuna sahibim. Onların elinde olana göz atmadığım gibi övmelerine ve yermelerine de aldırış etmem. Sizden bir şey alacak olsam, benim için değil, başkası için alırım.

Sözlerim tam yerinde ve zamanında söylenir. Hangi sözü edersem o bana emredilmiştir. Ağzımı açınca, söyleyeceğim sözün gerçek olduğunu önceden kestirmiş olurum. İlâhî hükümleri değiştirecek biri olmadığı gibi onun yerine gelmesini önleyecek biri de çıkmaz.

Yazık oluyor sana. Halkın iyi demesi seni aldatıyor. Halk sana iyi der; hâlbuki içinde bulunduğun hâlin gerçeğe uymadığını bilirsin. Bu hususta Hak Teâlâ şöyle buyurdu: "İnsan, nefsini çok iyi bilir." (Kıyâme, 14) (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Türkiye böyle operasyon görmedi
Cumhuriyet tarihinin en büyüğü...
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
Suud ile İran'dan dikkat çeken temas
Suudi Bakan Bin Selman, İran'da
Brüksel'in başı evsizlerle dertte!
Son 4 yılda 2'ye katlandı
İki ayda milyonerlere binlerce kişi eklendi
2.1 milyon tane milyonerimiz var
Soykırım sürüyor
Can kaybı 51 bin 65'e yükseldi
İzmir'de Gelecek Partisi'nden BTP'ye büyük katılım
BTP ilgi odağı olmaya devam ediyor
Yaptığı paylaşım ROK'u rezil etti
Rasim Ozan Kütahyalı'ya gözaltı kararı
İstanbul Havalimanı'nda bir ilk
Üçlü operasyon bugün başladı
Rümeysa Öztürk'e destek mesajı yağıyor
Hukuk ekibi ve gönüllüler form hazırladı
Vergi muafiyeti kaldırılabilir
Trump'tan Harvard Üniversitesine şok!
CHP kurultayına iptal davası bugün
O delege ifade verdi
Yeni yargı paketi son düzlükte
50 bin hükümlü tahliye olacak
Süper Lig'de 32. hafta heyecanı başlıyor
İşte haftanın maçları ve puan durumu
Gözler Merkez Bankası faiz kararında
Faiz artacak mı düşecek mi?
Türkiye böyle operasyon görmedi
Cumhuriyet tarihinin en büyüğü...
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
123456789101112131415
Türkiye böyle operasyon görmedi
Cumhuriyet tarihinin en büyüğü...
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
Suud ile İran'dan dikkat çeken temas
Suudi Bakan Bin Selman, İran'da
Brüksel'in başı evsizlerle dertte!
Son 4 yılda 2'ye katlandı
İki ayda milyonerlere binlerce kişi eklendi
2.1 milyon tane milyonerimiz var
Soykırım sürüyor
Can kaybı 51 bin 65'e yükseldi
İzmir'de Gelecek Partisi'nden BTP'ye büyük katılım
BTP ilgi odağı olmaya devam ediyor
Yaptığı paylaşım ROK'u rezil etti
Rasim Ozan Kütahyalı'ya gözaltı kararı
İstanbul Havalimanı'nda bir ilk
Üçlü operasyon bugün başladı
Rümeysa Öztürk'e destek mesajı yağıyor
Hukuk ekibi ve gönüllüler form hazırladı
Vergi muafiyeti kaldırılabilir
Trump'tan Harvard Üniversitesine şok!
CHP kurultayına iptal davası bugün
O delege ifade verdi
Yeni yargı paketi son düzlükte
50 bin hükümlü tahliye olacak
Süper Lig'de 32. hafta heyecanı başlıyor
İşte haftanın maçları ve puan durumu
Gözler Merkez Bankası faiz kararında
Faiz artacak mı düşecek mi?
Türkiye böyle operasyon görmedi
Cumhuriyet tarihinin en büyüğü...
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.