Türkiye'de, erozyonun en önemli nedeninin düzensiz yağışlar olduğu ve son aylardaki yoğunlaşma sonucunda toprak kalitesindeki düşme nedeniyle önümüzdeki süreçte gıda üretiminde sıkıntılar oluşturacağı belirtildi. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, Türkiye'nin topraklarının yüzde 63'ünde şiddetli ve çok şiddetli, yüzde 20'sinde ise orta şiddetli erozyon yaşandığını, bunun da üründe yüzde 50 verim kaybına yol açtığını söyledi. Türkiye'nin topografik yapısı ve arazilerin eğimli olması nedeniyle yağış düzensizliğinin daha fazla zarar verdiğini belirten Barut, bu olumsuzluğu verimli tarım alanlarının ve meraların amaç dışıkullanımı, betonlaşma ve bilinçsiz toprak işlemenin de desteklediğini bildirdi. Barut, her yıl en az 500 milyon ton toprağın göllere ve denizlere taşındığını, böylece toprağın içerdiği besin maddelerinin kaybolduğunu ve tarımsal üretimdeki verim kaybının büyük boyutlara ulaştığını belirterek, şöyle konuştu: "Son dönemlerde ağırlık kazanan su erozyonu toprağın kalitesini düşürdü, gevşeyen toprağın direnci azaldı. Sürüklenen toprağın besin kaybının yanı sıra doğal yapısı ve su tutma kapasitesi de düştü. Sel sularını uzun süre üzerinde taşıyan topraktaki tüm besin değerleri öldüğü için üzerinde bitki yetişemez duruma geldi."
"Tarım ürünlerini pahalı yiyeceğiz"
Barut, sel sularına boğulan toprağın eski işlevine kavuşmasının zaman alacağını, en az bir yıl süreyle buralardan yeterli verimin alınamayacağını belirterek, "Toprağın gördüğü zarar, önümüzdeki yıl gıda harcamalarını tırmandıracaktır" dedi.
Toprak kalitesindeki düşüşün verimi olumsuz etkileyeceği, az üretimin ise pahalılığı getireceğini anlatan Barut, bunun hükümetin ekonomik istikrar programına da zarar vereceğini, bu nedenle çiftçinin sorunun çözümünde tek başına bırakılmaması gerektiğini söyledi.
Barut, şöyle devam etti:
"Öncelikle uzun vadeli toprak ıslahı çalışmalarına derhal başlanmalıdır. Ayrıca, her yıl toprağı ikinci ürün ekimine hazırlamak amacıyla çiftçilerin başvurduğu geleneksel bir yöntem olan anız yakımımutlaka önlenmelidir. Çünkü, anız yakımı en az sel erozyonu kadar toprağa zarar vermekte ve bitkinin besin maddelerini öldürmektedir. Bilinçli tarım için de çiftçi eğitimden geçirilmelidir."
Özellikle büyük kentlerde yaşanan betonlaşmaya da dikkati çeken Barut, birinci ve ikinci sınıf verimli tarım arazileri üzerindeki yapılaşmanın önlenmesi için başta belediyeler olmak üzere tüm sorumluların üzerine düşen görevi yapması gerektiğini bildirdi.
"Verimli tarım arazileri, her türlü amaç dışı ve yanlış kullanımdan korunmalıdır" diyen Barut, bunun Türkiye için stratejik bir önemi bulunduğunu belirterek, aksi takdirde gıdada dışa bağımlı kalacağını söyledi.
Barut, Türkiye'de çiftçiye verilen desteklerin abartıldığını ve buyüzden her geçen gün budandığına dikkati çekerek, çiftçi sorunlarıyla başbaşa bırakıldığı takdirde tefecinin eline düşeceğini ve üretim yapmasının mümkün olamayacağını bildirdi.
"Tarım ürünlerini pahalı yiyeceğiz"
Barut, sel sularına boğulan toprağın eski işlevine kavuşmasının zaman alacağını, en az bir yıl süreyle buralardan yeterli verimin alınamayacağını belirterek, "Toprağın gördüğü zarar, önümüzdeki yıl gıda harcamalarını tırmandıracaktır" dedi.
Toprak kalitesindeki düşüşün verimi olumsuz etkileyeceği, az üretimin ise pahalılığı getireceğini anlatan Barut, bunun hükümetin ekonomik istikrar programına da zarar vereceğini, bu nedenle çiftçinin sorunun çözümünde tek başına bırakılmaması gerektiğini söyledi.
Barut, şöyle devam etti:
"Öncelikle uzun vadeli toprak ıslahı çalışmalarına derhal başlanmalıdır. Ayrıca, her yıl toprağı ikinci ürün ekimine hazırlamak amacıyla çiftçilerin başvurduğu geleneksel bir yöntem olan anız yakımımutlaka önlenmelidir. Çünkü, anız yakımı en az sel erozyonu kadar toprağa zarar vermekte ve bitkinin besin maddelerini öldürmektedir. Bilinçli tarım için de çiftçi eğitimden geçirilmelidir."
Özellikle büyük kentlerde yaşanan betonlaşmaya da dikkati çeken Barut, birinci ve ikinci sınıf verimli tarım arazileri üzerindeki yapılaşmanın önlenmesi için başta belediyeler olmak üzere tüm sorumluların üzerine düşen görevi yapması gerektiğini bildirdi.
"Verimli tarım arazileri, her türlü amaç dışı ve yanlış kullanımdan korunmalıdır" diyen Barut, bunun Türkiye için stratejik bir önemi bulunduğunu belirterek, aksi takdirde gıdada dışa bağımlı kalacağını söyledi.
Barut, Türkiye'de çiftçiye verilen desteklerin abartıldığını ve buyüzden her geçen gün budandığına dikkati çekerek, çiftçi sorunlarıyla başbaşa bırakıldığı takdirde tefecinin eline düşeceğini ve üretim yapmasının mümkün olamayacağını bildirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.