Sebze üreticileri dert küpü
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sebze üreticilerini tarlalarında ziyaret etti ve sorunlarını dinledi. Gürer'e dert yanan bir kadın çiftçi: “Oğlum üniversite bitirdi, iş yok. 40 senedir sebze üretiyorum, bir ev sahibi bile olamadım” dedi
23.06.2024 16:35:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, sebze üreticilerini tarlalarında ziyaret etti, sorunlarını dinledi. Gürer'e üreticiler girdi maliyetlerindeki artışlardan, ürettikleri ürünlerden para kazanamadıklarından ve ithal tohumlarda yaşadıkları sorunlardan dert yandılar. Gürer, fasulye, kabak, soğan gibi çeşitli sebze ürünlerini yetiştiren üreticiye yaptıkları masrafların karşılığında sattıkları üründe kazanç sağlayıp sağlayamadığını sordu. Kadın Üretici, "Karnımızı zor doyuruyoruz, çalışıyoruz; çoluk çocuk, karı koca burada işçi gibi çalışıyoruz ama anca ekmeğimize yetiyor. İşçi ücretleri arttı, mazot arttı, gübre ve ilaç fiyatları arttı. Ayrıca bu tohumlar bir kısmı ithal tohum mu bilmiyorum ama hep ilaca bağımlı. Şu anda biberlerimize bakın, ufacık kurtlar var. Önceden böyle şeyler bilmezdik, ilaçlar pahalı, birini alsam diğerini alamıyorum" diye konuştu. Gürer, fasulye yetiştirmenin maliyetini ve ne kadara satmaları durumunda kendilerini kurtaracağını sorması üzerine üretici, "En az 60-70 TL. İki üç kişi bu işle uğraşıyor, yevmiyeleri 700 TL, yeme içme her şey bana ait. Sadece yevmiyeleri 700 TL. Tarlamız var, yapacak başka işimiz yok, mecburen çalışıyoruz. Doğduğumuzdan beri toprakla uğraşıyoruz. 40 senemi verdim, hâlâ oturacak evim yok" dedi.
Gürer, "40 senedir sebze yetiştiriciliği yapıyor ama oturacak evi yok, çünkü kendi işçiliğini ve emeğini dahi katmadan üretmeye devam ediyor. Eli öpülecek insanlar bunlar. Kentlerde ürün alırken fiyat değerlendiriliyor ama o fiyatın yükselmesi bu üreticinin suçu değil. Girdi maliyetleri artıyor: fide, ilaç, gübre, tohum ve mazot fiyatları artıyor. Maliyet artınca, kurtarabildikleri fiyata ürünü satmak zorunda kalıyorlar. Üreten de mutlu değil ama fedakâr insanlar, bayramları yok, seyranları yok. Tüm emekleri ve çabaları ürettikleri ürünün değer bulması için. Zarar etmemeliler, çünkü borçlanıyorlar, sıkıntı yaşıyorlar, çocuklarını okutuyorlar. Okulu bitiren çocuklar iş sahibi olamıyor. Üniversite mezunu, diplomalı iş bulamıyor. Çocuğu üniversite mezunu, işsiz, tarlada da çalışmak istemiyor. Anneler babalar üretimin içinde mutlu değiller" şeklinde konuştu. 2002 yılında ülkemizde 270 bin ton kuru fasulye yetiştiğini, bu rakamın geçen yıl 243 bin tona düştüğünü ve de ithalat yapıldığını belirten Gürer, "Bu yöneticiler ithalata kafa yoracaklarına, üreticiye destek verseler, sebze üreticisini destekleseler, tarlada bitki üretene destek verseler, sorunlarıyla ilgilenseler ülkenin geleceği kurtarılmış olur. Kuru fasulye, mercimek, nohut, pirinç gibi temel tüketim ürünlerinde dahi ithalat ile açık gideriliyor. Bu sorunu çözmenin yolu, bu ürünleri üretenleri desteklemek, sorunlarını çözmek, üretim içinde kalmalarını sağlamak ve girdi maliyetleri düşmesi sağlamakla olasıdır" dedi.
Üretici kazanamadığı için mutlu değil
Gürer, "40 senedir sebze yetiştiriciliği yapıyor ama oturacak evi yok, çünkü kendi işçiliğini ve emeğini dahi katmadan üretmeye devam ediyor. Eli öpülecek insanlar bunlar. Kentlerde ürün alırken fiyat değerlendiriliyor ama o fiyatın yükselmesi bu üreticinin suçu değil. Girdi maliyetleri artıyor: fide, ilaç, gübre, tohum ve mazot fiyatları artıyor. Maliyet artınca, kurtarabildikleri fiyata ürünü satmak zorunda kalıyorlar. Üreten de mutlu değil ama fedakâr insanlar, bayramları yok, seyranları yok. Tüm emekleri ve çabaları ürettikleri ürünün değer bulması için. Zarar etmemeliler, çünkü borçlanıyorlar, sıkıntı yaşıyorlar, çocuklarını okutuyorlar. Okulu bitiren çocuklar iş sahibi olamıyor. Üniversite mezunu, diplomalı iş bulamıyor. Çocuğu üniversite mezunu, işsiz, tarlada da çalışmak istemiyor. Anneler babalar üretimin içinde mutlu değiller" şeklinde konuştu. 2002 yılında ülkemizde 270 bin ton kuru fasulye yetiştiğini, bu rakamın geçen yıl 243 bin tona düştüğünü ve de ithalat yapıldığını belirten Gürer, "Bu yöneticiler ithalata kafa yoracaklarına, üreticiye destek verseler, sebze üreticisini destekleseler, tarlada bitki üretene destek verseler, sorunlarıyla ilgilenseler ülkenin geleceği kurtarılmış olur. Kuru fasulye, mercimek, nohut, pirinç gibi temel tüketim ürünlerinde dahi ithalat ile açık gideriliyor. Bu sorunu çözmenin yolu, bu ürünleri üretenleri desteklemek, sorunlarını çözmek, üretim içinde kalmalarını sağlamak ve girdi maliyetleri düşmesi sağlamakla olasıdır" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.