Sosyal hayata uzanan bir takım dallar var.
Bu dallardan kimi görünürde iyi huylu, kimi kötü huylu, kimi salkım-saçak göze hoş geliyor, ismi kulağa hoş geliyor kimi de odun gibi ne görüntüsü hoş ne de ismi.
Kimi parti adı altında hayatımıza uzanmış, kimi sivil toplum örgütü, kimi sendika, kimi dernek, kimi cemaat kimi de terör örgütü.
Bu dallardan hangisini takip etseniz aynı gövdeye ulaşıyorsunuz.
Ana gövde bir, dalları sözde muhtelif.
Başını ABD'nin çektiği Batı-Haçlı emperyalizmi adında bir ağaç, bu ağaçtan uç verip büyüyen ve Anadolu coğrafyasına uzanan-uzatılan bir takım dallar var, insanımız bu dallardan kimine sımsıkı sarılıyor, kimini de kerih görüp tiksiniyor. Halbu ki her biri aynı ağacın dalları.
Aklı başında, basiret ehli, irfan sahibi insanlar çok haklı bir soru soruyorlar:
"Sebep ne sarıldın dalın birine?"
Söz konusu ağaçtan neşet eden belki yüzlerce dal var ve her biri ayrı bir yazı konusu ama biz bu gün çok belirgin olan, her gün gündemimizde olan üç daldan söz edelim.
On seneden beri ülkemizi tek başına yöneten AKP iktidarının ta kuruluşundan itibaren, parti programının hazırlanmasından itibaren yukarıda sözünü ettiğimiz ağacın bir dalı olduğu noktasında artık aklı başında olan hiç kimsenin bir şüphesi kalmamıştır.
On senelik iktidarı boyunca sergilediği icraatlarıyla ana gövdeye sıkı sıkıya bağlı olduğunu sayısız defa ispat etmiştir zaten.
On senelik iktidarın bazen resmi bazen gayri resmi ortağı durumundaki "cemaat" de söz konusu ağacın dallarından biri belki de kök kısmına en yakın dalı olduğu noktasında yine basiret sahibi herkesin ittifak ettiği bir meseledir.
Hem öyle bir dal ki bu dalın en baş kısmı da direkt ana gövdeye bağlı.
Bahsi geçen ana gövdeden neşet eden dallardan biri de bu gün başımızın belası kesilen PKK terör örgütüdür. Ana gövdeden gelen hayat suyu ile hayatiyetini devam ettirir, her şeyi ondandır.
Şimdi aynı gövdenin, aynı ağacın üç dalını hatırlattık, her üçü de Anadolu coğrafyasını hem madden hem de manen hallaç pamuğu gibi atılmasında kullanılıyor yıllardır.
Başlıktaki soruyu tekrar hatırlayalım:
"Sebep ne sarıldın dalın birine?"
Hepsi de aynı ağacın dalları, her üçü de coğrafyamızı, medeniyetimizi, canım insanımızı emperyalizme kul-köle yapmak için yetiştirilmiş, kurulmuş-kurdurulmuş ve içimize salınmış dallar değil mi?
O zaman "sebep ne sarıldın dalın birine?" sorusu yerden göğe kadar haklı değil mi?
Bu dallardan kimi görünürde iyi huylu, kimi kötü huylu, kimi salkım-saçak göze hoş geliyor, ismi kulağa hoş geliyor kimi de odun gibi ne görüntüsü hoş ne de ismi.
Kimi parti adı altında hayatımıza uzanmış, kimi sivil toplum örgütü, kimi sendika, kimi dernek, kimi cemaat kimi de terör örgütü.
Bu dallardan hangisini takip etseniz aynı gövdeye ulaşıyorsunuz.
Ana gövde bir, dalları sözde muhtelif.
Başını ABD'nin çektiği Batı-Haçlı emperyalizmi adında bir ağaç, bu ağaçtan uç verip büyüyen ve Anadolu coğrafyasına uzanan-uzatılan bir takım dallar var, insanımız bu dallardan kimine sımsıkı sarılıyor, kimini de kerih görüp tiksiniyor. Halbu ki her biri aynı ağacın dalları.
Aklı başında, basiret ehli, irfan sahibi insanlar çok haklı bir soru soruyorlar:
"Sebep ne sarıldın dalın birine?"
Söz konusu ağaçtan neşet eden belki yüzlerce dal var ve her biri ayrı bir yazı konusu ama biz bu gün çok belirgin olan, her gün gündemimizde olan üç daldan söz edelim.
On seneden beri ülkemizi tek başına yöneten AKP iktidarının ta kuruluşundan itibaren, parti programının hazırlanmasından itibaren yukarıda sözünü ettiğimiz ağacın bir dalı olduğu noktasında artık aklı başında olan hiç kimsenin bir şüphesi kalmamıştır.
On senelik iktidarı boyunca sergilediği icraatlarıyla ana gövdeye sıkı sıkıya bağlı olduğunu sayısız defa ispat etmiştir zaten.
On senelik iktidarın bazen resmi bazen gayri resmi ortağı durumundaki "cemaat" de söz konusu ağacın dallarından biri belki de kök kısmına en yakın dalı olduğu noktasında yine basiret sahibi herkesin ittifak ettiği bir meseledir.
Hem öyle bir dal ki bu dalın en baş kısmı da direkt ana gövdeye bağlı.
Bahsi geçen ana gövdeden neşet eden dallardan biri de bu gün başımızın belası kesilen PKK terör örgütüdür. Ana gövdeden gelen hayat suyu ile hayatiyetini devam ettirir, her şeyi ondandır.
Şimdi aynı gövdenin, aynı ağacın üç dalını hatırlattık, her üçü de Anadolu coğrafyasını hem madden hem de manen hallaç pamuğu gibi atılmasında kullanılıyor yıllardır.
Başlıktaki soruyu tekrar hatırlayalım:
"Sebep ne sarıldın dalın birine?"
Hepsi de aynı ağacın dalları, her üçü de coğrafyamızı, medeniyetimizi, canım insanımızı emperyalizme kul-köle yapmak için yetiştirilmiş, kurulmuş-kurdurulmuş ve içimize salınmış dallar değil mi?
O zaman "sebep ne sarıldın dalın birine?" sorusu yerden göğe kadar haklı değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025