Avrupa Birliği, Türkiye'nin müzakere tarihi alıp alamayacağına karar verilecek 17 Aralık'taki zirve öncesinde, Türkiye'ye şart yağdırıyor. AB'nin şartları Kıbrıs meselesinden ekonomiye herşeyi kapsıyor
Avrupa Birliği, Türkiye'ye müzakere tarihi verip vermeyeceğini kararlaştıracağı 17 Aralık zirvesi öncesinde, değişik kanallardan Türkiye'yi şart yağmuruna tuttu.
Bunlar Hollanda'nın şartları
AB Dönem Başkanı Hollanda tarafından hazırlanan Türkiye ile ilgili ikinci taslak bildirgede, tam üyelik müzakerelerinin 2005 yılının Ekim ayında başlaması eğilimi ağırlık kazandı. Taslakda siyasi kriterlerin yanısıra, ekonomik kriterler de öne çıkıyor. Müzakere sürecinde uygulanacak ekonomik kurallar, daha da sıkılaştırılıyor.
Böylece Kıbrıs, Ege meselesi, azınlıklar sorunu, Patrikhane gibi bugüne kadar sadece siyasi kriterlerin gündeme geldiği Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde artık ekonomik kriterler de ön planda yer alacak.
Ekonomik ve idari kriterler dönemi!
Avrupa Birliği, her aday ülke için 'müzakere çerçevesi' olarak adlandırılan bireysel müzakere şartnamesi oluşturmayı hedefliyor. Burada da ekonomik ve idari kriterler ağırlık kazanıyor.
Bazı ülkelerin ısrarlı tutumunun sonucu serbest dolaşımın ucu saçık bırakılırken Fransa, Danimarka, Avusturya dar kapsamlı alternatif bir anlaşma konusunda ısrarlı. Ancak bu teklif AB'deki Türkiye yanlısı Almanya, İtalya, İspanya gibi ülkelerin sert tutumu nedeniyle gündeme hiç gelmeyebilir.
Kalıcı önlemler
Müzakerelerin bireysel kaidelerinde, üye ülkelerin veya AB'nin bütününün, aday ülkeden, kişilerin serbest dolaşımı, ortak tarım politikası veya yapısal politikalar konusunda 'kalııc önlemler' talep edebilmesi planlanıyor. Kritik 17 Aralık Zirvesi'nin ikinci taslak belgesinde siyasi unsurlarda fazla bir değişiklik olmamasına karşın, bu müzakere şartnamesi, belgenin 22'nci maddesinde karşılık buldu. Müzakere çerçevesine ilişkin başlıkta, ekonomik koşullara çok sıkı düzenlemeler getirilmesi öngörülüyor.
Say say bitmiyor
AB'nin Türkiye İlerleme Raporu'nda yer alan 30'un üzerindeki şartına ilaveten, Hollanda'nın hazırladığı taslak metinde ekstra şartlara da yer veriliyor. Bu şartları şu şekilde sıralamak mümkün:
* Türkiye AB Komisyonu'nun ısrar ettiği 6 yasayı çıkaracak.
* Türkiye bu yasalarla ilgili gözlem altında tutulacak. Böylece ilk kez bir aday için 'uygulama şartı' getiriliyor! Taslakta bu şart şu şekilde düzenleniyor: "AB ile yapılan sözleşmelerden doğan düzenlemelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yanı sıra AB müktesebatının uygulanması konusunda da tatmin edici bir sicile" sahip olması gerekiyor.
* Ege sorunu Uluslararası Adalet Divanı'na götürülecek.
* Türkiye, Kıbrıs Rum Kesimi'ni Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyacak.
* Serbest dolaşım ve tarım konusunda kalıcı koruma önlemlerinin yanı sıra "derogasyonlar-imtiyazlar" da gündeme gelebilecek. Bunların gündeme gelebileceği alanlar ise kişilerin dolaşımı, yapısal politikalar ve tarım olarak sıralanıyor.
* Türkiye ne yaparsa yapsın, müzakerelerin acı uçuk kalacak.
Avrupa Birliği, Türkiye'ye müzakere tarihi verip vermeyeceğini kararlaştıracağı 17 Aralık zirvesi öncesinde, değişik kanallardan Türkiye'yi şart yağmuruna tuttu.
Bunlar Hollanda'nın şartları
AB Dönem Başkanı Hollanda tarafından hazırlanan Türkiye ile ilgili ikinci taslak bildirgede, tam üyelik müzakerelerinin 2005 yılının Ekim ayında başlaması eğilimi ağırlık kazandı. Taslakda siyasi kriterlerin yanısıra, ekonomik kriterler de öne çıkıyor. Müzakere sürecinde uygulanacak ekonomik kurallar, daha da sıkılaştırılıyor.
Böylece Kıbrıs, Ege meselesi, azınlıklar sorunu, Patrikhane gibi bugüne kadar sadece siyasi kriterlerin gündeme geldiği Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde artık ekonomik kriterler de ön planda yer alacak.
Ekonomik ve idari kriterler dönemi!
Avrupa Birliği, her aday ülke için 'müzakere çerçevesi' olarak adlandırılan bireysel müzakere şartnamesi oluşturmayı hedefliyor. Burada da ekonomik ve idari kriterler ağırlık kazanıyor.
Bazı ülkelerin ısrarlı tutumunun sonucu serbest dolaşımın ucu saçık bırakılırken Fransa, Danimarka, Avusturya dar kapsamlı alternatif bir anlaşma konusunda ısrarlı. Ancak bu teklif AB'deki Türkiye yanlısı Almanya, İtalya, İspanya gibi ülkelerin sert tutumu nedeniyle gündeme hiç gelmeyebilir.
Kalıcı önlemler
Müzakerelerin bireysel kaidelerinde, üye ülkelerin veya AB'nin bütününün, aday ülkeden, kişilerin serbest dolaşımı, ortak tarım politikası veya yapısal politikalar konusunda 'kalııc önlemler' talep edebilmesi planlanıyor. Kritik 17 Aralık Zirvesi'nin ikinci taslak belgesinde siyasi unsurlarda fazla bir değişiklik olmamasına karşın, bu müzakere şartnamesi, belgenin 22'nci maddesinde karşılık buldu. Müzakere çerçevesine ilişkin başlıkta, ekonomik koşullara çok sıkı düzenlemeler getirilmesi öngörülüyor.
Say say bitmiyor
AB'nin Türkiye İlerleme Raporu'nda yer alan 30'un üzerindeki şartına ilaveten, Hollanda'nın hazırladığı taslak metinde ekstra şartlara da yer veriliyor. Bu şartları şu şekilde sıralamak mümkün:
* Türkiye AB Komisyonu'nun ısrar ettiği 6 yasayı çıkaracak.
* Türkiye bu yasalarla ilgili gözlem altında tutulacak. Böylece ilk kez bir aday için 'uygulama şartı' getiriliyor! Taslakta bu şart şu şekilde düzenleniyor: "AB ile yapılan sözleşmelerden doğan düzenlemelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yanı sıra AB müktesebatının uygulanması konusunda da tatmin edici bir sicile" sahip olması gerekiyor.
* Ege sorunu Uluslararası Adalet Divanı'na götürülecek.
* Türkiye, Kıbrıs Rum Kesimi'ni Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıyacak.
* Serbest dolaşım ve tarım konusunda kalıcı koruma önlemlerinin yanı sıra "derogasyonlar-imtiyazlar" da gündeme gelebilecek. Bunların gündeme gelebileceği alanlar ise kişilerin dolaşımı, yapısal politikalar ve tarım olarak sıralanıyor.
* Türkiye ne yaparsa yapsın, müzakerelerin acı uçuk kalacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.