ABD'nin "atmaca" Savunma Bakanı Rumsfeld, BAE, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt ve Irak'a yaptığı gezi sonrası günübirlik Afganistan'a da uğramış. Kabil havaalanından 4.5 saat sonra geldiği İncirlik Üssü'nde yaklaşık bir saat dinlendikten sonra hiçbir Türk yetkiliyle görüşmeden Londra'ya hareket eden "Atmaca" Rumsfeld'in bu hareketi tuhaf karşılandı.
Rumsfeld'den: "Türkiye'ye Irak vahşetinde "koalisyonun parçası" olarak sağladığı destek yüzünden bir milyar dolar borcumuz vardı, eğer yetkililerle görüşseydim parayı isteyeceklerdi, onun için görüşmeden gittim. Siz borçlu olduğunuz kasaba görünmeden evinize gidince oluyor da, biz yapınca niye olmasın" şeklinde bir açıklama gelir diye bekleyenler avucunu yalasın.
Buna ilaveten, ne var bunda? Benim ev sahibim apartmana uğrayınca "ille de bana selam vermek zorunda değil" deyip olaya daha radikal bir mantıkla yaklaşır, işin içinden sıyrılabilirsiniz.
Yutan olursa, hoş bir mantık.
Bir başkası da şöyle bir mantık geliştirebilir.
Efendim, Dışişleri Bakanı sayın Gül, sağ kolunda zevce-i muhteremeleri, Hayrunnisa Gül olduğu halde, önce Mais'te, daha sonra Kaş'ta AB etkinliklerine katılmakla meşguldü. Nasıl ilgilensin "Atmaca" Rumsfeld'le?
Hem sonra, Papandreu da Rum Rumsfeld de, adı üstünde Rum, aynı şey değil mi de denilebilir.
Bu da hoş bir mantık.
Sabah muhabiri Stelyo Berberakis'in (lütfen bu ismi M. Ali'nin menajeri Stelyo Pipis'le karıştırmayın. Onun Pipis'i ayrı, bu ayrı) bildirdiğine göre, Yunan Dışişleri Bakanı Papi, Meis'e sembolik bir ziyaret eden Gül çiftini hararetle karşıladı.
Papandreu'nun, başörtüsü konusunda verdiği yılmaz mücadeleleriyle tanınan Bayan Gül'ün elini iki elinin arasına alıp uzun süre tutması ve bu şekilde verilen poz, Türk-Yunan ilişkilerinin iyi yolda olduğu şeklinde yorumlandı.
Hatta Papi Gül'e "dostum" diye hitap etti.Barışa son noktayı Gül koydu ve adada karşılaştığı 8 aylık İrini'yi kucağına aldı.
Olaya açıklık getiren Gül şunu dedi: "Yunanca'da Barış demek olan İrini'yi kucağımıza alarak barışı ne kadar arzu ettiğimiz cümle aleme ispat ettik. Daha başka ne yapalım?"
Duygusal anların yaşanmasına sebep olan bu gelişme ayakta alkışlandı.
İyi koku alan burunların bildirdiğine göre, Gül çiftinin bu sembolik Mais ziyareti, başörtüsünü meşrulaştırmak içinmiş. "AB'ye girdik mi bu iş çözülecek" mesajı verilmek istenmiş.
Siyasi merhum Mesut Yılmaz da aynı şeyi söylememiş miydi?; AB'ye girdik mi böyle bir sorun kalmayacak.
Bu konuda Papi'den gelen açıklama bizi haklı çıkartacak cinsten; "Gül'ün başörtüsü bizi ilgilendirmez".
"Bizi Leyla Zana, Hatip Dicle, Apo, PKK ve son uğraşı Pontus faaliyetleri daha çok ilgilendirir" deyecek değildi herhalde.
Bütün bunlara rağmen yoksa siz hâlâ AB'ye karşı mısınız?
Bu ayıp dokuz göbek sülalenize yeter, hatta artar da.
Medyamızın "süs kabağı" yalakalarının, ilmihal sendromuna kapıldığı bir zamana denk düşen bütün bu gelişmeler, "her herzede bin hikmet" bağlamında algılanmış olacak ki, pek kayda değer görülmedi.
"İzzet/şerefi zilletle yakalayacağını sananlara" acımaktan başka ne gelir elden?
Evet sevgili Şam kabağı ille de Şam'da yenmez diyen yurttaşlarım, durum bundan ibaret.
Aklı olan alır ibret,
Aklı olmayan için her yer gülistandan ibaret.
Rumsfeld'den: "Türkiye'ye Irak vahşetinde "koalisyonun parçası" olarak sağladığı destek yüzünden bir milyar dolar borcumuz vardı, eğer yetkililerle görüşseydim parayı isteyeceklerdi, onun için görüşmeden gittim. Siz borçlu olduğunuz kasaba görünmeden evinize gidince oluyor da, biz yapınca niye olmasın" şeklinde bir açıklama gelir diye bekleyenler avucunu yalasın.
Buna ilaveten, ne var bunda? Benim ev sahibim apartmana uğrayınca "ille de bana selam vermek zorunda değil" deyip olaya daha radikal bir mantıkla yaklaşır, işin içinden sıyrılabilirsiniz.
Yutan olursa, hoş bir mantık.
Bir başkası da şöyle bir mantık geliştirebilir.
Efendim, Dışişleri Bakanı sayın Gül, sağ kolunda zevce-i muhteremeleri, Hayrunnisa Gül olduğu halde, önce Mais'te, daha sonra Kaş'ta AB etkinliklerine katılmakla meşguldü. Nasıl ilgilensin "Atmaca" Rumsfeld'le?
Hem sonra, Papandreu da Rum Rumsfeld de, adı üstünde Rum, aynı şey değil mi de denilebilir.
Bu da hoş bir mantık.
Sabah muhabiri Stelyo Berberakis'in (lütfen bu ismi M. Ali'nin menajeri Stelyo Pipis'le karıştırmayın. Onun Pipis'i ayrı, bu ayrı) bildirdiğine göre, Yunan Dışişleri Bakanı Papi, Meis'e sembolik bir ziyaret eden Gül çiftini hararetle karşıladı.
Papandreu'nun, başörtüsü konusunda verdiği yılmaz mücadeleleriyle tanınan Bayan Gül'ün elini iki elinin arasına alıp uzun süre tutması ve bu şekilde verilen poz, Türk-Yunan ilişkilerinin iyi yolda olduğu şeklinde yorumlandı.
Hatta Papi Gül'e "dostum" diye hitap etti.Barışa son noktayı Gül koydu ve adada karşılaştığı 8 aylık İrini'yi kucağına aldı.
Olaya açıklık getiren Gül şunu dedi: "Yunanca'da Barış demek olan İrini'yi kucağımıza alarak barışı ne kadar arzu ettiğimiz cümle aleme ispat ettik. Daha başka ne yapalım?"
Duygusal anların yaşanmasına sebep olan bu gelişme ayakta alkışlandı.
İyi koku alan burunların bildirdiğine göre, Gül çiftinin bu sembolik Mais ziyareti, başörtüsünü meşrulaştırmak içinmiş. "AB'ye girdik mi bu iş çözülecek" mesajı verilmek istenmiş.
Siyasi merhum Mesut Yılmaz da aynı şeyi söylememiş miydi?; AB'ye girdik mi böyle bir sorun kalmayacak.
Bu konuda Papi'den gelen açıklama bizi haklı çıkartacak cinsten; "Gül'ün başörtüsü bizi ilgilendirmez".
"Bizi Leyla Zana, Hatip Dicle, Apo, PKK ve son uğraşı Pontus faaliyetleri daha çok ilgilendirir" deyecek değildi herhalde.
Bütün bunlara rağmen yoksa siz hâlâ AB'ye karşı mısınız?
Bu ayıp dokuz göbek sülalenize yeter, hatta artar da.
Medyamızın "süs kabağı" yalakalarının, ilmihal sendromuna kapıldığı bir zamana denk düşen bütün bu gelişmeler, "her herzede bin hikmet" bağlamında algılanmış olacak ki, pek kayda değer görülmedi.
"İzzet/şerefi zilletle yakalayacağını sananlara" acımaktan başka ne gelir elden?
Evet sevgili Şam kabağı ille de Şam'da yenmez diyen yurttaşlarım, durum bundan ibaret.
Aklı olan alır ibret,
Aklı olmayan için her yer gülistandan ibaret.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024