Şam'a şahin, Erivan'a güvercin!

Biliyor musunuz?  Ermeniler bayrağımızı yaktı! Olay sözde soykırımı anma törenleri sırasında Erivan'da yaşandı. Yandaş medya sessiz çünkü Başbakan bu konuya girmedi. Oysa kısa bir süre önce tam destek verdikleri Suriye'deki isyancılar Lazkiye kentinde bayrağımızı yaktığında Esad'dan hesap sormuşlardı. Erdoğan, "Sen Türk bayrağına saldıranları bulup gereken cezayı vermek durumundasın" diye çıkışmıştı. Tekrar edelim. Bayramızı isyancılar yaktı, Erdoğan hesabı Esad'dan sordu. Beklerdik ki! Sayın başbakanımız Ermenistan devlet başkanı Sarkisyan'a da hesap sorsun. Ama oralı bile olunmadı. Yani Suriye söz konusu olunca "şahin" Ermenistan söz konusu olunca "güvercin" durumuyla karşı karşıyayız. Neden acaba?    

YAŞASIN! İNGİLİZCE DEĞİL, ERMENİCE 'SOYKIRIM' DEDİ  
Ermeni meselesine girmişken bir örnek daha vermek istiyorum. Her 24 Nisan'da bizimkiler dört gözle ABD başkanının mesajını bekler. Malum bu tarih sözde soykırımın yıldönümü olarak kabul ediliyor. Yani koca bir yalanın yıldönümü. Obama soykırım sözcüğünü kullanacak mı, kullanmayacak mı? Tüm meselemiz bu olur. Medyada büyük bir zafer havası vardı. Neden mi? Çünkü Obama soykırım demedi.  Obama soykırım demedi ama bakın neler söyledi; "Bugün, 20'nci yüzyılın en kötü mezalimlerinden biri olan Meds Yeghern'i anıyoruz. Bunu yaparak, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde acımasızca katledilen ya da ölüm yürüyüşüne zorlanan 1.5 milyon Ermeni'nin anısını onurlandırıyoruz." Adam daha ne desin. İngilizce değil de Ermenice "soykırım" demiş. Yaşasın! Türk dış politikasından bir zafer daha!   

BELKİ O KİŞİ ABDULLAH GÜL'DÜR!
Üzerinde durulmayan bir başka nokta da diasporanın gazete ilanıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yaptığı çağrıydı. İlandaki şu ifadeler oldukça manidardı; "Belki bir gün bir Türk lider çıkıp Anadolu'da işlenen suçları kabul ederek kendi ülkesine daha büyük bir hizmetiğini farkına vararak daha büyük bir devlet adamı olacak. Belki de bu kişi Abdullah Gül'dür."     AKP

MİLLETVEKİLİ ERMENİLERDEN ÖZÜR DİLEDİ! AKP
İstanbul Milletvekili İsmet Uçma da Türkiye'ye sözde Ermeni soykırımı dayatmasının yıldönümü olan 24 Nisan'da Ermenilerden özür diledi. Şöyle demişti: "Eleştiriye açık olmamız gerekiyor. O dönemde taraf olundu, ırkçı tavırlarla hareket edildi. Bunların tartışılması gerekiyor. Bütün bu yaşananların sorumlusu biz değiliz, İttihat ve Terakki'dir. Ama 'Biz sizden geçmişimize yaşanan bazı olaylardan dolayı özür diliyoruz' sözünü söyleyebilmemiz gerekiyor. Bu özrü ben şahsen 'soy sürgün' için de söylerim." Evet... Değerli vekilimiz Ermenilerden özür diliyor, onlara haksızlık yapıldığını iddia ediyor. Bir de şu açıklamalara bakın, kim haklı kim haksız kararı siz verin:  
    
"ONLARI ALLAH'A HAVALE EDİYORUM!"
Adı: Ömer Gül Tam 102 yaşında. Iğdır'ın Aralık İlçesine bağlı Yukarı Çiftlik köyünde yaşıyor. 1918 yılındaki Ermeni mezalimi sırasında 8 yaşındaydı. (Tarihe dikkat Türklerin Ermeni soykırımı yaptığı iddia edilen 1915 yılından yaklaşık 3 yıl sonra, 1918). O günleri daha dün gibi hatırlıyor. Bakın neler anlatıyor; "Ermeniler girdiği her köyde zulüm yapıyordu. Onlara karşılık veremiyorduk. Kazma kürekle ne yapabilirdik ki? Zaten köyde genelde yaşlı, kadın ve çocuklar vardı. Ermenilerden kurtulmak için Erzurum'un Horasan ilçesine göç ettik. Mart ayının sonları idi. Sabahın erken saati koyun otlatan amcamın oğlu koşarak geldi ve köye Ermenilerin geldiğini haber verdi. Köydeki herkes dağlara doğru kaçmaya başladı. Ben de anamla beraber kaçıyordum. Kaçamayanları ise Ermeni çeteleri yakaladı. Bizim aileden 60 kişiyi büyük, küçük demeden öldürdüler. Ermenilerin Türkleri öldürdüğü ahırlarda ot bile yetişmiyor. Çünkü yanan insanların yağları eriyerek toprağa karışmıştı. Her seferinde canımızı kurtarmayı başardık. Ama bizi yakalayamayan Ermeni çeteleri evlerimizi yerle bir ediyordu. 'Türkler, Ermenilere zulüm etmiştir' diyenleri Allah'a havale ediyorum. Aradan 94 yıl geçti. Ama hala o günleri hatırlıyorum. Ölene kadar da unutmayacağım. Çünkü beynime yerleşmiş." Bu Ermeni meselesi uluslarası alanda Türkiye'yi köşeye sıkıştırma taktiği olarak kullanılıyor. Oyun ABD ve AB tarafından kurgulanıyor.  Hepsi kendi menfaatlerinin gereğini yapıyor. Ama AKP milletvekili ne adına konuşuyor, maksadı ne, doğrusu çok merak ediyorum!