Rusya ve MEM

Son günlerde Ukrayna'daki olaylar gündemde. Türkiye'de o kadar çok iç gündem maddesi var ki, dış ilişkilere yeterince eğilemiyoruz. Oysa yanıbaşımızda cereyan eden olaylar doğrudan veya dolaylı olarak bizimle ilgili. Acaba değişen ve gelişen dengelerle ilgili herhangi bir stratejimiz var mı? Veya izlediğimiz strateji derin mi, yüzeysel mi? Adımlarımızı atarken neyimize güveniyoruz? Güçlü ekonomiye(!) nükleer başlıklı füzelerimize(!) hiçbir zaman bizi yalnız bırakmayan(!) NATO'ya, ileri görüşlü(!) devlet adamlarımıza mı?Devletler plan yaparken asırlık hatta daha ileri tarihli plan yaparlar ve hükümetler değişse bile bu planlar aynı kalır. Son gelişmeleri de bu çerçevede değerlendirmek gerekir. Hakimiyet alanını genişletmek isteyen batı, kendine dahil olmayan uluslara yaşam hakkı tanımamakta. Yeryüzündeki kaynakları sınırlı olarak gören bu hasta bakış açısı, 'bana ekmek kalmayacak' endişesi ile savaşları ve ölümleri körüklemekte.  Balkanlarda cereyan eden savaş, Libya, Afganistan, Tunus, Irak, Suriye ve daha birçok örnekte olduğu gibi batı kendi dünya görüşüne hareket etmekte. Ermenistan coğrafyasındaki çıkarları uğruna Ermeni soykırım iddialarını yasalaştıran Fransa aynı dünya görüşüne sahip. Bosna'da Birleşmiş Milletler tarafından ellerindeki bütün silahlar toplanıp sonra da savunmasız bir şekilde bütün dünyanın gözleri önünde ölüme gönderilen Müslüman Boşnaklar, kalbi sökülerek öldürülen Suriyeli Müslümanlar, hep aynı zihniyetin kurbanları. Ekonomik ve askeri gücüne güvenen batı, icabında kendi inancından olanları bile çıkarları uğruna gözden çıkarabilmekte. Peki, daha düne kadar çökmüş kabul edilen Rusya hangi silahına güveniyor da ABD ve onun nezdinde batıya kafa tutuyor. Vladimir Putin yaptığı açıklamalarda gayet rahat ve kendinden emin. Ona bu güveni sağlayan karşı konulamaz dayanağı/silahı ne? Putin'in hukuk eğitimi aldığını unutanların Kırım'a yapılan müdahale hukuka aykırı derken komik duruma düştükleri ortada. Yani dışarıdan bir ülkeyi karıştırmak yasal ama buna karşılık vermek yasa dışı(!) Yine Putin yaptığı bir açıklamada, yaptırımlardan bahseden ABD'ye "dolardan vazgeçeriz" restinde bulundu. Araştırmacılar Rusya'ya uygulanacak yaptırımların etkili olmayacağı görüşünde. Ekonomi alanında yüksek lisans yapmış olan Putin, yeni keşifler yapmış gözüküyor. Askeri alanda nükleer güce sahip olduğunu bildiğimiz Rusya, anlaşılan o ki ekonomi alanında da nükleer güce sahip. Rus ekonomisine nükleer başlığı yerleştirmiş. İşte merak edilen Putin'i bu denli rahat kılan ve adım atmaktan çekinmeyen tavrının dayanağı sahip olduğu ekonomik nükleer başlık "Milli Ekonomi Modeli"dir. Kalkınma planına alınan bu model sayesinde ekonomide ciddi atılımlar yapan Rusya artık topyekün batıya sesini yükseltebiliyor. Çünkü aradığı her şeyi bu modelde buldu. İlerleyen yıllarda Ruslara İslamiyet nasip olur mu bilemem ama Müslüman diye bildiğimiz birçoklarının kıblelerini Vatikan'a çevirdikleri kesin. Bu arkadaşlara tavsiyem şu; şöyle bir dönüp Moskova'ya Rus Meclisi Duma'ya bakın belki orada Haydar Baş Hoca'yı görür de imana gelirsiniz. Ülkesinde gerçekleşen canlı bomba eyleminden sonra dış basın olayı Müslümanların üzerine yıkmaya çalışırken Putin çıkıp, "Müslümanlar böyle şeyler yapmaz bunu ancak Rusya'yı karıştırmak isteyen dış güçler yapar" diye açıklama yapmıştı. Müslüman dünyaya karşı yanlış yaptığının farkına varan Rusya, şimdilerde Müslüman-Türk evladı Haydar Hoca'yı dinliyor. Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alınan Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile atağa geçen Rusya umarım ülkemize örnek olur ve aynı ekonomik nükleer başlığa biz de sahip oluruz. Nitekim modelin sahibi yanıbaşımızda. Ne diyelim, bekleyelim ve görelim.