Üst Kurul'dan yapılan yazılı açıklamada, RTÜK'ün, 8 Ağustos 2001 tarihinde yaptığı toplantıda, FM bandındaki bazı radyolar üzerinden dinleyiciye ulaşan Almanya'nın Sesi ile BBC'nin Türkçe yayınlarının durdurulmasını kararlaştırdığı belirtildi.
Karara gerekçe olarak, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun'un yeniden iletimi düzenleyen 26. maddesinin gösterildiği ifade edilen açıklamada, RTÜK Başkanı Kayış'ın, Üst Kurul'un aldığı karara karşı çıktığı belirtilerek, bu kararın iptali için Ankara İdare Mahkemesi nezdinde dava açacağını bildirdiği kaydedildi.
Açıklamada, konuya ilişkin görüşlerine de yer verilen Nuri Kayış, gerek Almanya'nın Sesi ve gerekse BBC'nin uluslararası yayıncılık alanında en ünlü, saygın ve güvenilir kuruluşlar olarak bilindiğini, çeşitli platformlarda ideal yayıncılığa örnek gösterildiğini ifade etti.
Bu iki kuruluşun yayınlarının 3984 sayılı kanuna aykırılığının da söz konusu olmadığını, bu durumun RTÜK Baş Hukuk Müşavirliği'nin verdiği 17 Mayıs 2001 tarihli görüşte de açıkça vurgulandığını kaydeden Kayış, ayrıca, Türkiye'nin de kabul ettiği Avrupa Sınır ÖtesiTelevizyon Sözleşmesi'nin, yayınların başka kuruluşlar üzerinden yeniden iletimine olanak tanıdığını belirtti.
Meclis iradesiyle ters düşecek
Sözleşme hükümlerini yerine getirmemenin, onu onaylayan Meclis'in iradesiyle ters düşmek anlamına geldiğini ifade eden Kayış, Üst Kurul'un 11 Nisan 2001 tarihinde aldığı bir kararla da çelişkiye düştüğünü savundu. O tarihli karada, Almanya'nın Sesi radyosuna, Türkiye'deki radyolar aracılığıyla FM bandı üzerinden yayın iletimi izni verildiğine dikkati çeken Kayış, şöyle devam etti:
"Bu iki radyonun yayınlarının durdurulması, Türkiye'yi dünyada zor durumda bırakacak, haberleşme özgürlüğü olmayan, antidemokratik, sansürcü bir ülke konumuna düşürecektir. 25 yıllık gazetecilik geçmişiolan biri olarak böyle bir şeyi içime sindirmem mümkün değildir.
Uluslararası hukukun en temel kurallarından biri mütekabiliyet yani karşılıklılık ilkesidir. Türkiye, yabancı radyoların yayınlarını keserse, Avrupa ülkeleri de Türk televizyon ve radyolarının yayınlarını kısıtlayabilir. Üst Kurul kararının önümüzdeki gönlerde böyle bir sonuç da doğurması muhtemeldir."
RTÜK Başkanı Nuri Kayış, Üst Kurul'un aldığı söz konusu kararın iptali için dava dilekçesini hazırlamaya başladığını, mahkemeden öncelikle yürütmenin durdurulmasını talep edeceğini, daha sonra kararın iptalini isteyeceğini bildirdi.
Kayış, bu görüşlerini Üst Kurul toplantısında anlatmasına karşın arkadaşlarının çoğunluğunu ikna edemediğini de belirtti.
Karara gerekçe olarak, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanun'un yeniden iletimi düzenleyen 26. maddesinin gösterildiği ifade edilen açıklamada, RTÜK Başkanı Kayış'ın, Üst Kurul'un aldığı karara karşı çıktığı belirtilerek, bu kararın iptali için Ankara İdare Mahkemesi nezdinde dava açacağını bildirdiği kaydedildi.
Açıklamada, konuya ilişkin görüşlerine de yer verilen Nuri Kayış, gerek Almanya'nın Sesi ve gerekse BBC'nin uluslararası yayıncılık alanında en ünlü, saygın ve güvenilir kuruluşlar olarak bilindiğini, çeşitli platformlarda ideal yayıncılığa örnek gösterildiğini ifade etti.
Bu iki kuruluşun yayınlarının 3984 sayılı kanuna aykırılığının da söz konusu olmadığını, bu durumun RTÜK Baş Hukuk Müşavirliği'nin verdiği 17 Mayıs 2001 tarihli görüşte de açıkça vurgulandığını kaydeden Kayış, ayrıca, Türkiye'nin de kabul ettiği Avrupa Sınır ÖtesiTelevizyon Sözleşmesi'nin, yayınların başka kuruluşlar üzerinden yeniden iletimine olanak tanıdığını belirtti.
Meclis iradesiyle ters düşecek
Sözleşme hükümlerini yerine getirmemenin, onu onaylayan Meclis'in iradesiyle ters düşmek anlamına geldiğini ifade eden Kayış, Üst Kurul'un 11 Nisan 2001 tarihinde aldığı bir kararla da çelişkiye düştüğünü savundu. O tarihli karada, Almanya'nın Sesi radyosuna, Türkiye'deki radyolar aracılığıyla FM bandı üzerinden yayın iletimi izni verildiğine dikkati çeken Kayış, şöyle devam etti:
"Bu iki radyonun yayınlarının durdurulması, Türkiye'yi dünyada zor durumda bırakacak, haberleşme özgürlüğü olmayan, antidemokratik, sansürcü bir ülke konumuna düşürecektir. 25 yıllık gazetecilik geçmişiolan biri olarak böyle bir şeyi içime sindirmem mümkün değildir.
Uluslararası hukukun en temel kurallarından biri mütekabiliyet yani karşılıklılık ilkesidir. Türkiye, yabancı radyoların yayınlarını keserse, Avrupa ülkeleri de Türk televizyon ve radyolarının yayınlarını kısıtlayabilir. Üst Kurul kararının önümüzdeki gönlerde böyle bir sonuç da doğurması muhtemeldir."
RTÜK Başkanı Nuri Kayış, Üst Kurul'un aldığı söz konusu kararın iptali için dava dilekçesini hazırlamaya başladığını, mahkemeden öncelikle yürütmenin durdurulmasını talep edeceğini, daha sonra kararın iptalini isteyeceğini bildirdi.
Kayış, bu görüşlerini Üst Kurul toplantısında anlatmasına karşın arkadaşlarının çoğunluğunu ikna edemediğini de belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.