Ağız kanserlerinin çoğunluğunun 45 yaşın üzerinde ortaya çıktığı ve erkeklerde oluşma olasılığının kadınlara oranla 2 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı Romatizmal hastalıkların genel itibariyle kronik (süreklilik gösteren) hastalıklar olduğunu vurgulayan Dr. Selda Öktem, "Bir kişiye romatizmal hastalık tanısı konduğunda, kişi bu hastalıkla yaşamayı öğrenmelidir. Ama bu kişileri korkutmasın, sürekli ve düzenli olarak hekim takibinde olmasını ve ilaç kullanmasını gerektirir. Şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi" diye konuştu. Romatizmal hastalık denilince geniş bir hastalık grubunun buna dahil olduğunu ifade eden Dr. Öktem, "İltihaplı eklem romatizmaları, omurga romatizmaları, gut, behçet hastalığı, ailesel Akdeniz ateşi, kireçlenme (osteoartrit), damar romatizmaları (vaskülit), fibromiyalji sendromu (yumuşak doku romatizması) gibi sayamadığım birçok hastalık romatizmal hastalıklar sınıfına girer ve Romatoloji uzmanları tarafından takip edilmelidir. Romatolojik hastalıklar ayrı bir uzmanlık alanıdır" şeklinde konuştu. Romatizma şikayetleriDr. Öktem, eklem ve omurga romatizmalarında görülen şikayetleri ise şöyle sıraladı: "Eklemlerde ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı, sabahları eklemlerinde sertlik olması, daha sonra yavaş yavaş gevşemesi, el parmaklarında soğukta beyazlaşma, sararıp solma, cilt altında bezeler, güneşte ciltte aşırı duyarlılık ve yaralar gelişmesi, ellerde veya vücudun herhangi bir yerinde deride sertlik, güçsüzlük, merdiven inip çıkamama, oturup kalkamama ve kaslarda ağrı, özellikle sabahları daha belirgin bel ağrısı ve tutukluk hali, gözlerde sık sık iltihaplanma (üveit)." Romatizma genetik mi? Çoğu romatizmal hastalıkta genetik yapının önemine dikkat çeken Dr. Öktem, "Yani bazı genlerin varlığı romatizmaya yatkınlık yaratır. Çevresel koşullar, enfeksiyon etkenleri ve bilemediğimiz bazı durumlarda, genetik olarak romatizmaya yatkın kişilerde hastalık ortaya çıkabilir. Romatizmal hastalıkların nedeni hala tam bilinmiyor ve önlem alabilmek gibi bir durum söz konusu değil" dedi. Soğuk havanın romatizmada doğrudan etken olmadığını belirten Dr. Öktem, "Soğuk havalarda ve nem oranının yüksek olduğu hallerde eklem içinde bulunan az miktardaki kayganlaştırıcı sıvının akışkanlığı ve dağılımı değiştiği için ağrı ve sızı olması doğaldır. Bu durum sağlıklı bireylerde de görülür, kişisel duyarlılıklar önemlidir. Ancak romatizmaya neden olmaz ve tek başına romatizma düşündürmez" diye konuştu. Yaşlılık hastalığı değilRomatizmanın, sanılanın aksine yaşlılık hastalığı olmadığına da değinen Dr. Öktem, şunları söyledi: "Yaş ilerleyip eklem ağrıları başlayınca herkes romatizma olduğunu düşünüyor veya gençlerde eklem ağrıları önemsenmiyor. Çoğu romatizmal hastalık genç yaşlarda başlıyor. Özellikle omurga romatizmaları genç erkekleri etkilerken, eklem romatizmaları doğurganlık çağındaki kadınlarda daha sık görülüyor. Genç erkeklerde görülen bel ve kalça ağrıları maalesef mekanik sebeplere ve bel fıtığına yorulup, romatizma düşünülmüyor. Bu da çok erken yaşlarda omurga hareketlerinin kısıtlanmasıdır" şeklinde konuştu. Çocuklarda da görülebilirÇocukluk yaş grubuna özgü romaiyrı bir uzmanlık alanıdır" şeklinde konuştu. Her eklem tizma tiplerinin de bulunduğunu kaydeden Dr. Selda Öktem, "Çok küçük yaşlarda bile başlayabilir. Eğer erken teşhis edilip tedavi edilmezse kalıcı sakatlıklara ve gelişme geriliğine neden olabilmektedir" uyarısında bulundu. Ailede romatizmal hastalık olmasının diğer kişilerde risk doğurduğuna da değinen Dr. Öktem, "Ailede romatizmal hastalık olması aynı veya farklı bir romatizmal hastalık için yatkınlık olduğunu düşündürür. Ama bu hiçbir zaman kesinlik taşımaz, daha önce de söylediğimiz gibi bilemediğimiz çevresel koşullara maruz kalınmazsa hiçbir şey de olmayabilir. Daha özetle romatizmal hastalıktan kuşkulandığınız kişinin ailesinde de romatizma olması tanınızı kuvvetlendirir; ama ailesinde romatizma olduğu bilinen sağlıklı bir kişide romatizma gelişeceğinin göstergesi değildir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.