Rahmetin yağmur gibi yağdığı gece
Allah-ü Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de birçok şeye mübarek buyuruyor. Berat gecesine de mübarek denmiştir. Çünkü Berat gecesinde yeryüzünde olanlar için rahmet, bereket, iyilik, af, mağfiret iner. Resûlullah (s.a.v), “Allah-ü Teâlâ Şaban'ın on beşinci gecesi müşrik, bid’at ehli, sıla-i rahim yapmayan ve zina yapanlardan başkasını mağfiret eder” buyurdu
06.03.2023 09:00:00





Abdülkadir Geylani Hazretleri Berat gecesinin fazileti hakkında buyuruyor ki:
"Allah-ü Teâlâ Duhân sûresi üçüncü ayetinde, "Biz Kur'an-ı Kerîm'i mübarek gecede indirdik" buyuruyor. İbn-i Abbas (r.a) bu ayet-i kerimeyi, "Yâ Muhammed! Kıyamete kadar meydana gelecek her şeye hüküm ve kazası bağlanan Hay ve Kayyûm, doğru ile yanlış arasını ayırıcı Kur'an-ı Kerîm'i, mübarek gecede, yani Şaban'ın on beşinci gecesi olan Berat gecesinde indirdik" demektir diye tefsir etmiştir. Tefsir âlimlerinin çoğu da böyle tefsir edip mübarek geceden maksat, Şaban'ın on beşinci gecesi olan Berat gecesidir demişlerdir. Ancak İkrime, "Mübarek gece, Kadir gecesidir" buyurmuştur.
Allah-ü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de birçok şeye mübarek buyuruyor. Berat gecesine de mübarek denmiştir. Çünkü Berat gecesinde yeryüzünde olanlar için rahmet, bereket, iyilik, af, mağfiret iner. Resûlullah (s.a.v), "Allah-ü Teâlâ Şaban'ın on beşinci gecesi birinci kat göğe iner. Müşrik, bid'at ehli, sıla-i rahim yapmayan ve zina yapanlardan başkasını mağfiret eder" buyurdu.
Hz. Âişe der ki: "Şaban'ın on beşinci gecesi olduğunda, Resûlullah (s.a.v) benim yanımdan sessizce ayrılıp gitmişti. Başka bir hanımının yanına gittiğini düşündüm. Odamın içinde Resûlullah'ı aramaya koyuldum. O sırada elim, mübarek ayağına dokundu, kendileri secdede idiler. O anda duasına kulak verip ezberledim. Sabaha kadar ibadet ve taatten kalmayıp ayakta ve oturarak devam etti. Hâlbuki ayakları yorulmuş ve ağrımıştı. 'Yâ Resûlallah, babam ve anam senin uğruna feda olsunlar. Allah-ü Teâlâ senin geçmiş ve gelecek kusurunu bağışlamadı mı?' dedim.
Resûlullah (s.a.v), "Ey Âişe, ben şükredici kul olmayayım mı? Ey Âişe sen bu gecede ne olduğunu bilir misin? Bu sene içinde doğacak her çocuk bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amel ve işleri Allah-ü Teâlâ'nın huzuruna çıkarılır' buyurdu."
Resûlullah (s.a.v), Hz. Âişe'ye, "Ey Âişe! Bu gece hangi gecedir?" buyurduğunda, Hz. Âişe, "Allah-ü Teâlâ ve Resûlü daha iyi bilir" dedi.
"Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir ki, bu gece dünyada yapılan ameller ve kulların işleri çıkarılıp, Allah-ü Teâlâ'ya arz olunur. Bu gece Allah'ın Cehennemden âzâd ettiği insanların sayısı, Benî Kelb kabilesinin koyunları sayısıncadır. Sen şimdi, bu geceyi ibadetle geçirmem için bana izin verir misin?" buyurduğunda, "Elbette" dedi. Resûlullah hemen namaza kalktı.
Kıyamda fazla durmayıp, Fatiha-i Şerife ve kısa bir zamm-ı sûreden sonra, gece yarısına kadar secdede kaldı. Sonra ikinci rekât için kalktı. Bunda da birinci rekâttaki gibi okuyup, secdeye indi. Secdesi sabaha kadar uzadı. Hz. Aişe diyor ki: "Ben bu halde Resûlullah'a bakardım. Secdesi o kadar uzamış, kendinden o kadar geçmişti ki, ruhu kabzolunmuş sandım. Yanına yaklaştım. Mübarek ayaklarına dokundum. Hareket etti. Secdede yalvardığını ve sena ettiğini işittim."
İkrime der ki: "Şaban'ın on beşinci gecesinde, Allah-ü Teâlâ, gelecek sene o geceye kadar bir senelik işleri tedbir, takdir ve tayin eder. O yıl içinde ölecek olanların isimleri yaşayanlar defterinden, ölüler defterine geçirilir. O sene hacca gidecek olanlar yazılır. Hiçbir şey tedbir, takdir, tayin ve yazılarından fazla ve noksan olmaz."
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: "Allah-ü Teâlâ hayrı, iyiliği dört gecede yağdırır. Bu geceler Kurban bayramı, Ramazan bayramı ve Şaban'ın on beşinci geceleridir. Şaban'ın on beşinci gecesinde ecel ve rızıkları ve o yıl hacca gidecekleri yazar. Dört geceden biri de sabah ezanına kadar Arefe gecesidir."
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdu ki: "Şaban'ın on beşinci gecesinde Cebrail bana geldi ve 'Yâ Muhammed! Başını yukarı kaldır' dedi. 'Bu gece hangi gecedir?' dediğimde, 'Bu gece öyle bir gecedir ki, Allah-ü Teâlâ bu gece rahmet kapılarından üç yüz kapı açar. Kendisine şirk koşmayan herkesi mağfiret eder. Ancak büyücü, falcı, devamlı içki içici, riya ve zinada ısrar edenler bu af ve mağfiretin dışında kalırlar. Onlar tövbe etmeyince mağfiret olunmazlar' dedi.
Gecenin dörtte biri geçince Cebrail tekrar geldi ve bana, 'Yâ Muhammed! Başını yukarı kaldır' dedi. Başımı kaldırınca Cennet kapılarını açılmış gördüm. Birinci kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece rükû edenler içindir' diye seslendi. İkinci kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece secde eden kemse içindir' dedi. Üçüncü kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece dua edenler içindir' dedi. Dördüncü kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece zikredenler içindir' dedi. Beşinci kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece Allah-ü Teâlâ'dan korkup ağlayanlar içindir' dedi. Altıncı kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet, bu gece Müslümanlar içindir' dedi. Yedinci kapısında bir melek durup, 'Bu gece kim istiyor? Onun isteği verilecek, işi olacak, maksadı verilecektir' diye seslendi. Sekizinci kapısında da bir melek durup, 'Bu gece kim istiğfar ediyor, onun günahı mağfiret olunacaktır' diye seslendi.
Bu halde ben, 'Yâ Cebrâil, bu gece bu kapılar ne zamana kadar açık dururlar' diye sorunca, Cebrâil (a.s), 'Tan yeri ağarıncaya kadar böyle açık dururlar' cevabını verdi. Sonra, 'Yâ Muhammed! Allah-ü Teâlâ'nın, bu gece Benî Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca Cehennemden âzâd ettiği kulları vardır' buyurdu."
"Allah-ü Teâlâ Duhân sûresi üçüncü ayetinde, "Biz Kur'an-ı Kerîm'i mübarek gecede indirdik" buyuruyor. İbn-i Abbas (r.a) bu ayet-i kerimeyi, "Yâ Muhammed! Kıyamete kadar meydana gelecek her şeye hüküm ve kazası bağlanan Hay ve Kayyûm, doğru ile yanlış arasını ayırıcı Kur'an-ı Kerîm'i, mübarek gecede, yani Şaban'ın on beşinci gecesi olan Berat gecesinde indirdik" demektir diye tefsir etmiştir. Tefsir âlimlerinin çoğu da böyle tefsir edip mübarek geceden maksat, Şaban'ın on beşinci gecesi olan Berat gecesidir demişlerdir. Ancak İkrime, "Mübarek gece, Kadir gecesidir" buyurmuştur.
Allah-ü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de birçok şeye mübarek buyuruyor. Berat gecesine de mübarek denmiştir. Çünkü Berat gecesinde yeryüzünde olanlar için rahmet, bereket, iyilik, af, mağfiret iner. Resûlullah (s.a.v), "Allah-ü Teâlâ Şaban'ın on beşinci gecesi birinci kat göğe iner. Müşrik, bid'at ehli, sıla-i rahim yapmayan ve zina yapanlardan başkasını mağfiret eder" buyurdu.
Hz. Âişe der ki: "Şaban'ın on beşinci gecesi olduğunda, Resûlullah (s.a.v) benim yanımdan sessizce ayrılıp gitmişti. Başka bir hanımının yanına gittiğini düşündüm. Odamın içinde Resûlullah'ı aramaya koyuldum. O sırada elim, mübarek ayağına dokundu, kendileri secdede idiler. O anda duasına kulak verip ezberledim. Sabaha kadar ibadet ve taatten kalmayıp ayakta ve oturarak devam etti. Hâlbuki ayakları yorulmuş ve ağrımıştı. 'Yâ Resûlallah, babam ve anam senin uğruna feda olsunlar. Allah-ü Teâlâ senin geçmiş ve gelecek kusurunu bağışlamadı mı?' dedim.
Resûlullah (s.a.v), "Ey Âişe, ben şükredici kul olmayayım mı? Ey Âişe sen bu gecede ne olduğunu bilir misin? Bu sene içinde doğacak her çocuk bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amel ve işleri Allah-ü Teâlâ'nın huzuruna çıkarılır' buyurdu."
Resûlullah (s.a.v), Hz. Âişe'ye, "Ey Âişe! Bu gece hangi gecedir?" buyurduğunda, Hz. Âişe, "Allah-ü Teâlâ ve Resûlü daha iyi bilir" dedi.
"Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir ki, bu gece dünyada yapılan ameller ve kulların işleri çıkarılıp, Allah-ü Teâlâ'ya arz olunur. Bu gece Allah'ın Cehennemden âzâd ettiği insanların sayısı, Benî Kelb kabilesinin koyunları sayısıncadır. Sen şimdi, bu geceyi ibadetle geçirmem için bana izin verir misin?" buyurduğunda, "Elbette" dedi. Resûlullah hemen namaza kalktı.
Kıyamda fazla durmayıp, Fatiha-i Şerife ve kısa bir zamm-ı sûreden sonra, gece yarısına kadar secdede kaldı. Sonra ikinci rekât için kalktı. Bunda da birinci rekâttaki gibi okuyup, secdeye indi. Secdesi sabaha kadar uzadı. Hz. Aişe diyor ki: "Ben bu halde Resûlullah'a bakardım. Secdesi o kadar uzamış, kendinden o kadar geçmişti ki, ruhu kabzolunmuş sandım. Yanına yaklaştım. Mübarek ayaklarına dokundum. Hareket etti. Secdede yalvardığını ve sena ettiğini işittim."
İkrime der ki: "Şaban'ın on beşinci gecesinde, Allah-ü Teâlâ, gelecek sene o geceye kadar bir senelik işleri tedbir, takdir ve tayin eder. O yıl içinde ölecek olanların isimleri yaşayanlar defterinden, ölüler defterine geçirilir. O sene hacca gidecek olanlar yazılır. Hiçbir şey tedbir, takdir, tayin ve yazılarından fazla ve noksan olmaz."
Resûlullah (s.a.v) buyurdu ki: "Allah-ü Teâlâ hayrı, iyiliği dört gecede yağdırır. Bu geceler Kurban bayramı, Ramazan bayramı ve Şaban'ın on beşinci geceleridir. Şaban'ın on beşinci gecesinde ecel ve rızıkları ve o yıl hacca gidecekleri yazar. Dört geceden biri de sabah ezanına kadar Arefe gecesidir."
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdu ki: "Şaban'ın on beşinci gecesinde Cebrail bana geldi ve 'Yâ Muhammed! Başını yukarı kaldır' dedi. 'Bu gece hangi gecedir?' dediğimde, 'Bu gece öyle bir gecedir ki, Allah-ü Teâlâ bu gece rahmet kapılarından üç yüz kapı açar. Kendisine şirk koşmayan herkesi mağfiret eder. Ancak büyücü, falcı, devamlı içki içici, riya ve zinada ısrar edenler bu af ve mağfiretin dışında kalırlar. Onlar tövbe etmeyince mağfiret olunmazlar' dedi.
Gecenin dörtte biri geçince Cebrail tekrar geldi ve bana, 'Yâ Muhammed! Başını yukarı kaldır' dedi. Başımı kaldırınca Cennet kapılarını açılmış gördüm. Birinci kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece rükû edenler içindir' diye seslendi. İkinci kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece secde eden kemse içindir' dedi. Üçüncü kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece dua edenler içindir' dedi. Dördüncü kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece zikredenler içindir' dedi. Beşinci kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet bu gece Allah-ü Teâlâ'dan korkup ağlayanlar içindir' dedi. Altıncı kapısında bir melek durup, 'Devlet ve saadet, bu gece Müslümanlar içindir' dedi. Yedinci kapısında bir melek durup, 'Bu gece kim istiyor? Onun isteği verilecek, işi olacak, maksadı verilecektir' diye seslendi. Sekizinci kapısında da bir melek durup, 'Bu gece kim istiğfar ediyor, onun günahı mağfiret olunacaktır' diye seslendi.
Bu halde ben, 'Yâ Cebrâil, bu gece bu kapılar ne zamana kadar açık dururlar' diye sorunca, Cebrâil (a.s), 'Tan yeri ağarıncaya kadar böyle açık dururlar' cevabını verdi. Sonra, 'Yâ Muhammed! Allah-ü Teâlâ'nın, bu gece Benî Kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca Cehennemden âzâd ettiği kulları vardır' buyurdu."
YENİ MESAJ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.