Suriye Devlet Başkanı Esad, eğer bir Sünni olsaydı inanın bu kadar üzerine gidilmezdi.Ama Beşar Esad bir Nusayri. Yani Arap Alevi'si. Yani, Cenab-ı Hakk'ın Şura 23'üncü ayetindeki; "De ki ( Muhammed'im ): Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka, hiç bir ücret istemiyorum" emrine uyarak, sevilmelerini emrettiği Ehl-i Beyt'i seviyor, sahip çıkıyor.Ortadoğu coğrafyasında İsrail in yayılmacı politikaları saklanmayan bir hakikat ve Birleşik Devletlerin İsrail'e olan yardımları da. Bölge kaynakları üzerinde onun da hesabı çok fazla.Menfaat birliği inanç ittifakı ile beraber, İslam âlemini kana bulamakta?Bu senaryoda Suriye'nin izlediği dik duruş hesapları bozdu.Esad bu yüzden gitmeli, gerekçesi, İslam tarihi boyunca var olan, uydurulmuş ve inanılmış "Şiilerin katli vacip" fetvası dayandırılıyor.Bu uydurulmuş fetvanın karşısında, Ehl-i Beyt'in sevilmesi ile ilgili emri içeren ayet ne oluyor?Ya da Cenab-ı Hakk'ın haksız yere Müslümanları öldürenlerin akıbetini tasvir ettiği ayetleri?Mesela, "Kim bir mü'mini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." (Nisa Suresi, 4/93)Esad, bir mü'min. Halkı tarafından destekleniyor. Halkını öldürmüyor.Ülkesine zorla demokrasi getirecekler onun halkını öldürüyor, muhalif denilen teröristler onun da ölmesini istiyorlar.Ya, Resûlullah'ın bir Müslüman'ı haksız yere öldürmek ile ilgili hadislerini kim dikkate alıyor?Mesela, "Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslüman'ın öldürülmesine yardım ederse kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına, "Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1) ilahi ikazı?Boyalı basın ve İslam inancı değişen, değerlerini yitiren adı İslamcı boyalı basın, koca koca ayet ve hadisleri zaten bilmemekte, ikaz edene de kulak vermemekte?Suriye'de, ABD müdahalesi olmadan önce yaşanan huzur ve refahın, dışarıdan müdahale ile bozulmasının onlar için hiçbir önemi yok.Üstüne bomba yağan insanların, Esad yaptı yalanı için hazırlanan kimyasal silah tezgâhının da?Onların görmek ve duymak istediği sadece, yalan bir fetvaya sarılarak ABD'nin ve İsrail'in işine destek olmak?Bu tabloda, Suriye'ye ve Esad'a sahip çıkmak gerçekten de bir iman işi.Bu imanlı yürek sadece Prof. Dr. Haydar Baş'ta varmış.Bir tek O ve kadrosu, "Esad size ne yaptı da ona namluyu doğrulttunuz?" diyebiliyor.Bir tek O, Esad Esed olmadan, sarayından çıkmayanlara, "ilahi ikazları" hatırlatıyor.Bir tek O, eğer Esad giderse Türkiye parçalanır, Türk milleti dağılır diye çırpınıyor.Okyanus ötesinden nemalananlar bu çırpınışa, Esad'a ne kadar da çok sahip çıkıyor diye kendilerince bir kılıf buluyorlar.Oysa bu bir iman ve küfür savaşı? Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in safı, imanın, Müslüman'ın yanı? Ya diğerlerinin?..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018