Allahu Teâlâ her millete bir peygamber göndermiştir. "Andolsun ki biz, her millet için; Allah'a kulluk edin, tağuttan kaçının diye bir elçi gönderdik" (en-Nahl, 16/36). Buna göre, hak ve batıl, her ümmetin önüne bir elçi aracılığı ile serilmiş, Allah emir ve yasaklarını onlara duyurmuştur.
Ayetlerde şöyle buyurulur: "İçinde azabı haber veren bir korkutucunun geçmediği hiç bir ümmet yoktur" (el Fatır 35/24); "Her ümmetin bir elçisi vardır" (Yunus, 10/47). Bu elçi bazan bir peygamber, bazan da peygamberin o kavmi irşad için görevlendirip gönderdiği bir elçidir. Yasin Suresinde belirtilen elçiler, Hz. Muhammed'i (sav) dinledikten sonra kavimlerine giderek İslâm dinini tebliğ eden cinler bunlar arasında sayılabilir.Peygamberlere imanın bütün peygamberleri kapsaması gerekir. Bir tanesine bile inanmamak kişiyi dinin dışına çıkarır. Buna göre, 'iman yönüyle hiç bir peygamberi diğerinden ayırdetmemek gerekir' (el-Bakara, 2/285). Ancak peygamberler arasında resul veya nebî olma, daha faziletli bulunma gibi sebeplerle farklılık olabilir. Her resul nebîdir, fakat her nebî resul değildir.
Ayetlerde şöyle buyurulur: "İçinde azabı haber veren bir korkutucunun geçmediği hiç bir ümmet yoktur" (el Fatır 35/24); "Her ümmetin bir elçisi vardır" (Yunus, 10/47). Bu elçi bazan bir peygamber, bazan da peygamberin o kavmi irşad için görevlendirip gönderdiği bir elçidir. Yasin Suresinde belirtilen elçiler, Hz. Muhammed'i (sav) dinledikten sonra kavimlerine giderek İslâm dinini tebliğ eden cinler bunlar arasında sayılabilir.Peygamberlere imanın bütün peygamberleri kapsaması gerekir. Bir tanesine bile inanmamak kişiyi dinin dışına çıkarır. Buna göre, 'iman yönüyle hiç bir peygamberi diğerinden ayırdetmemek gerekir' (el-Bakara, 2/285). Ancak peygamberler arasında resul veya nebî olma, daha faziletli bulunma gibi sebeplerle farklılık olabilir. Her resul nebîdir, fakat her nebî resul değildir.