Parayı insan kaçakçıları kazanıyor
Akdeniz'de son bir hafta içinde 1200'den fazla kaçak göçmen, batan iğreti teknelerde hayatını yitirdi. Libya'da Avrupa'ya kaçmayı bekleyen 1 milyona yakın Suriyeli ve Afrikalı olduğunun açıklanması bu drarmların bitmeyeceğini ortaya koydu
22.04.2015 00:00:00
RECEP BAHAR / DETAY HABERİslam coğrafyası kan deryası içinde... Yemen, Suriye, Libya, Afganistan ve Somali'de iç savaşlar ya da daha hafif anlatımıyla iç çatışmalar devam ediyor. Sadece bu ülkelerde 80 milyon civarında Müslüman yaşıyor. Bunun yanı sıra aralarında Pakistan, Nijerya, Sudan, Mısır gibi kalabalık İslam ülkelerinin de yer aldığı çok sayıda ülkede kargaşa eksik olmuyor. Bunlara Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Fildişi Sahili, Liberya ve Gine gibi Sahraaltı Afrika ülkeleri ilave edilince tablo iyice grileşiyor. Yukarıda bahsi geçen ülkelerde yaşanan kaosun sorumlusu genel hatlarıyla Batı dünyası ve onların yerli piyonları... Durum bu olunca ülkelerinden umudunu kesen milyonlarca insan, ekonomik kriz içinde olsa da, işsizlik tavan yapsa da, en azından silahlı çatışmanın olmadığı Avrupa'ya kaçmaya çalışıyor. Avrupa'ya ulaşabilmenin iki tane kestirme yolu var: Türkiye üzerinden Yunan Adalarına geçmek ya da Libya üzerinden İtalya'ya ulaşmak... Her iki güzergâhta her gün onlarca kaçak ölümden dönüyor ancak çok sayıda garip kişinin mezarı Akdeniz ya da Ege'nin suları oluyor. Doğrusu geçen hafta Akdeniz'de yaşanan facialar şunu ortaya kodu ki, Batı dünyası yol açtığı kargaşaları sonlandırmak gibi bir düşünce içinde değil. Dahası her batan tekneye olumlu bakılıyor zira bunun yeni göç akımlarını engelleyici olacağı zannediliyor. Ancak batan tekneler, o teknelerin battığından habersiz olan on binlerce göçmen adayını hedefinden vazgeçirmiyor. Esas sorumlu Avrupa Birliği ve ABDAkdeniz'de Libya açıklarında geçen hafta yaşanan ve yaklaşık 800 göçmenin hayatını yitirdiği facia, Avrupa'da sorunun daha yüksek sesle tartışılmasını sağladı. Financial Times gazetesi, göçmenlerin ölümlerinden Brüksel'in yani AB'nin sorumlu tutulduğunu aktardı. AB içinde her ülke sınır kontrol sorumluluğunu kendisi üstleniyor. AB'nin icra organı Avrupa Komisyonu bu hususta etkin değil. AB üyesi devletler Komisyon'a harekete geçmesi çağrısı yapsa da para koyma konusunda isteksiz davranıyor. Çözüm konusunda da AB üyesi devletler fikir ayrılığı içinde. Öte yandan İngiliz Guardian gazetesinin Avrupa editörü Ian Traynor, "Mesele göçmen politikasına geldiğinde Avrupa yok oluyor. Avrupa'da göçle ilgili konularda Brüksel'deki kurumların çok az yetkisi var. Ne kadar Suriyeli alacağına Brüksel değil, İngiltere karar veriyor. İltica hakkı veya sınır dışı kararları da Berlin veya Alman bölgesel yetkililerin idaresinde... Avrupa'nın göç politikası, ulusal politikaların sınırladığı ve kültür ile tarihin şekillendirdiği çok farklı 28 ulusal sistemin yamalandığı büyük bir kargaşa" görüşünü seslendiriyor. Ortadoğu ve Afrika'daki sorunların başlıca müsebbibi olan ABD'den ise bu konuda ses seda çıkmıyor! Parayı insan kaçakçıları kazanıyorGöçmenlerin kaçak yoldan Avrupa'ya transferi büyük bir sektör oldu. Yeni bir hayat aramak için yola çıkanların aralarında denizi ilk kez görenler de var. Çocuklarını, hatta bebeklerini tehlikeye atanlar da. Peki neden? Sömürülerek ve kötü yönetilerek viraneye çevrilmiş bir ülkeden kaçmak ilk cevap... Bir kişinin Afrika'dan ya da Afganistan gibi bir ülkeden Avrupa'ya transferinin bedeli yaklaşık 8 bin Euro... Afganistan'da ya da Pakistan'da bu parayı kazanmak kolay değil... Bu ülkelerde maaşlar taş çatlasa 100 Euro düzeyinde. İnsanlar Batı'ya gitmek için evlerini, arsalarını kısaca mal varlıklarını satıyor. Sonuç da kimi zaman denizden boğulmak ya da en iyi ihtimalle Yunanistan ya da İtalya gibi ülkelerin kimi şehirlerinin varoşlarında köhne bir ev ve birkaç 100 Euro'luk maaşa çalışılabilecek zor bir iş oluyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.