Pandemiden en çok çocuklar hasar aldı
Üsküdar Üniversitesi tarafından çevrimiçi olarak düzenlenen 23 Nisan Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü Paneli'nde konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pandemi sürecinin beklenenin aksine ileri yaş grubundakileri değil, çocuk ve ergenleri etkilediğini söyledi
23.04.2022 16:10:00





Dünya genelinde çocuk ruh sağlığı alanında çalışmalar yürüten bilim insanlarının oluşturduğu uluslararası sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek 23 Nisan'ı Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü olarak belirledi. Üsküdar Üniversitesi Anne ve Bebek Ruh Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından çevrimiçi olarak düzenlenen 23 Nisan Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü Paneli'nde bebek, çocuk ve ergen ruh sağlığının önemine dikkat çekildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, panelde yaptığı konuşmasında birkaç yıldır üniversite bünyesinde Anne – Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi'nin çeşitli faaliyetler sürdürdüğünü söyledi. Tarhan, "Dünyadaki küresel eğilimleri tespit ettik. Gençlerin ve çocukların psikolojik ihtiyaçlarını tespit ettik. Bu konuda bilimsel çalışmalar ile birlikte topluma bilgilendirmeler yapılması, ebeveyn eğitimi ihtiyacının olduğunu düşünüp planlamalar yaparken güzel bir gelişme oldu. Dünyada ruh sağlığı üzerine çalışan kuruluşların ortak kararı ile 23 Nisan Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü olarak ilan edildi. Bu kararın bizim milli bayramımıza denk gelmesi de çok anlamlı ve güzel oldu" dedi. Dünya bu şekilde devam ederse 50 yıl sonra birçok kültürün yok olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, "Popüler kültür tüm dünyada ekonomik, sosyal ve kültürel hareketliliği rızaya dayalı bir sistemle yönetme eğiliminde. Rızaya bağlı şekilde çocuklarımız bizim olmaktan çıkıp popüler kültürün çocuğu olma eğiliminde. Bunun sonucunda da birçok değerimizi kaybederken aslında kendi kimliğimizi de kaybetmek gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bu durum sadece bizim için değil, dünya için de geçerli. 23 Nisan'ın bu şekilde ilan edilmesi bu sorunun çözümü için bir açılım olabilir" dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyanın pandemiden sonra ciddi bir kriz yaşadığını vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: "Pandemiden en çok çocuklar ve ergenler etkilendi. Pandemiden en çok 65 ve ileri yaştaki bireylerin etkileneceği bekleniyordu. Fakat pandemiden en çok hasar alan grubun çocuklar ve ergenler olduğu görüldü. Bunu biz çocuk psikiyatrisi kliniklerinde ciddi şekilde gözlemliyoruz. Ergen vakaları çok artış gösterdi. Hastane yatışları da yükseldi. Aile bağları kuvvetliyse bu durum çocuklar için bir kazanıma dönüşebildi ama bağları sağlıklı olmayan ailelerde anne ve babaların rollerini reddetme vakalarına çok rastladık. Anne her türlü imkana sahip, bütün fiziksel imkanları karşılıyor ama anne rolünü reddediyor. Çocuğuyla birlikte zaman geçirmek, sevmek, koklamak, yemek yedirmek gibi yaklaşımları bir yük olarak görüyor. Küresel olarak da bunun yaygınlaştığını görüyoruz."
Etkinlikteki konuşmasında öğrenilmiş otizm kavramına da değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Öğrenilmiş otizm var sanki. Sosyal medya çocuklarımızda non-verbal öğrenme güçlüğü yapıyor. Non-verbal öğrenme güçlüğü dediğimizde matematiksel öğrenme iyi, teknik becerileri öğrenmek iyi ama sosyal ve duygusal becerileri öğrenemeyen bir nesil geliyor. Sosyal ve duygusal becerileri öğrenemeyen bir nesil ne demektir? Non-verbal öğrenme güçlüğü olan bir nesilden bahsediyoruz. Gençlerimiz bir nevi otizm spektruma giren durumla karşı karşıya. Otizmin yaygınlaşması, salgın haline gelmesi tesadüf değil. Küresel olarak otizm salgını var. Vakalar artıyor. Genetik boyutu olanlar daha büyük risk grubunda. Asıl sorun çocuklara ince motor, kaba motor, sosyal, duyusal ve duygusal becerileri öğretemeyen bir ortamın olmasıdır. Çocuklarda duygusal ihmal var. Fiziksel olarak yediriliyor, içirilip giydiriliyor ama duygusal ihmal varsa çocukta büyüme duruyor."
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurper Ülküer de "Geliştiren Ebeveynler-Mutlu Çocuklar" başlıklı sunumunda Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü'nün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'yla aynı günde ilan edilmesinin çok anlamlı ve gurur verici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ülküer, "Atatürk çocuklara bayram hediye eden bir lider olarak tüm dünya milletlerine örnek olmuştur ve aradan 100 yıl geçmesine rağmen ilham vermeye devam ediyor. Bu büyük bir onurudur" dedi. Beyin ve sinir bilim alanındaki bilimsel çalışmaların mutluluğun beyinde başladığını ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Nurper Ülküer, "Beyin doğduğunda henüz olgunlaşmamıştır. Beyin deneyimlerle değişir. Küçük bir çocuğun bakımvereni ile olan ilişkisinin kalitesi her şeyden önemlidir. Olumsuzluklar beyin gelişimini etkiler. Beyin zaman içinde inşa olur. Beyin mimarisinin oluşumu hiyerarşik bir sıra izler. Temel önemlidir. Beceri beceriyi getirir. Yüksek düzey bir becerinin gelişimi eğer bir önceki alt düzey bağlantılar tam oturamamışsa zorlaşır" dedi.
Pandemide ciddi kriz yaşandı
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyanın pandemiden sonra ciddi bir kriz yaşadığını vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: "Pandemiden en çok çocuklar ve ergenler etkilendi. Pandemiden en çok 65 ve ileri yaştaki bireylerin etkileneceği bekleniyordu. Fakat pandemiden en çok hasar alan grubun çocuklar ve ergenler olduğu görüldü. Bunu biz çocuk psikiyatrisi kliniklerinde ciddi şekilde gözlemliyoruz. Ergen vakaları çok artış gösterdi. Hastane yatışları da yükseldi. Aile bağları kuvvetliyse bu durum çocuklar için bir kazanıma dönüşebildi ama bağları sağlıklı olmayan ailelerde anne ve babaların rollerini reddetme vakalarına çok rastladık. Anne her türlü imkana sahip, bütün fiziksel imkanları karşılıyor ama anne rolünü reddediyor. Çocuğuyla birlikte zaman geçirmek, sevmek, koklamak, yemek yedirmek gibi yaklaşımları bir yük olarak görüyor. Küresel olarak da bunun yaygınlaştığını görüyoruz."
Duygusal ihmale uğrayan çocuk büyümüyor
Etkinlikteki konuşmasında öğrenilmiş otizm kavramına da değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Öğrenilmiş otizm var sanki. Sosyal medya çocuklarımızda non-verbal öğrenme güçlüğü yapıyor. Non-verbal öğrenme güçlüğü dediğimizde matematiksel öğrenme iyi, teknik becerileri öğrenmek iyi ama sosyal ve duygusal becerileri öğrenemeyen bir nesil geliyor. Sosyal ve duygusal becerileri öğrenemeyen bir nesil ne demektir? Non-verbal öğrenme güçlüğü olan bir nesilden bahsediyoruz. Gençlerimiz bir nevi otizm spektruma giren durumla karşı karşıya. Otizmin yaygınlaşması, salgın haline gelmesi tesadüf değil. Küresel olarak otizm salgını var. Vakalar artıyor. Genetik boyutu olanlar daha büyük risk grubunda. Asıl sorun çocuklara ince motor, kaba motor, sosyal, duyusal ve duygusal becerileri öğretemeyen bir ortamın olmasıdır. Çocuklarda duygusal ihmal var. Fiziksel olarak yediriliyor, içirilip giydiriliyor ama duygusal ihmal varsa çocukta büyüme duruyor."
'Atatürk dünyaya ilham vermeye devam ediyor'
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurper Ülküer de "Geliştiren Ebeveynler-Mutlu Çocuklar" başlıklı sunumunda Dünya Bebek, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Günü'nün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'yla aynı günde ilan edilmesinin çok anlamlı ve gurur verici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ülküer, "Atatürk çocuklara bayram hediye eden bir lider olarak tüm dünya milletlerine örnek olmuştur ve aradan 100 yıl geçmesine rağmen ilham vermeye devam ediyor. Bu büyük bir onurudur" dedi. Beyin ve sinir bilim alanındaki bilimsel çalışmaların mutluluğun beyinde başladığını ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Nurper Ülküer, "Beyin doğduğunda henüz olgunlaşmamıştır. Beyin deneyimlerle değişir. Küçük bir çocuğun bakımvereni ile olan ilişkisinin kalitesi her şeyden önemlidir. Olumsuzluklar beyin gelişimini etkiler. Beyin zaman içinde inşa olur. Beyin mimarisinin oluşumu hiyerarşik bir sıra izler. Temel önemlidir. Beceri beceriyi getirir. Yüksek düzey bir becerinin gelişimi eğer bir önceki alt düzey bağlantılar tam oturamamışsa zorlaşır" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.