Haram işlemek orucu bozar mı? Hadis-i şerifte, "Gıybet etmek, söz taşımak, yalan yere yemin etmek, namahreme şehvetle bakmak orucu bozar" buyuruldu. İmam-ı Azam hazretleri bu hadis-i şerifi açıklıyor: "Bu günahlar orucun sevabını bozar, sıhhatini bozmaz, oruç mekruh olur" buyuruyor. Yani bu günahları işleyen, oruç borcundan kurtulur ise de, oruca mahsus büyük sevaba kavuşamaz. Hadis-i şerifte, "Nice oruç tutan var ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmez" buyuruldu. Oruç, müminler için bir nimet ve emanettir. Emanete riayet etmek lazımdır. Onun zayi olmaması için şartlarını ve edeplerini gözetmek gerekir. Harama bakmaktan sakınmalıdır! Hadis-i şerifte, "Harama bakmak, şeytanın zehirli bir okudur. Allah'tan korkup bunu terk edene, Allahü teâlâ öyle bir iman verir ki, tatlılığını kalbinde bulur" buyuruldu. Oruçlu, dilini de korumalıdır! Hadis-i şerifte "Oruç, ateşe kalkandır. Gıybetle parçalanmadıkça korur. Oruçlu cahillik edip de kötü söz söylemesin! Biri kendine sataşırsa, "ben oruçluyum" desin!" buyuruldu. Gözü ve dili günahlardan koruduğumuz gibi, kulağımızı da korumamız lazımdır. Konuşulması haram olan şeyi, dinlemek de haramdır. El, ayak ve diğer uzuvları da haramdan korumalıdır! Oruç tutup azaları ile günah işleyen, ilaç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günah zehirdir. İbadetlerimizin sevabını yok eder. Onun için oruçlarımızı ve diğer ibadetlerimizi haram işleyerek sevapsız hale getirmemeliyiz!Hastaların oruç tutması Müslüman olan mütehassıs doktorlar, "Midesi alınanın oruç tutmasının hiç mahzuru olmaz. Aksine iyi olur. Bu ameliyatı geçirenlerde bağırsak, genişleyerek mide halini alır" diyorlar. O halde oruç tutmalıdır.Çok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli yiyip içmelidir! Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta fidye verir." Çok yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez, dua eder. Fidye olarak, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Mesela 30 gün oruç için 53 kg un veya 105 kg hurma veya üzüm verilmesi kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın tutulamayan otuz gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hale gelen tutamadığı oruçlarını kaza eder. Hastalık, yaşlılık gibi bir özürden dolayı Ramazan orucunu tutamayan zenginin, bu durumu ölünceye kadar devam etse, fakirlere yemek verilmesini vasiyet eder. Velisi de, onun, tutamadığı her oruç için, fakire bir fıtra veya değerini verir.Orucun, birçok hastalığa faydalı olduğu, tıp mütehassısları tarafından açıklanmıştır. Hadis-i şerifte, "Her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur" buyuruldu. Zekat veren, malını kirden temizleyip, tehlikelerden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudunu hastalıklardan korur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Sağlığa kavuşmak için oruç tutunuz!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.