Peygamber Efendimiz (sav), insanlarla konuştuğu gibi, aynı şekilde hayvanların dilini de anlardı. Onlarla konuşur, dertlerini ve şikâyetlerini dinlerdi. Çünkü hayvanlar bile Peygamberimizi tanır ve severlerdi.
Sevgili Peygamberimizin şefkat ve merhameti sadece insanlara mahsus değildi. Hayvanlar da, Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin şefkat ve bereketinden nasiptar olmuştur. Çünkü, onlar da can taşıyordu. Peygamberimiz, Cahiliye insanının bu konudaki çirkin âdetlerini de kökünden kazıdı. Hayvanların da merhamete muhtaç olduklarını öğretti. Mekkeliler, hayvanlara çok kötü ve merhametsizce hareket ederlerdi. Canlı hayvanları ok atışlarında hedef dikerler, kendi hayvanlarını diğerlerinden ayırmak için kulak ve kuyruklarını keserler, hatta dağlarlardı. Çölde acıktıkları zaman canlı devenin hörgücünü yarıp bir parça yağ çıkararak pişirip yerler, susadıkları zaman da hayvanın damarını keser, bir miktar kan alırlar, tekrar dikerlerdi. Peygamberimiz (sav) bütün bu alışkanlıklardan onları vazgeçirdi. Hayvana bir işaret konulsa bile, en az acıyacak yere konulmasını tavsiye etti. Resulullah (sav) hayvanlara fazla yük vurulduğunu, aç ve susuz bırakıldıklarını veya bünye ve yaratılışlarına aykırı bir işte kullanıldıklarını görünce, bunu yapmamalarını söylerdi. Peygamber Efendimiz (sav) insanlarla konuştuğu gibi, aynı şekilde hayvanların dilini de anlardı. Onlarla konuşur, dertlerini ve şikâyetlerini dinlerdi. Çünkü hayvanlar bile Peygamberimizi tanırlardı. Canlılara gösterilen şefkat ve merhametin neticesinde Cenab-ı Hakkın bağışlayacağına dair bir hadis-i şerifi de Hz. Ebû Hüreyre'nin rivayetinden öğrenmekteyiz: "Adamın biri yolculuk esnasında şiddetli bir şekilde susadı. Sonunda bir kuyuya rastladı ve oraya vardı. Su içtikten sonra kuyudan çıktı. Bir de gördü ki, susuzluktan dilini çıkararak soluyan bir köpek rutubetli toprak yiyor. Bunu gören adam, 'Beni kıvrandıran susuzluğun aynısı bu köpeğe de isabet etti' dedi. "Sonra kuyuya inip ayakkabısına su doldurdu, getirip köpeğe verdi. Bundan dolayı Allah onun amelini kabul etti ve affetti buyurdu." Sahabîler "Yâ Resulallah, hayvanlara iyilik etmekte bize bir mükâfat var mı?" diye sorduklarında, Peygamberimiz şöyle cevap verdi: "Canlı bir hayvan için size mükâfat vardır."
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Sevgili Peygamberimizin şefkat ve merhameti sadece insanlara mahsus değildi. Hayvanlar da, Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin şefkat ve bereketinden nasiptar olmuştur. Çünkü, onlar da can taşıyordu. Peygamberimiz, Cahiliye insanının bu konudaki çirkin âdetlerini de kökünden kazıdı. Hayvanların da merhamete muhtaç olduklarını öğretti. Mekkeliler, hayvanlara çok kötü ve merhametsizce hareket ederlerdi. Canlı hayvanları ok atışlarında hedef dikerler, kendi hayvanlarını diğerlerinden ayırmak için kulak ve kuyruklarını keserler, hatta dağlarlardı. Çölde acıktıkları zaman canlı devenin hörgücünü yarıp bir parça yağ çıkararak pişirip yerler, susadıkları zaman da hayvanın damarını keser, bir miktar kan alırlar, tekrar dikerlerdi. Peygamberimiz (sav) bütün bu alışkanlıklardan onları vazgeçirdi. Hayvana bir işaret konulsa bile, en az acıyacak yere konulmasını tavsiye etti. Resulullah (sav) hayvanlara fazla yük vurulduğunu, aç ve susuz bırakıldıklarını veya bünye ve yaratılışlarına aykırı bir işte kullanıldıklarını görünce, bunu yapmamalarını söylerdi. Peygamber Efendimiz (sav) insanlarla konuştuğu gibi, aynı şekilde hayvanların dilini de anlardı. Onlarla konuşur, dertlerini ve şikâyetlerini dinlerdi. Çünkü hayvanlar bile Peygamberimizi tanırlardı. Canlılara gösterilen şefkat ve merhametin neticesinde Cenab-ı Hakkın bağışlayacağına dair bir hadis-i şerifi de Hz. Ebû Hüreyre'nin rivayetinden öğrenmekteyiz: "Adamın biri yolculuk esnasında şiddetli bir şekilde susadı. Sonunda bir kuyuya rastladı ve oraya vardı. Su içtikten sonra kuyudan çıktı. Bir de gördü ki, susuzluktan dilini çıkararak soluyan bir köpek rutubetli toprak yiyor. Bunu gören adam, 'Beni kıvrandıran susuzluğun aynısı bu köpeğe de isabet etti' dedi. "Sonra kuyuya inip ayakkabısına su doldurdu, getirip köpeğe verdi. Bundan dolayı Allah onun amelini kabul etti ve affetti buyurdu." Sahabîler "Yâ Resulallah, hayvanlara iyilik etmekte bize bir mükâfat var mı?" diye sorduklarında, Peygamberimiz şöyle cevap verdi: "Canlı bir hayvan için size mükâfat vardır."
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.