Sevabı da günahı da Turgut İzmit'in. Çünkü o gönderdi.
Bu araya bir fıkra sıkıştıralım.
Zaptiyeler adamı yakalayıp camiye sokmak ister.
Adam; abdestim yok diye diretir.
Zaptiye kararlıdır.
Sonunda adam camiye girer ve "sevabı da zaptiyenin günahı da zaptiyenin", Allah-u Ekber diye namaza başlar.
* **
Geçen gün bir Fransız müşterimle sözde "Ermeni Soykırımı" yasası ile ilgili konuşurken ona şunu söyledim:
"Anlamadığım bir şey var: Biz kimsenin işine karışmazken özellikle Avrupa ülkelerinde Türkiye hakkında kendi kendilerine kararlar almak gibi bir alışkanlık var. Üstelik siz Fransızlar Cezayir'de yaşadıklarınızı unutuyorsunuz, nasıl olup da bir numaralı demokrasi savunucusu olduğunuzu iddia ediyorsunuz anlamıyorum.''
Bunun üzerine müşterim sordu:
"Fransa'nın sembolü neden horozdur biliyor musun?"
"Neden?" dedim:
Cevabı aynen şöyleydi, hiçbir kelimeyi değiştirmiyorum: "Kendi ayakları bokun içindeyken şarkı söyleyen tek hayvan horozdur da ondan."
Sanırım durumu hiçbir cümle daha iyi özetleyemezdi.
Yerli korku filmi
Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşanmıştır. Olay Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri'de yasayan işadamı, Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna girer. Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer.
Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çıkar. Ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası
başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki, Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a ulaşma derdindedir.
Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir.
Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder. Arabanın, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner.
Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok.
Birden paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama araba hareket etmeye başladıkça dizleri kilitlenir, atlamaya cesaret edemez ve hareketsiz kalır. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahları için tövbe eder.
Arabayı durdurması için Allah'a yalvarır. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar.
Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar. Her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni." deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulhu-bir Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve şok haldedir. Kendisini tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar.
Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi
titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı basında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur. Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyun abdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler:
-Hasan Yıldız baksana, şu sobanın başında oturan geri zekalı, bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi?
Son bir not; inanmak zorunda değilsiniz.
Bu araya bir fıkra sıkıştıralım.
Zaptiyeler adamı yakalayıp camiye sokmak ister.
Adam; abdestim yok diye diretir.
Zaptiye kararlıdır.
Sonunda adam camiye girer ve "sevabı da zaptiyenin günahı da zaptiyenin", Allah-u Ekber diye namaza başlar.
* **
Geçen gün bir Fransız müşterimle sözde "Ermeni Soykırımı" yasası ile ilgili konuşurken ona şunu söyledim:
"Anlamadığım bir şey var: Biz kimsenin işine karışmazken özellikle Avrupa ülkelerinde Türkiye hakkında kendi kendilerine kararlar almak gibi bir alışkanlık var. Üstelik siz Fransızlar Cezayir'de yaşadıklarınızı unutuyorsunuz, nasıl olup da bir numaralı demokrasi savunucusu olduğunuzu iddia ediyorsunuz anlamıyorum.''
Bunun üzerine müşterim sordu:
"Fransa'nın sembolü neden horozdur biliyor musun?"
"Neden?" dedim:
Cevabı aynen şöyleydi, hiçbir kelimeyi değiştirmiyorum: "Kendi ayakları bokun içindeyken şarkı söyleyen tek hayvan horozdur da ondan."
Sanırım durumu hiçbir cümle daha iyi özetleyemezdi.
Yerli korku filmi
Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yaşanmıştır. Olay Alfred Hitchcock'un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız? Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmış ve halen Kayseri'de yasayan işadamı, Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna girer. Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla birlikte bir ufak rakı içer.
Yürüyüş mesafesindeki Bünyan'a gitmek için, lokantadan çıkar. Ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası
başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki, Bünyan'a dönüş yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan'a ulaşma derdindedir.
Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir.
Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder. Arabanın, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner.
Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok.
Birden paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama araba hareket etmeye başladıkça dizleri kilitlenir, atlamaya cesaret edemez ve hareketsiz kalır. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır. Adam dua etmeye baslar. Tüm günahları için tövbe eder.
Arabayı durdurması için Allah'a yalvarır. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar.
Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar. Her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah koru beni." deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dışarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç Kulhu-bir Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek ulaşır ve bir kahvehaneye girer. Üstü başı ıslak ve şok haldedir. Kendisini tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar.
Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi
titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı basında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur. Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyun abdal Köyü'nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler:
-Hasan Yıldız baksana, şu sobanın başında oturan geri zekalı, bizim araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen kişi değil mi?
Son bir not; inanmak zorunda değilsiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024