‘Okullarda kaygı unsurunu abartmayın’
Pandemi sürecinde okulların açılması konusunda değerlendirmelerde bulunan Uzman Sosyal Pedagog/Psikolog Hanım Demirbaş, “Okullarda kaygı unsurunu abartmamamız gerekiyor” dedi
11.10.2020 16:41:00





Çocukların duygu ve korkularını konuşarak dışa vurmaları gerektiğini söyleyen Uzman Sosyal Pedagog/Psikolog Hanım Demirbaş, "Okullarımız açılırken, öncelikle şunun farkına varmamız gerekiyor. Bir taraftan pandeminin önemimin farkında olmamız gerekiyor, diğer taraftan ise bu kaygı unsurunu fazla abartmamamız gerekiyor. Ciddi bir sağlık sorunu, dünyayı etkisi altına alan ve hepimizin kendimizi koruma altına almamızı gerektiren bir sağlık süreci. Herkes nasibini aldı ve herkes korkuyor. Yani bunu yaşayan sadece hastalanan insanlar değil. Hastalanmamak adına da hepimiz korkuyoruz. O kadar ciddi hiç görmediğimiz gibi biz kendi zamanımızda birçok yerde ölüm haberleri duyuyoruz. Yani bir taraftan hastalıkla yüzleşmek durumunda kalıyoruz.
Hayat bir taraftan devam etmek zorunda. Yani çocuklarında, velilerinde herkes gibi kafaları karışmış durumda ve iç dünyaları da karmakarışık. Korkmaları gayet normal ama normalleşme başladığı için okula gitmeleri gerekiyor. Bu yaşanan korku öğrencilerin okula gitme eğilimini boğmayacak şekilde olmalı. Yani hepimiz insanız, korkuda insani bir durum ve cesur insanlar korkusuz insanlar demek değildir. Cesur insanlar korkularına rağmen korkularını bir kenara koyup amacına yönelik hareket eden insanlardır. Korkunun bizim hayatımızı kilitlemesine, bizim hayatımızı felce uğratmasına müsaade etmememiz gerekiyor.
'Korkuların üzerine gitmek gerekir'
Gereken tedbirleri alarak, okulda da gereken tedbirlerin alındığından da emin olarak eğitime devam edebiliriz. Bir de korkuların üzerine gitmek gerekir, ancak bu da araştırarak olur. Çünkü korku bilgisizlikten oluşur, bu bilgi eksikliklerimizi gidererek korkularımızı bertaraf edebiliriz. İnterneti bu devirde bunun için kullanabiliriz. Burada en önemli unsur, velilerin çocukların duygularını bilmesi gerekiyor ve duygularını rahatça ifade edebilmelerini sağlamaları gerekiyor. Bunun için de çocuklarıyla çok sohbet etmeleri gerekiyor, konuşmaları gerekiyor duygularını dışa vurmalarını sağlamaları gerekiyor. İçine kapanık çocuklarda var kendilerini direk açamazlar, korkuları, duyguları hakkında konuşamazlar onların duygularını dışa vurmaları için, çocuğun yapısına uygun bir yol ve yöntem bulup izlenmeliler.
Korku bir tarafta tabii ama okula gitme amacını, neden okuması gerektiğini çocuğumuzun bilmesi gerekiyor. Amacını bilmesi ve belirlemesi gerekiyor ki cesareti korkusunun önüne geçsin. Dolayısı ile çocuğumuzu sürekli yüreklendirmemiz gerekiyor, sorumluluk bilincini aşılamak gerekiyor. Bu süreçte de maskeyle gideceğiz, sosyal mesafeye dikkat edeceğiz bu sürecin de özellikleri bunlar, tedbirleri de bunlar ve bu şekilde yaşamayı da öğreneceğiz. Kesinlikle dışarda çocuğuma bir şey olur deyip ya da çocuk korkup okula gitmeyi reddederse bu kez o korkuyu pekiştirmiş olur ve pekiştirdikçe hayata, eve bağımlı olmaya başlar. Kendisine korkusuna, kendisini kaygılarına, kendisini tembelliğine teslim etmiş olur. Dolayısı ile bağımlı bir birey haline dönüşebilir" dedi. İHA
Hayat bir taraftan devam etmek zorunda. Yani çocuklarında, velilerinde herkes gibi kafaları karışmış durumda ve iç dünyaları da karmakarışık. Korkmaları gayet normal ama normalleşme başladığı için okula gitmeleri gerekiyor. Bu yaşanan korku öğrencilerin okula gitme eğilimini boğmayacak şekilde olmalı. Yani hepimiz insanız, korkuda insani bir durum ve cesur insanlar korkusuz insanlar demek değildir. Cesur insanlar korkularına rağmen korkularını bir kenara koyup amacına yönelik hareket eden insanlardır. Korkunun bizim hayatımızı kilitlemesine, bizim hayatımızı felce uğratmasına müsaade etmememiz gerekiyor.
'Korkuların üzerine gitmek gerekir'
Gereken tedbirleri alarak, okulda da gereken tedbirlerin alındığından da emin olarak eğitime devam edebiliriz. Bir de korkuların üzerine gitmek gerekir, ancak bu da araştırarak olur. Çünkü korku bilgisizlikten oluşur, bu bilgi eksikliklerimizi gidererek korkularımızı bertaraf edebiliriz. İnterneti bu devirde bunun için kullanabiliriz. Burada en önemli unsur, velilerin çocukların duygularını bilmesi gerekiyor ve duygularını rahatça ifade edebilmelerini sağlamaları gerekiyor. Bunun için de çocuklarıyla çok sohbet etmeleri gerekiyor, konuşmaları gerekiyor duygularını dışa vurmalarını sağlamaları gerekiyor. İçine kapanık çocuklarda var kendilerini direk açamazlar, korkuları, duyguları hakkında konuşamazlar onların duygularını dışa vurmaları için, çocuğun yapısına uygun bir yol ve yöntem bulup izlenmeliler.
Korku bir tarafta tabii ama okula gitme amacını, neden okuması gerektiğini çocuğumuzun bilmesi gerekiyor. Amacını bilmesi ve belirlemesi gerekiyor ki cesareti korkusunun önüne geçsin. Dolayısı ile çocuğumuzu sürekli yüreklendirmemiz gerekiyor, sorumluluk bilincini aşılamak gerekiyor. Bu süreçte de maskeyle gideceğiz, sosyal mesafeye dikkat edeceğiz bu sürecin de özellikleri bunlar, tedbirleri de bunlar ve bu şekilde yaşamayı da öğreneceğiz. Kesinlikle dışarda çocuğuma bir şey olur deyip ya da çocuk korkup okula gitmeyi reddederse bu kez o korkuyu pekiştirmiş olur ve pekiştirdikçe hayata, eve bağımlı olmaya başlar. Kendisine korkusuna, kendisini kaygılarına, kendisini tembelliğine teslim etmiş olur. Dolayısı ile bağımlı bir birey haline dönüşebilir" dedi. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.