O, canını ilk feda edendir
İbn-i Abbas, Bakara suresi 207. ayete işaretle diyor ki: "Ali (a.s.) canını feda etme pahasına, Hz. Peygamber'in (s.a.a) elbisesini giyip yatağına yattı." Ali b. Hüseyin de, "Allah rızası uğruna, canını ilk feda eden Ali b. Ebu Tâlib'dir" buyuruyor.
13.12.2016 00:00:00
Cenab-ı Hak, Ehl-i Beyt'in üstün fedakârlıkları hakkında şöyle buyurdu: "Bir kısım insanlar da vardır ki Allah'ın rızası uğruna, canını satar (feda) eder. Allah ise kullarına çok merhamet edicidir." (Bakara/207).
Hakim, Müstedrek kitabında (c.3. s. 4) İbn-i Abbas'tan yapmış olduğu tahricde şunları yazmaktadır: "Ali (a.s.) canını feda etme pahasına, Peygamber (s.a.a)'in elbisesini giyip yatağına yattı." Hakim, bu hadisin, iki Şeyh'in (Buhari ve Müslim) tahric etmemelerine rağmen doğru olduğunu itiraf eder. Hakim, Ali b. Hüseyin'den (a.s.) şu tahrici de yazıyor: "Allah rızası uğruna, canını ilk feda eden Ali b. Ebu Tâlib'dir."
Cenab-ı Hak, bu konuda buyuruyor ki: "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve aşikâr hayra harcayanlar vardır ki, onların Rableri katında ecirleri mahfuzdur. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar hiçbir zaman mahzun olmayacaklardır." (Bakara/274).
Muhaddis ve müfessirlerin, ayetlerin iniş sebebini yazan yazarların, İbn-i Abbas'a dayandırarak tahric ettikleri bütün hadislerde, bu ayetin Ali b. Ebi Tâlib (a.s.) için indiğini kaydetmektedirler. Hz. Ali'nin (a.s.) dört dirhemi vardı, birini gece, birini gündüz, birini gizli ve birini de aşikâr olarak ihsan etti ve bu olayın ardından adı geçen ayet nazil oldu.
Cenab-ı Hak yine buyurdu ki: "Doğru ile gelen Peygamber ve O'nu tasdik edenler, işte onlar takva sahibi kimselerdir." (Zümer/33).
İmam Bâkır, İmam Sâdık, İmam Kâzım, İmam Rıza, İbn-i Abbas, İbn-i Hanefiyye Zeyd b. Ali b. Hüseyin ve Ali b. Cafer es-Sâdık'ın koymuş oldukları nassa göre, doğru ile gelen Peygamber'dir (s.a.a.), O'nu tasdik eden de Ali'dir (a.s.). Ayrıca İbn-i Meğazili, Menakıb'ında Mücahid'den şu tahrici yapmaktadır: "Sıdk ile gelen Muhammed'dir (s.a.a.); O'nu tasdik eden ise Ali'dir (a.s.)." Bu hadisi aynı zamanda İbn-i Merdeveyh ve Ebu Nuaym de tahric etmişlerdir.
Ayrıca onlar peygamberlerin en yakınları, aşireti ve yüce Allah'ın riayet ve inayetine layık görerek Peygambere (s.a.a) bilhassa şöyle tavsiyede bulunduğu insanlardır: "Herkesten önce en yakın akrabalarını İslam'a davet ederek uyar." (Şuara/214). Ve neseble yakın olarak tarif ettiği ve şöyle buyurduğu insanlardır: "Nesebde yakın olanlar, Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer mü'minlerden daha evladırlar." (Enfal 75). Ve kıyamet günü en yüksek makamda bulunan Peygamberin yanına çıkacak olanlar yine kendileridir. Bunun delili, Yüce Allah'ın şöyle buyurmasıdır: "İman edenlere, iman edip kendilerine tâbi olan zürriyetlerini de ahiret günü peşlerinden yanlarına göndererek kendilerine kavuştururuz. Bununla beraber amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz." (Tur, 21).
Hakim, Müstedrek adlı sahihinde, Tur Suresini tefsir ederken, İbn-i Abbas'tan şu tahrici yapıyor: "'Peşlerinden zürriyetlerini yanlarına göndeririz' ayet-i kerimesindeki mana şudur: Cenab-ı Allah, mü'minin zürriyetini, amelleri kendisinden daha az olsa bile onları onun cennetteki mevkiine (yanına) çıkarır." Hakim, bu açıklamayı yaptıktan sonra ayet-i kerimeyi tilavet eder.
Hakim, Müstedrek kitabında (c.3. s. 4) İbn-i Abbas'tan yapmış olduğu tahricde şunları yazmaktadır: "Ali (a.s.) canını feda etme pahasına, Peygamber (s.a.a)'in elbisesini giyip yatağına yattı." Hakim, bu hadisin, iki Şeyh'in (Buhari ve Müslim) tahric etmemelerine rağmen doğru olduğunu itiraf eder. Hakim, Ali b. Hüseyin'den (a.s.) şu tahrici de yazıyor: "Allah rızası uğruna, canını ilk feda eden Ali b. Ebu Tâlib'dir."
Cenab-ı Hak, bu konuda buyuruyor ki: "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve aşikâr hayra harcayanlar vardır ki, onların Rableri katında ecirleri mahfuzdur. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar hiçbir zaman mahzun olmayacaklardır." (Bakara/274).
Muhaddis ve müfessirlerin, ayetlerin iniş sebebini yazan yazarların, İbn-i Abbas'a dayandırarak tahric ettikleri bütün hadislerde, bu ayetin Ali b. Ebi Tâlib (a.s.) için indiğini kaydetmektedirler. Hz. Ali'nin (a.s.) dört dirhemi vardı, birini gece, birini gündüz, birini gizli ve birini de aşikâr olarak ihsan etti ve bu olayın ardından adı geçen ayet nazil oldu.
Cenab-ı Hak yine buyurdu ki: "Doğru ile gelen Peygamber ve O'nu tasdik edenler, işte onlar takva sahibi kimselerdir." (Zümer/33).
İmam Bâkır, İmam Sâdık, İmam Kâzım, İmam Rıza, İbn-i Abbas, İbn-i Hanefiyye Zeyd b. Ali b. Hüseyin ve Ali b. Cafer es-Sâdık'ın koymuş oldukları nassa göre, doğru ile gelen Peygamber'dir (s.a.a.), O'nu tasdik eden de Ali'dir (a.s.). Ayrıca İbn-i Meğazili, Menakıb'ında Mücahid'den şu tahrici yapmaktadır: "Sıdk ile gelen Muhammed'dir (s.a.a.); O'nu tasdik eden ise Ali'dir (a.s.)." Bu hadisi aynı zamanda İbn-i Merdeveyh ve Ebu Nuaym de tahric etmişlerdir.
Ayrıca onlar peygamberlerin en yakınları, aşireti ve yüce Allah'ın riayet ve inayetine layık görerek Peygambere (s.a.a) bilhassa şöyle tavsiyede bulunduğu insanlardır: "Herkesten önce en yakın akrabalarını İslam'a davet ederek uyar." (Şuara/214). Ve neseble yakın olarak tarif ettiği ve şöyle buyurduğu insanlardır: "Nesebde yakın olanlar, Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer mü'minlerden daha evladırlar." (Enfal 75). Ve kıyamet günü en yüksek makamda bulunan Peygamberin yanına çıkacak olanlar yine kendileridir. Bunun delili, Yüce Allah'ın şöyle buyurmasıdır: "İman edenlere, iman edip kendilerine tâbi olan zürriyetlerini de ahiret günü peşlerinden yanlarına göndererek kendilerine kavuştururuz. Bununla beraber amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz." (Tur, 21).
Hakim, Müstedrek adlı sahihinde, Tur Suresini tefsir ederken, İbn-i Abbas'tan şu tahrici yapıyor: "'Peşlerinden zürriyetlerini yanlarına göndeririz' ayet-i kerimesindeki mana şudur: Cenab-ı Allah, mü'minin zürriyetini, amelleri kendisinden daha az olsa bile onları onun cennetteki mevkiine (yanına) çıkarır." Hakim, bu açıklamayı yaptıktan sonra ayet-i kerimeyi tilavet eder.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.