"Her Peygamber ve velinin arzulayıp yükselmek istediği en üstün makamlara ve hatta Cemalullah'ı müşahedeye, mükâlemeye yükselen tek nebî, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)'dir. Bu yönü ile O, Halilullah'tır, Habibullah'tır, Kelimullah'tır, Sebeb-i Hilkat'tir. Ve, Peygamberimiz, aynı zamanda 'Canlı Kur'andır' Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de, "? Sizin için dininizi kemâle erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyeti seçip kabul ettim?" (1) buyurmuş ve son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa'yı (sav) en güzel örnek olarak bütün insanlığa takdim etmiştir; "Sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü arzu edenler ve Allah'ı çok zikredenler için Allah Resûlünde en güzel örnekler vardır" (2) Prof. Dr. Haydar Baş bey, "Makalat" adlı eserinde Peygamber Efendimiz'den sav) şöylece bahsetmektedir:"Her Peygamber ve velinin arzulayıp yükselmek istediği en üstün makamlara ve hatta Cemalullah'ı müşahedeye, mükâlemeye yükselen tek nebî, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)'dir. Bu yönü ile O, Halilullah'tır, Habibullah'tır, Kelimullah'tır.Cenab-ı Hakk'ın ruh olarak yarattığı ilk insan olmasına rağmen, maddesiyle bu âleme en son peygamber olarak teşrif etmiştir. Bir kudsi hadiste, "Sen olmasaydın, sen olmasaydın Habibim âlemleri yaratmazdım" buyrulmuştur. Bu yüzden, Peygamberimiz, sebeb-i hilkattır. Bu münasebetten olacak ki O'na, Fahr-i Âlem de deniyor."Muhammed'im, Biz seniancak âlemlere rahmetolarak gönderdik"Sebeb-i âlem olan Peygamberimiz, aynı zamanda Rahmet'en-lil Âlemindir. Nitekim, "Muhammed'im, Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" (3) buyurulmuştur.Sadece asi ve mücrimlerin şefîi olmayıp velî ve nebîlerin de şefîdir. Şöyle ki: Rûz-i Mahşerde peygamberler, Peygamberimizin haklarında şefaat etmelerini niyazdan sonra Cenab-ı Vacib'ül-Vücud'un emir ve müsaadesiyle şefaat edebileceklerdir. Bu yönü ile O'na 'Şefî-i Rûz-ı Ceza' denir. Bunun için O, hem dünya ve hem de ukba için hidayet ve feyiz kaynağı olmuştur?Mübarek vücutları Hakk'ın nispet kokularını taşırdı. Bazılarının zan ve iddia ettikleri gibi O, sadece bir beşer değildir. O, bir beşerdir ama, Tecelligâh-ı Hak olan bir beşer? Kulluk makamında ekmel bir kul? Hatem'ül Enbiya olan Peygamberimizin, Hakk'ı gösteren ayna olmasıyla da adı, Mirat'ül-Hak olmuştur. Kur'an-ı Kerim'de, "Biz, seni (ümmetine) şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik" (4) ve "Allah ve O'nun Peygamberine itaat edin?" (5) buyuruluyor. O, bir âlemdir; o âlemden Hak görülür, Hakk'a gidilir.Peygamberimiz aynı zamanda 'Canlı Kur'andır'. Yani, mücerret hakikatler Peygamberimizde müşahhas hâle gelmiştir. Nitekim bu manaya işaretle Cenab-ı Hak, "O, hevasından konuşmaz, O'(na inen Kur'an veya O'nun söylediği sözler), kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir" (6) buyurmaktadır. Onun için, O'nun sözleri hükümdür, inkârı mutlak küfürdür. Ve O, kemali ile, insan-ı kâmildir. Mutlak insan-ı kâmilden murad da, Hz. Fahr-i Âlem Efendimiz'dir. Varlıktan soyunup yoklukta Hak ile olmak, yok olma nispetine göre O'nu temsil eder, yani kemâl nispetine göre?Zübde-i Âlem olan Fahr-i Âlem Efendimiz'in kemâli, mukayese edilemeyeceğine göre kainat O'nun döneminde ekmel dönemini yaşamıştır. Bunun için de O'nun devrine, 'Asr-ı Saadet' veya 'Nur Asrı' yahut 'Asr-ı Hidayet' denir. Bu devirde yaşayan Ashab-ı Kiramın örnek hayatı da hiçbir devirde yaşanamamış ve Ashab gibi ekmel bir nesli tarih kaydedememiştir.O Kâmil'e veraset ne nispette fazla olursa, o devir, o asır, Asr-ı Saadet'in devamı veya parçası olur?" (7). "Âyinedir bu âlem, her şeyHak ile kâimMirat-ı Muhammed'denAllah görünür daim"Peygamberimizin (sav), Kur'an-ı Kerim'in kendisine vahyedildiği gibi ferdî, ailevî ve ictimai uygulamaları olmasaydı, Kur'an-ı Kerim'i anlamak da yaşamak da asla mümkün olmazdı. Dolaysıyla, Peygambersiz din olmaz. DİPNOTLAR: 1: Maide Süresi, 3. Ayet., 2: Ahzab Süresi, 21. Ayet., 3: Enbiya Süresi, 107. Ayet., 4: Fetih Süresi, 8. Ayet., 5: Enfal Süresi, 46. Ayet., 6: Necm Süresi, 3-4. Ayetler., 7: Prof. Dr. Haydar Baş, Makalat, s. 76-78.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.