Nüfusumuz alarm veriyor
Nüfusu yaşlı ülkeler sınıfında yer alan Türkiye, 'çok yaşlı' ülkeler sınıfına girmek için hızla yol alıyor. Doğurganlık hızı gerilemeye devam eder ve nufüs bu hızla yaşlanırsa Türkiye, 2040 yılında 'çok yaşlı nüfusa' sahip bir ülke olacak
07.09.2018 00:00:00
HABER MERKEZİ
Uzun yıllar genç nüfus avantajıyla övünen Türkiye bu özelliğini hızla kaybediyor. 1990'lı yıllarda yüzde 4 olan Türkiye'nin yaşlı nüfus oranı son TÜİK verilerine göre yüzde 9'a dayandı. Mevcut gidişatta Türkiye 22 yıl sonra 'çok yaşlı nüfusa sahip ülkeler' sınıfına girecek.
Bilimsel olarak bir ülkenin yaşlı nüfusu yüzde 7'i aştığında yaşlı ülke sınıfına giriyor. Bu oran yüzde 10 olduğunda 'çok yaşlı' ülke olarak görülüyor. Türkiye'de 65 yaş üstü nüfus oranı yüzde 9'a ulaşmış durumda. Doğusu ile batısı arasında doğurganlıkta ciddi farklar bulunuyor olsa da genel olarak Türkiye'nin bölgelerinde doğurganlık azalıyor. Buna karşın Türkiye'de 65 yaş üstü olarak kabul edilen yaşlı nüfus ise hızla artıyor. Bu durum gelişmekte olan bir ekonomiye sahip Türkiye'yi zor günlerin beklediğini ortaya koyuyor. 17 yıl önce 2.38 olan Türkiye'nin doğurganlık hızı 2017 yılında 2.07 seviyesine geriledi.
Mevcut doğurganlık hızıyla Türkiye, nüfusun 'yenilenme düzeyi' olarak kabul edilen 2.10 seviyesinin de gerisinde kalmış durumda. Bu da demografik anlamda zaten 'yaşlı ülkeler' kategorisinde bulunan Türkiye'nin 'çok yaşlı ülkeler' sınıfına gireceğini gösteriyor. Uzmanların açıklamalarına göre Türkiye 2023 yılından sonra çok yaşlı ülkeler sınıfına girecek. Türkiye'nin 15-64 yaş arasındaki yetişkin nüfusu tarihinde bir defaya mahsus olmak üzere 2040 yılında en yüksek sayıya çıkacak. Bu tarihten sonra en verimli nüfus hızla azalmaya başlayacak. Bu önemli bir sosyal olgu 2040 yılından sonra Türkiye'de yaşlı nüfusun çocuk nüfusundan fazla olacağını gösteriyor.
Üç çocuk sözde kaldı
Doğurganlığı artırmak amacıyla Türkiye'de son yıllarda sıkça duymaya başladığımız 'en az üç çocuk' gibi söylemlerin de rakamlara yansımadığı dikkat çekiyor. Aynı şekilde yaşlanan Türkiye'nin 'çalışabilir' nüfus oranı da azalıyor. 2018 itibariyle yüzde 67 olan çalışabilir nüfusu (15-64) ülkenin ekonomik büyümesi için hala ciddi bir avantaj sayılabilir. Ancak doğurganlığın azalması, çalışabilir nüfusun da zamanla küçüleceğini gösteriyor. Gelişmiş Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye'de yaşlanma hızının daha fazla olduğuna dikkat çeken kimi uzmanlar, bu durumun sosyal hizmetlere hazırlıksız yakalanma gibi önemli etkileri olacağı uyarısında bulunuyor.
Uzun yıllar genç nüfus avantajıyla övünen Türkiye bu özelliğini hızla kaybediyor. 1990'lı yıllarda yüzde 4 olan Türkiye'nin yaşlı nüfus oranı son TÜİK verilerine göre yüzde 9'a dayandı. Mevcut gidişatta Türkiye 22 yıl sonra 'çok yaşlı nüfusa sahip ülkeler' sınıfına girecek.
Bilimsel olarak bir ülkenin yaşlı nüfusu yüzde 7'i aştığında yaşlı ülke sınıfına giriyor. Bu oran yüzde 10 olduğunda 'çok yaşlı' ülke olarak görülüyor. Türkiye'de 65 yaş üstü nüfus oranı yüzde 9'a ulaşmış durumda. Doğusu ile batısı arasında doğurganlıkta ciddi farklar bulunuyor olsa da genel olarak Türkiye'nin bölgelerinde doğurganlık azalıyor. Buna karşın Türkiye'de 65 yaş üstü olarak kabul edilen yaşlı nüfus ise hızla artıyor. Bu durum gelişmekte olan bir ekonomiye sahip Türkiye'yi zor günlerin beklediğini ortaya koyuyor. 17 yıl önce 2.38 olan Türkiye'nin doğurganlık hızı 2017 yılında 2.07 seviyesine geriledi.
Mevcut doğurganlık hızıyla Türkiye, nüfusun 'yenilenme düzeyi' olarak kabul edilen 2.10 seviyesinin de gerisinde kalmış durumda. Bu da demografik anlamda zaten 'yaşlı ülkeler' kategorisinde bulunan Türkiye'nin 'çok yaşlı ülkeler' sınıfına gireceğini gösteriyor. Uzmanların açıklamalarına göre Türkiye 2023 yılından sonra çok yaşlı ülkeler sınıfına girecek. Türkiye'nin 15-64 yaş arasındaki yetişkin nüfusu tarihinde bir defaya mahsus olmak üzere 2040 yılında en yüksek sayıya çıkacak. Bu tarihten sonra en verimli nüfus hızla azalmaya başlayacak. Bu önemli bir sosyal olgu 2040 yılından sonra Türkiye'de yaşlı nüfusun çocuk nüfusundan fazla olacağını gösteriyor.
Üç çocuk sözde kaldı
Doğurganlığı artırmak amacıyla Türkiye'de son yıllarda sıkça duymaya başladığımız 'en az üç çocuk' gibi söylemlerin de rakamlara yansımadığı dikkat çekiyor. Aynı şekilde yaşlanan Türkiye'nin 'çalışabilir' nüfus oranı da azalıyor. 2018 itibariyle yüzde 67 olan çalışabilir nüfusu (15-64) ülkenin ekonomik büyümesi için hala ciddi bir avantaj sayılabilir. Ancak doğurganlığın azalması, çalışabilir nüfusun da zamanla küçüleceğini gösteriyor. Gelişmiş Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye'de yaşlanma hızının daha fazla olduğuna dikkat çeken kimi uzmanlar, bu durumun sosyal hizmetlere hazırlıksız yakalanma gibi önemli etkileri olacağı uyarısında bulunuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.