Ne Yunus gibi, Mevlana gibi çok yüce duygular besleyip bunları onlar gibi en güzel biçimde anlatabiliriz ne de onların ihlasına, ihsanına, duyarlılığına erişebiliriz. Biz ancak garip bir derviş gibi acizane bir şeyler karalıyoruz. İstiyoruz Ki: yazılarımız birer ayna olsun ve o aynadan kendimizi seyredelim, seyredelim ki; hatalarımızı kusurlarımızı görelim, önce kendimize bakalım ve önce kendimizi düzeltebilelim inşaallah."İnsan önce kendine bakmalıdır" diye güzel bir söz vardır Türkçemizde, Tasavvufi görüşün bir yansımasıdır bu. İnsan kendine bakmalı kendi halini görebilmelidir. Bunu başarmak her zaman kolay değildir, yürek ister,kalp gözü açıklığı ister, cesaret ister. Maalesef insan bazen en istemediği kalbi hastalıklara, yanlışlara sahip olabilir. Bu nedenle kendi nefsini en aşağı nefislerden görmeli, nefsinin başını ezmeye, nefsini kınamaya çalışmalıdır. Çünkü nefs ancak böylelikle ıslah olabilir. Tasavvuf büyüklerinin sözleridir bunlar. İnsanoğlu kendi nefsini alçak gördükçe yükselir. Kendimizi en aşağı nefislerden görürsek ancak o zaman hatalarımızdan, kusurlarımızdan haberdar olabiliriz. Kendini kınamayan nefs yerinde sayar, kendini kınayan nefs üstüne ise Kur'an-ı Kerimde yemin edilir. Kısacası kendini kınayan nefs bu kadar değerlidir. Dervişliğin en temel vasıflarından biri de tevazu dur. Tevazu her güzel ahlak unsurunun temelinde var olan çok güzel bir haslettir. Tevazu eden yükselir, Allah katında değer kazanır.Tirmizi'den nakledilen bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır; Ümmetimden alçak gönüllü olanları gördüğünüz zaman, siz de onlara tevazu gösterin; fakat kibirlileri gördüğünüz zaman siz de onlara karşı kibredin. Zira mütekebbire karşı kibriniz, onları hakir ve küçük düşürmektir.""Tevazu hakikati yüce bilmek ve ona değer vermekten, kendini Hakk'ın hizmetkarı olarak varsaymaktan kaynaklanır. Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu mana ve şuuru ashabına aşılayıp örnek insan yetiştirmiştir. O'nun toplumu bütün insanlığın medar-ı iftiharı örnek bir toplum olmuştur. Zaten tevazu sahibi olmayanın davasını tebliğ etmesi ve irşad görevini yürütmesi mümkün olamaz." (İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş, Tevazu bahsi).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022