Nazlı güzel İstanbul

Senin için yazılmış tüm methiyeleri okuyarak başlıyorum yazıma. Ama hiçbiri seni tam anlatamıyor İstanbul.

Sen herşeyinle güzelsin İstanbul. Seni sadece Boğaz ile, Çamlıca, Üsküdar, Beykoz, Beyoğlu, Sarıyer ve diğer semtlerinle anlatmak yanlış olur. Bunlar sadece güzelliğinin birkaç süsü.

Sen, seni yaşatan insanınla İstanbulsun. Seni onlarsız düşünemem. Sen toprak altındaki zenginliğinle bir tanesin, baş tacısın.

Hangilerini sayayım ki? Dile mi gelir onlar, sayıya mı gelir?

Hz. Yûşa, Hz. Eyyüb el-Ensari, Aziz Mahmud Hüdai, Mehmet Emin Tokadi, Merkez Efendi, Fatih Sultan Mehmed ve daha binlercesine ebedi istiharahat mekanı oldun. Sende dinleniyor ehli zikir.

Sana sahip olmak hiç kolay değil nazlı gül. Birçok medeniyetin yıkılıp, yerine yenisinin inşa edildiği kutlu mekanın adısın sen.

Taşın-toprağın muhabbet dolu İstanbul. İşte bu muhabbettir insanları sana çeken. Ecdadımız sana vermiş süsünü, sen bizi seversin, biz de seni İstanbul. Senin bu toprağını kanıyla suladı ecdad, işte bu yüzden nazlısın ey mekan-ı şehid.

Senin için bozuldu, değişti diyorlar. Ama sen bu sözlere aldırma. Hiç çirkin olsan över miydi Peygamber (sav)?

Ahmet Kadir AKTACİR