Dini konularda; araştırmadan, öğrenmeden, iyice emin olmadan cevap vermek, hiç de akıllıca bir iş değildir. Ola ki yapılan bir iş ya da söylenilen söz başkalarını yanlış yollara sevk edebilir. Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) biz ümmetini her konuda olduğu gibi bu konuda da uyarmıştır."İslâm'da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm'da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz." (Müslim, Zekât 69. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 64.)
Yaptığımız bir işi ya da konuştuğumuz bir sözü başkasının örnek alması, hem o kişiye bu konuda bir cesaret verir, hem de mesuliyette ortak kılar. İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Haksız olarak öldürülen her kişinin kanından bir pay, Âdem'in ilk oğluna ayrılır. Çünkü o, insan öldürme çığırını ilk başlatan kişidir" (Buhârî, Cenâiz 33, Enbiyâ 1, Diyât 2, İ'tisâm 15; Müslim, Kasâme 27. Ayrıca bk. Tirmizî, İlm 4; Nesâî, Tahrim 1; İbn Mâce, Diyât 1.)Son dönem insanımızın yakalandığı en büyük hastalıklardan biri mesuliyetsizlik hastalığıdır. İşte bu hastalığın tezahürü olsa gerek ki, her önüne gelen hemen her konuda konuşma lüzumu hissetmektedir. Hâlbuki yapılan işin tehlikesini bilseler ve huzuru mahşerde bu konuda hesaba çekileceklerini bilselerdi "az ve ölçülü" konuşmayı tercih ederlerdi.
Dini konularda, nice mücedditlerin, müctehitlerin, mezhep imamlarının verdiği fetvaları bile hiçe sayıp, kendini bu sahada bir şey sanan yol haramilerinin, din haramilerinin yaptıkları tahribatı ortaya koyup, yanlışlarından ve şerlerinden insanları uyarmaya çalışmak, yapılacak en hayırlı bir iştir.Ama maalesef, siz bu konuda ne kadar dini hassasiyet sahibi olursanız olunuz, sizi anlamak istemeyen, bazı cahil ve idrakten yoksun insanlarda çıkıp, sanki yapılanlar boş işlermiş ya da dedikoduymuş gibi zannedip; "birbirinizi eleştirmeseniz daha iyi olur" nasihatlerinde bulunurlar. Yüce Peygamberimizin hakemliğine başvurduğumuzda durum hiç de denilen gibi değildir. İşte size Onun gerçek uyarısı;
"Allah Teâlâ'nın benden önceki her bir ümmete gönderdiği peygamberin, kendi ümmeti içinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlâslı ve seçkin yakın çevresi ve ashabı vardı. Bu samimi çevre ve ashabından sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihad eden mü'mindir, diliyle cihad eden mü'mindir; kalbiyle cihad eden de mü'mindir. Bu kadarcığı da bulunmayanda hardal tanesi ağırlığında bile iman yoktur." (Müslim, İman 80) Yaptığımız; kalemimizle, sözümüzle ortaya bir mücadele koymaktır. Bu konudaki hassasiyetimiz; milletimizin, dini ve milli bütünlüğüne zarar gelmesinden duyduğumuz endişedendir, imanımızdandır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025