Milletleri millet yapan; inandığı, taşıdığı ve yaşadığı değerlerdir?Yüce Türk Milletinin asırlardır dünya sahnesinde kalmasının ve gittiği her yere mührünü vurmasının altında yatan gerçek Müslüman Türk kimliğidir. Türk milletinin fethettiği yerlerin halkı, hangi inanca sahip olursa olsun hemen Türk İslam kültürünü kabul ediyor, bağlılık beratını sunuyor ve hizmet ediyorlardı. Çünkü, Müslüman Türk kimliğinde asıl aradıkları huzuru, hak ve adaleti doya yaşayacaklarının bilincindeydiler. İstanbul'un fethinde Bizans halkının ihtiramla Fatihi karşılayıp "kardinal şapkası görmektense Osmanlının sarığını görmeye razıyız."İfadesini kullanmaları bu tespitimizi teyit eder mahiyettedir.Ecdadımız, kendi istekleri doğrultusunda iman edip, dinimizi ve kültürümüzü kabul edenlerin yanında, kendi dinine ve kültürüne iman eden halklara da özgürlük hakkı sağlamıştır. Fethettiği hiçbir toprak üzerinde başka dinlerin, başka ulusların kimliklerine ve yaşantılarına asla müdahale etmemiş, mabetlerine asla dokunmamış, aksine onları koruma altına almıştır. Sadece insanları mı? Hayvanları bile koruma altına almıştır. Kimsesiz insan, hayvan, ne tür mahluk varsa onları barındırmak ve bakmak adına vakıflar kurmuş, başlı başına bir vakıf medeniyeti oluşturmuştur.Yaşadığımız topraklar, İslam diyarı olmasına rağmen asırlar önce yapılmış başka dinlerin eserlerinin ve medeniyetlerinin hala ayakta kalması, inançlarını yaşamaları, Türk İslam kimliğinin hoşgörüsünün ve merhametinin de teyididir. Geçmişten geleceğe, bu şekilde giden süreç son yıllarda maalesef kesintiye uğramıştır. Müslüman Türk kimliğinden süratle uzaklaşmakta olup, gelecek nesillere aktaracak bir medeniyet birikimi bırakamamakla karşı karşıya olduğumuz hakkında endişeler taşımaktayız. Bu endişede ne kadar haklı olduğumuzu kanıtlamak için yaşanan sosyal hayata sadece bir gözlemci olarak bakmanız bile yetecektir. Şöyle bir etrafımıza baktığımızda her ulusun kendine mahsus giyim kuşam tarzlarının, yeme içme, barınma ve davranış bütünlüğünün olduğunu, dış görünüşünden bile hangi millete mensup olduğunu anlayabilirsiniz. Eskiden biz de böyleydik?Davranışımıza, kılık kıyafetimize bakan birileri işte bu Türk'tür diyebilmekteydi. Ama maalesef, yönümüzü batıya döndüğümüz ilk günden bu yana kültür erozyonuna uğramış bir millet hâlini aldık, kraldan fazla kralcı olduk, bize ait olmayan her şeye aşina olduk, başka milletleri taklit eder olduk. Bu taklitte o kadar ileri gittik ki kendi kültürümüzle taban tabana zıt bile olsa onların görüşlerini baş tacı ettik... (devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025