"Doğru yol" manasına gelen sırat-ı müstakiym, insanları Allah'ın rızasına kavuşturan davranışların tümüdür. Yani Allah'ın, "Ben bundan razıyım. Bu kulumun yaptığı işler güzeldir, doğrudur" dediği yol üzere insanın gitmesidir. Öyle işler vardır ki siz, bunları eda edersiniz, yerine getirirsiniz, görünüşte de çok güzel olur ve fakat bu yaptığınız işlerden Allah razı olmaz, hoşnut olmaz. O taktirde insan, görünürde çok güzel şeyler de yapmış olsa hakikatte sırat-ı müstakiym, yani doğru yol üzere olmuyor.Çünkü yapılan işin özünde, merkezde, "Allah bu işten razı midir değil midir?" sorusuna cevap verdiğiniz zaman; "Evet! Bundan Allah razıdır" diyebiliyorsanız, o zaman yaptığınız iş bazılarının hoşuna gitmemiş olsa da, pek mükemmel görünmese de, değil mi ki Allah rızasına uygundur, bu iş sırat-ı müstakiym üzredir. Bizim inancımız harcımızdır. Milli değerlerimizin korunmasında en büyük amil inancımızdır. Bir ümmetin dili, tarihi, örfü, adeti, geleneği, maneviyatı yani dini o milletin manevi harcıdır. Şimdi siz bunları kaybettiğiniz zaman lime lime dökülürsünüz. Unutmayalım! Tarihte hiç bir milletin akıbeti, bu değerleri kaybettikten sonra hayr olmadı ki bizimki olsun. Nice devletler hatta imparatorluklar bir anda çöküp gittiler. Türk milletinin ayakta durması için Allah'a dua edelim. Bu değerlerimize tam manasıyla sahip çıkalım.Müslüman olarak bize düşen vazife budur. Gelişigüzel davranış değildir. Sen aynı zamanda Allah'ın ve Peygamberinin nesi oluyorsun?Küçük anlamda bir temsilcisisin. Sana "halifem" diyor. Eğer sen üzerine düşeni bihakkın eda etmezsen o zaman çok ciddi sorumluluğu üstlenmiş olursun. Sosyal, ticari vs. münasebetleri inkar eden yok. Akaidlerin, itikatların birleşmesidir yanlış olan. Bizim ifade etmeye çalıştığımız bu. Kalkıp da sen yeni bir akaid, yeni bir ibadet kuralı ortaya koyamazsın. Bunu demek istiyoruz ve bizi takip eden kardeşlerimize hayırlar diliyoruz. Allah, milletimize zeval vermesin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.