Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler
"... Mr. Nebit ile bir akşam evinde muhabbet üzereyken onun İslamî ilimlere olan vukufiyeti ve lisanındaki fesahati ile konuşması merakıma mucip olarak bu kadar kemale seyahat ile mi yoksa tahsil ile mi muvaffak olduklarını sual eyledim. İfadesini de şöyle beyan eyledi. Kendisi Londra'nın Misyoner Cemiyeti'nin Şark dilleri profesörü Mösyö Harlet'in mahdumu olup kendi akaid-i diniyelerini tedris zamanının haricinde buna tekellüme medar olarak cümleler okutup yazdırdıktan sonra, bunlarda görmüş oldukları zeka ve iktidarı cemiyetlerince takdir ederek bunu 13 yaşında çocuk olduğu halde 1834 miladi yılında İstanbul İngiltere sefarethanesine gönderildiler. Burada sefarethaneye devam eden Türk katiplerinin nezareti altında okumak ve Türkçe konuşmayı ilerletmek için ismini Tahsin tesmiye edip, sefarethane kavvaslarından Hüseyin Ağa'ya evlad-ı manevî suretiyle teslim edilerek ve bir hayli talimat verilerek evine gönderdiler. Bu minval üzere Tahsin namındaki küçük misyoneri Hüseyin Ağa'nın Tophane'de Karabaş mahallesindeki evine iki sene kadar gündüzleri sefarethaneye geceleri de Hüseyin Ağa'nın evine devam eder. Ve mahalle çocuklarıyla beraber oyun ve arkadaşlık ile sair çocuklardan fark olunmaz derecede lisanını temizledikten ve okuyup yazmayı tahsil ettikten sonra Hüseyin Ağa vasıtasıyla Fatih dersiamlarından Hopalı Ömer Efendi'ye çömezlik etmek ve kendisi gelip almadıktan sonra eve dahi müsaade olunmaması tenbihat-ı akide ile teslim olunup bunun yeme vs. için dahi aylık beş lira verileceğini adı geçen efendiye söylediği anda, hocanın etekleri tutuşup değil çömezlik hoca çocuğa çömezlik edercesine dört sene ihtimam eder..."
ŞEYHÜLİSLAM OLACAK KADAR E?İTİLİYORLAR
"Adı geçen Tahsin Efendi okuduğu derslerde o derece malumat sahibi olmuştu ki ders halkalarındaki talebe arkadaşları bunun suallerinden aciz kaldıkları gibi hocası Ömer Efendi dahi bunun kemaline ve tahsilatında olan maharetine hayran olurdu. Mumaileyh Tahsin Efendi cami dersine geldikte dersin gayri zamanında bir miktar mesnevi görmek üzere Sultan Selim civarında vâki Mesnevihaneye devam eylemesi için hocasından müsaade istihsal ederek kabul için dahi aracılığını niyaz edip, o dahi bunu götürüp Mesnevihanesindeki Zeki Efendi'ye kabul ettirip derse devam ile değil mesnevi Farisi'nin her bir künhünü ve bazı İran uleması mumaileyh Zeki Efendi'ye gelir, Tahsin Efendi'yle muhasebeye tutuşup ve dinî meselelere olan vukufu hasebiyle bunları pabuçsuz kaçırırmış.
Misyoner Tahsin o derece yetişiyor ki Şeyhülislamlık dahi ona lâyık görülüyor.
Yetişen misyonerler faaliyetlerde bulunmak üzere İslam ülkelerine gönderiliyorlar.
Mustafa Bey misyoner Let Hause yani Hayri Bey hakkında şu bilgileri veriyor: "Bu dahi miladi 1843 yılında İngiliz sefarethanesi Türkçe katiplerinden Ferhat Efendi'ye evlâd-ı manevî suretiyle teslim olunup ismini Hayri tesmiye eylemişler. Bu defa 13-14 yaşlarında olduğu halde Aksaray'daki hanesine götürüp, uzun zaman orada mahalle çocuklarıyla düşe kalka ve mahdumuyla mektebe devam ederek 15 ay bu minval üzere devamdan sonra lisanında ecnebi olduğuna dair asla bir eser kalmayıp İslam çocuklarından ayırt edilemez derecede fesahat-ı lisaniyeye kemaliyle vukufiyet peyda ve istihsal-ı malumat eyledikten sonra, Cerrahpaşa medresesinde on-on beş talebeye ders vermekle meşgul Amasyalı Hafız Kadri Efendi'den geceleri İzhar'dan bir ders almaya mübaşeret ederek bir hayli dersini ilerlettikten sonra münferiden Ayasofya dersiamlarından Hacı Zihni Efendi'nin kûşad etmiş olduğu derse devam etmeye başlamıştır".
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler
"... Mr. Nebit ile bir akşam evinde muhabbet üzereyken onun İslamî ilimlere olan vukufiyeti ve lisanındaki fesahati ile konuşması merakıma mucip olarak bu kadar kemale seyahat ile mi yoksa tahsil ile mi muvaffak olduklarını sual eyledim. İfadesini de şöyle beyan eyledi. Kendisi Londra'nın Misyoner Cemiyeti'nin Şark dilleri profesörü Mösyö Harlet'in mahdumu olup kendi akaid-i diniyelerini tedris zamanının haricinde buna tekellüme medar olarak cümleler okutup yazdırdıktan sonra, bunlarda görmüş oldukları zeka ve iktidarı cemiyetlerince takdir ederek bunu 13 yaşında çocuk olduğu halde 1834 miladi yılında İstanbul İngiltere sefarethanesine gönderildiler. Burada sefarethaneye devam eden Türk katiplerinin nezareti altında okumak ve Türkçe konuşmayı ilerletmek için ismini Tahsin tesmiye edip, sefarethane kavvaslarından Hüseyin Ağa'ya evlad-ı manevî suretiyle teslim edilerek ve bir hayli talimat verilerek evine gönderdiler. Bu minval üzere Tahsin namındaki küçük misyoneri Hüseyin Ağa'nın Tophane'de Karabaş mahallesindeki evine iki sene kadar gündüzleri sefarethaneye geceleri de Hüseyin Ağa'nın evine devam eder. Ve mahalle çocuklarıyla beraber oyun ve arkadaşlık ile sair çocuklardan fark olunmaz derecede lisanını temizledikten ve okuyup yazmayı tahsil ettikten sonra Hüseyin Ağa vasıtasıyla Fatih dersiamlarından Hopalı Ömer Efendi'ye çömezlik etmek ve kendisi gelip almadıktan sonra eve dahi müsaade olunmaması tenbihat-ı akide ile teslim olunup bunun yeme vs. için dahi aylık beş lira verileceğini adı geçen efendiye söylediği anda, hocanın etekleri tutuşup değil çömezlik hoca çocuğa çömezlik edercesine dört sene ihtimam eder..."
ŞEYHÜLİSLAM OLACAK KADAR E?İTİLİYORLAR
"Adı geçen Tahsin Efendi okuduğu derslerde o derece malumat sahibi olmuştu ki ders halkalarındaki talebe arkadaşları bunun suallerinden aciz kaldıkları gibi hocası Ömer Efendi dahi bunun kemaline ve tahsilatında olan maharetine hayran olurdu. Mumaileyh Tahsin Efendi cami dersine geldikte dersin gayri zamanında bir miktar mesnevi görmek üzere Sultan Selim civarında vâki Mesnevihaneye devam eylemesi için hocasından müsaade istihsal ederek kabul için dahi aracılığını niyaz edip, o dahi bunu götürüp Mesnevihanesindeki Zeki Efendi'ye kabul ettirip derse devam ile değil mesnevi Farisi'nin her bir künhünü ve bazı İran uleması mumaileyh Zeki Efendi'ye gelir, Tahsin Efendi'yle muhasebeye tutuşup ve dinî meselelere olan vukufu hasebiyle bunları pabuçsuz kaçırırmış.
Misyoner Tahsin o derece yetişiyor ki Şeyhülislamlık dahi ona lâyık görülüyor.
Yetişen misyonerler faaliyetlerde bulunmak üzere İslam ülkelerine gönderiliyorlar.
Mustafa Bey misyoner Let Hause yani Hayri Bey hakkında şu bilgileri veriyor: "Bu dahi miladi 1843 yılında İngiliz sefarethanesi Türkçe katiplerinden Ferhat Efendi'ye evlâd-ı manevî suretiyle teslim olunup ismini Hayri tesmiye eylemişler. Bu defa 13-14 yaşlarında olduğu halde Aksaray'daki hanesine götürüp, uzun zaman orada mahalle çocuklarıyla düşe kalka ve mahdumuyla mektebe devam ederek 15 ay bu minval üzere devamdan sonra lisanında ecnebi olduğuna dair asla bir eser kalmayıp İslam çocuklarından ayırt edilemez derecede fesahat-ı lisaniyeye kemaliyle vukufiyet peyda ve istihsal-ı malumat eyledikten sonra, Cerrahpaşa medresesinde on-on beş talebeye ders vermekle meşgul Amasyalı Hafız Kadri Efendi'den geceleri İzhar'dan bir ders almaya mübaşeret ederek bir hayli dersini ilerlettikten sonra münferiden Ayasofya dersiamlarından Hacı Zihni Efendi'nin kûşad etmiş olduğu derse devam etmeye başlamıştır".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.