Milletine ihanet etmeyen her lider iftiraya uğramıştır

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın adı birtakım çevreler tarafından ısrarla Ergenekon sürecine karıştırılmaya çalışılıyor. Şu ana kadar bunda başarılı olamayanlar geçtiğimiz günlerde yeniden fitnelerini kusmaya başladılar bildiğiniz gibi. Onlar fitnelerini kustuktan hemen sonra Prof. Dr. Haydar Baş'ın tokat gibi cevabı hemen geldi.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Salı günü Yeni Mesaj'da yayınlanan cevabında altı çizilmesi gereken çok önemli ifadeler vardı. Bugün onların altını çizerek başlayalım istedik.Açıklamasında, "Bu tip iftiralara, fitnelere, dedikodulara siyaset meydanına girdiğim günden bu tarafa muhatap oluyor ve karşılaşıyorum" diyen Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı bugüne kadar milletine ihanet etmeyen ve sadece milletinden icazet alan her liderin uğradığı gibi iftiraya uğruyor. Sadece iftira etmekle de kalmıyorlar aynı zamanda milletin Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gerçekleri duymasını engellemek için müthiş bir ambargo uygulamaktadırlar. Hem ambargo uygulayıp hem de iftiralardan geri durmayan bu odaklar, Prof. Dr. Haydar Baş'ın görüşleri aşırıp kendi görüşleriymiş gibi dile getirenlerin ifadeleriyle BTP Genel Başkanı'nı töhmet altına sokmaya çalışıyorlar. Prof. Dr. Baş buna, "Bir grup insanın veya ideolojik bir takımın bizim düşüncelerimizden bir kısmını seslendirmesi hiçbir zaman bizi ilzam edemez ve bizi de temsil edemez" şeklinde cevap verdi.Ortada istenirse rahatlıkla sorgulanabilecek fiilen yapılmış bir 28 Şubat hareketi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, açıkça yapılmış bir 28 Şubatı sorgulamak yerine henüz ispatlanmamış iddialar üzerine kurulu bir sürecin devam etmesinin anlamsızlığına açıklamasında dikkatleri çekti. "28 Şubattan bu tarafa benim çektiğimi bir Allah kulu çekmemiştir. Bana açılan dava dosyaları tam 35 bin sayfadır" diyen Prof. Dr. Baş, bu davaların hepsinden tertemiz çıktığını ifade etti. Devlet gücünü kullanarak üzerine bu kadar gidilen Prof. Dr. Haydar Baş asla devletine ve devletin kurumlarına hasım olmadı. Çünkü üzerine gelenlerin kendisini devletle karşı karşıya getirmeye çalıştıklarını anlamıştı. Bu oyunu ferasetiyle bozdu Prof. Dr. Haydar Baş. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaşadıklarının 10'da 1'ini başkaları yaşasa oyunun farkına varamaz ve devlete, millete düşman olurlardı. Zaten böyle de oldu?28 şubatı devlete ve askere düşman olmalarına gerekçe olarak gösterenlerin hemen hepsi 28 şubattan çok büyük rant sağladılar. Prof. Dr. Baş siyasete bakış açılarının ne olduğunu, "Bu vatan bizimdir, bu memleket bizimdir, bu millet bizimdir, bu devlet bizimdir. Buna sonuna kadar savunacağız. Biz bunu yapıyoruz, bu görevimizi yapıyoruz" şeklinde açıkladı. Türkiye'de giderek daha az kişinin vatan, millet, devlet dediği bir konjonktürde Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu ifadeleri sarf etmesi devlet ve millet üzerinde oynanan pek çok oyunu bozuyor olmalı ki üzerine gitmek için fırsat kollayanlar bekledikleri fırsatı bulamayınca kendileri oluşturma gayretine bile girebiliyorlar.Her ortam ve durumda soğukkanlılığını korumasını başarabilen Prof. Dr. Haydar Baş, yine aynı dirayetli bir baba tavrıyla kendisiyle bu kadar uğraşanlara bile iktidar oldukları takdirde merhamet göstereceğini söyledi. BTP lideri bu konuda "Siyaset adamı, devlet adamı kin tutamaz, nefret besleyemez. O bir babadır. Merhametini, şefkatini, adaletini gösterecek. Biz eğer iktidar olursak bu gaflet içinde yaşayan insanları da, bizi öldürmeye gelenleri bu şekilde dirilteceğiz" dedi.Ülkenin mevcut içler acısı durumdan kurtulması gerektiği de ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Ülkenin birliğe, beraberliğe, dirliğe ihtiyacı var. Bu görev aslında siyasetindir. İnsanları nefret kamplarına bölüp, sen o tarafta, ben bu tarafta deyip, kılıç sallamak hiç kimsenin hayrına olmaz. Bu sürecin sonu bu ülke üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürmektir. Bu bölünmektir. Bu parçalanmaktır" dedi.Prof. Dr. Haydar Baş eğer bugüne kadar tertemiz gelmemiş olsaydı, birilerinin yaptığı gibi Atlantik ötelerinden ve Yahudi lobilerinden icazet dilenmiş olsaydı eminim bu iftiralara ve baskılara maruz kalmayacaktı. Zaman zaman bütün bu zorluklara Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın nasıl dayanabildiğini anlamakta zorluk çekiyorum. Bu zorluklara ancak milletini gerçekten seven bir insan dayanabilir. Eğer Prof. Dr. Haydar Baş milletini çok sevmeseydi bazılarının yaptığı gibi ülkeyi çoktan terk ederdi. Ama millet sevgisi buna izin vermedi. Milletini bu kadar seven ve bu sevgi uğruna her şeye katlanan bir lider milletini her türlü badireden kurtaracaktır.