MHP'den idam çarkı
12 Ocak 2000 tarihinde Öcalan'ın idam kararının Başbakanlık'ta bekletmesi kararının altına imza atan Bahçeli, idam cezasının yeniden getirilmesi konusunda çark etmiş gibi görünüyor
14.11.2012 00:00:00
12 Ocak 2000 tarihinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ile Başbakanlık'ta bir araya gelerek, Abdullah Öcalan'ın idam kararını Başbakanlık'ta bekletme kararının altına imza atan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın idam cezasının yeniden getirilmesi konusunda yaptığı açıklamalarla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan madem işi buraya kadar getirmiştir, bu durumda idam cezası konusunda lazım gelen değişiklik teklifini bir an önce TBMM'ne vermelidir. MHP, bu konuda her desteği sonuna kadar vererek idam cezasının tekrar getirilmesini sağlayacaktır. Biz diyoruz ki; hodri meydan" değerlendirmesini yaptı. Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda Başbakan Erdoğan'ın idam cezası ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. İdam cezası 9 Ağustos 2002'de TBMM'de kaldırıldığını, Erdoğan ve AKP milletvekillerinin önemli bir kısmının bu yönde karar ve tavır oluşturduğunu hatırlatan Bahçeli, "Hatta Başbakan Erdoğan idamın kaldırılmasını sevinç içinde karşılamıştır. Dönemin Cumhurbaşkanının daveti üzerine 7 Haziran 2002 günü Çankaya Köşkü'nde yapılan zirve toplantısında AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın idam cezasının kaldırılmasını hararetle savunduğu hâlâ hatırlarımızdadır" diye konuştu. Bahçeli, 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AKP zihniyetinin, idam cezasının tamamen kaldırılmasını içeren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sözleşmesinin 6 Nolu Protokolünü 15 Ocak 2003'te imzaladığını ve bu protokol gereğince 7 Mayıs 2004'te 4771 Sayılı Kanundaki terör, savaş ve yakın savaş suçları cümlesini de çıkartarak teröristbaşının idamının önünü tamamen kapattığını kaydetti. Bahçeli, BDP'li milletvekillerinin de katıldığı açlık grevinde gayenin Türkiye'yi teslim almak, bölücü terörün isteklerine AKP'yi razı etmek olduğun belirterek, şunları söyledi: "Burada anlayamadığımız taraf, İmralı canisiyle görüşmeler sürerken nasıl ve ne tür bir tecritten bahsedildiğidir. İmralı cezaevi zaten görüşme ve müzakere odasına dönmüştür. Burası Türk milletine yönelik ihanet kampanyasının üretim ve karar merkezi hüviyetine bürünmüştür." HABER MERKEZİ