‘Melek onun kalbine el sürer’
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Birisi öldüğünde; Allah, ailesinin en dertli ferdine bir melek gönderir. Melek onun kalbine el sürer, gam ve hüznünü giderir. Eğer böyle olmasaydı dünya asla bayındır olmazdı”
08.07.2020 23:50:00





OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Musibetleri, hastalıkları ve sadakayı gizlemek iyiliğin hazinelerindendir." (Bihar, s.103/50).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İyilik etmek, ameli gizlemek, zorluklar karşısında sabretmek ve musibetleri gizlemek cennetin hazinelerindendir." (et-Temhis, 66/153).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Ölümü, mezarlarınızdan çıkacağınız günü ve Allah'ın karşısında duracağınızı çok anın ki musibetler sizlere kolaylaşsın." (el-Hisal, 616/10).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim dünyada zühd içinde yaşarsa musibetler ona kolay gelir." (Kenz'ul Fevaid lil Keraceki, 2/163).
İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zavallı ademoğlu! Her gün üç musibetle karşı karşıyadır ve onlardan hiçbirinden ibret almaz. Eğer ibret alsaydı, musibetler ve dünya işleri ona kolaylaşırdı. Birinci musibet; ömründen bir günün azalmasıdır. Malından ve varlığından bir şey azalırsa buna üzülür. Oysa dirhem telafi edilir. Ama geçen ömür hiçbir şekilde geri dönmez. İkinci musibet; rızkını kamil bir şekilde elde etmesidir. Eğer helal olursa ondan dolayı hesaba çekilir, eğer haram olursa ceza görür. Üçüncü musibet ise; daha büyüktür. Akşamına çattığı her gün ahirete bir merhale yakınlaşır ama cennete mi yoksa cehenneme mi yaklaştığını bilemez." (Bihar, s.160/20).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sana bir musibet çatınca Allah Resulü'nün (s.a.a) vefat musibetini hatırla. Zira insanlar Resûlullah'ın (ölümü) gibi bir musibet görmemişlerdir ve asla böyle bir musibet de görmeyeceklerdir." (Emali et-Tusi, 681/1448).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kime büyük bir musibet gelip çatarsa, benim vefatımdan dolayı kendisine çatan musibeti hatırlasın. Bu takdirde musibeti kendisine kolay gelir." (Bihar, 82/84/26).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim küçük musibetleri büyük sayarsa, Allah da onu büyük musibetle müptela kılar." (Şerh-i Nehc'ul Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 20/98).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İstenilen şeyin değeri ne kadar fazla olursa, kaybetme musibeti de o kadar büyük olur." (Gurer'ul Hikem, 7203).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala üç şeyle kuluna lutfetmiştir: Bedenin ölümden sonra kokması ki eğer böyle olmasaydı hiçbir aziz, kendi azizini defnetmezdi. Musibetten sonraki unutkanlık ki eğer böyle olmasaydı soy kesilirdi. Ve canlıların yediği buğdayın kurtlanması ki eğer böyle olmasaydı, padişahlar altın ve gümüş biriktirdikleri gibi onu da biriktirirlerdi." (İlel'uş Şerayi, 299/1).
Başka bir rivayette şöyle yer almıştır: "Ve musibetten sonraki unutkanlık ki eğer böyle olmasaydı hayat hiç kimseye tatlı gelmezdi." (el-Hisal, 112/87).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Birisi öldüğünde; Allah, ailesinin en dertli ferdine bir melek gönderir. Melek onun kalbine el sürer, gam ve hüznünü giderir. Eğer böyle olmasaydı dünya asla bayındır olmazdı." (el-Kafi, 3/227/1).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Kardeşinin musibetine sevinme ki Allah ona merhamet eder ve seni (o musibete) müptela kılar." (Emali es-Seduk, 188/5). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.