Zonguldak'ta 30 maden işçisinin grizu patlaması sonucu hayatını yitirmesi gözlerin bir kez daha kömür ocaklarına çevrilmesine yol açtı. Uzmanlar Türkiye'deki maden kazalarının önlenebilir nitelikte olduğunu kaydediyor.
ÖDTÜ Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Güyagüler, kömür ocaklarında önlem alınması halinde kazaların yüzde 95 oranında zalacağını bildirdi. Prof. Dr. Güyagüler, son yıllarda dünyada kazalar azalırken, Türkiye'de artmasının nedenlerinin incelenmesi gerektiğini vurguladı. Daha 1983'te Enerji Bakanlığı bünyesinde kendisinin de yer aldığı bilirkişi heyeti önerilerinin yerine getirilmediğine işaret eden Güyagüler, şunları söyledi: "Türkiye kaza oranı bakımından Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü. Çin'de de çok fazla kaza oluyor. Ancak üretilen kömür miktarı milyar tonları geçiyor. Madenciliğin üç ayağı var: işveren, çalışan ve denetimci. Her birinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekiyor. Kömür madenciliğine yatırım yapılmadan 540 metre altında asgari ücretle işçi çalıştırılmaz. En önemli eksikliklerin başında havalandırmaya önem verilmemesi geliyor. Eğer her türlü önlemi aldıktan sonra kaza oluyorsa o zaman bunun adı kaderdir. Türkiye'de her türlü maden kazasını biliyorum, gidip bilirkişilik yaptım. Benim deneyimlerime göre, eğer Türkiye'de gerekli önlemler alınırsa kaza riski yüzde 95 azalır."
Kazalar önlenebilir nitelikteÖte yandan Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası'nın (GMİS) raporunda, özel işletmelerde 100 bin tona isabet eden ölüm oranının 2009 içinde 2.46 kat arttığını fakat kazaların 'önlenebilir' nitelikte olduğu belirtiliyor. Raporda vurgulanan başlıklar şöyle: * Havzada 2000-2009 arasında 25 bin 655 iş kazası yaşandı, 63'ü ölümle sonuçlandı. * Kazaların çoğu önlenebilir nitelikte.* Kazalarda; işletmecilik hataları, denetim ve her kademede eğitimin yetersizliği etken oluyor. * Kazaların nedenleri: Gazlar, göçük, nakliyat, malzeme taşıma ve diğerleri... * Büyük kazalarda ilk sırada grizu patlaması yer alıyor. * Kazaların üretim-çalışan sayısı ilişkisine bakıldığında; 2000-2002 arasında düşüş, 2005'ten sonra artış var. * 10 bin ton tüvönan (işlenmemiş cevher) üretime isabet eden kaza sayısı 2008'de 8.2 iken, 2009'un 11 aylık dönemde 12.1'e çıktı. Bu dönemde kuruma 2009 başında 3000 işçi alınmış olduğu, tüvönan üretimin günlük 7.400 tondan 10 bine çıktığı görülüyor. Yani yeni işçi alımı, üretimde ve kazada artışı beraberinde getirdi. * İş kazalarına karşı yeraltı kömür işletmeciliğinden ana kurallardan vazgeçilmemeli. Bu kurallar şöyle: İşletmecilik kurallarına uyulmalı, iki havalandırma grubu olmalı, yeraltı çalışmalarında en az iki ayrı yoldan yerüstü bağlantısı olmalı, kurtarma teşkilatı olmalı, ocak içindeki makineler alev sızdırmaz özellikte olmalı, boşluklara ferdi maskeler verilmeli, gazlar kontrol altına alınmalı.., * Etkin denetim yok: Teknik nezaretçi, ücret yönünden işletme sahibine bağlı. Ücretin işletmeden alınarak devletçe verilmesi denetimin bağımsız olmasını sağlar.
ÖDTÜ Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Güyagüler, kömür ocaklarında önlem alınması halinde kazaların yüzde 95 oranında zalacağını bildirdi. Prof. Dr. Güyagüler, son yıllarda dünyada kazalar azalırken, Türkiye'de artmasının nedenlerinin incelenmesi gerektiğini vurguladı. Daha 1983'te Enerji Bakanlığı bünyesinde kendisinin de yer aldığı bilirkişi heyeti önerilerinin yerine getirilmediğine işaret eden Güyagüler, şunları söyledi: "Türkiye kaza oranı bakımından Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü. Çin'de de çok fazla kaza oluyor. Ancak üretilen kömür miktarı milyar tonları geçiyor. Madenciliğin üç ayağı var: işveren, çalışan ve denetimci. Her birinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekiyor. Kömür madenciliğine yatırım yapılmadan 540 metre altında asgari ücretle işçi çalıştırılmaz. En önemli eksikliklerin başında havalandırmaya önem verilmemesi geliyor. Eğer her türlü önlemi aldıktan sonra kaza oluyorsa o zaman bunun adı kaderdir. Türkiye'de her türlü maden kazasını biliyorum, gidip bilirkişilik yaptım. Benim deneyimlerime göre, eğer Türkiye'de gerekli önlemler alınırsa kaza riski yüzde 95 azalır."
Kazalar önlenebilir nitelikteÖte yandan Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası'nın (GMİS) raporunda, özel işletmelerde 100 bin tona isabet eden ölüm oranının 2009 içinde 2.46 kat arttığını fakat kazaların 'önlenebilir' nitelikte olduğu belirtiliyor. Raporda vurgulanan başlıklar şöyle: * Havzada 2000-2009 arasında 25 bin 655 iş kazası yaşandı, 63'ü ölümle sonuçlandı. * Kazaların çoğu önlenebilir nitelikte.* Kazalarda; işletmecilik hataları, denetim ve her kademede eğitimin yetersizliği etken oluyor. * Kazaların nedenleri: Gazlar, göçük, nakliyat, malzeme taşıma ve diğerleri... * Büyük kazalarda ilk sırada grizu patlaması yer alıyor. * Kazaların üretim-çalışan sayısı ilişkisine bakıldığında; 2000-2002 arasında düşüş, 2005'ten sonra artış var. * 10 bin ton tüvönan (işlenmemiş cevher) üretime isabet eden kaza sayısı 2008'de 8.2 iken, 2009'un 11 aylık dönemde 12.1'e çıktı. Bu dönemde kuruma 2009 başında 3000 işçi alınmış olduğu, tüvönan üretimin günlük 7.400 tondan 10 bine çıktığı görülüyor. Yani yeni işçi alımı, üretimde ve kazada artışı beraberinde getirdi. * İş kazalarına karşı yeraltı kömür işletmeciliğinden ana kurallardan vazgeçilmemeli. Bu kurallar şöyle: İşletmecilik kurallarına uyulmalı, iki havalandırma grubu olmalı, yeraltı çalışmalarında en az iki ayrı yoldan yerüstü bağlantısı olmalı, kurtarma teşkilatı olmalı, ocak içindeki makineler alev sızdırmaz özellikte olmalı, boşluklara ferdi maskeler verilmeli, gazlar kontrol altına alınmalı.., * Etkin denetim yok: Teknik nezaretçi, ücret yönünden işletme sahibine bağlı. Ücretin işletmeden alınarak devletçe verilmesi denetimin bağımsız olmasını sağlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.