Bazı çevreler Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in kürtaj konusunda “haramdır” açıklamasında bulunmasını tepki ile karşılıyor.
Onlara göre Sayın Görmez’in Başbakan’ın ifade ettiği bir konuda görüş beyan etmesi laikliğe aykırı…
Böyle bir yaklaşım hem laik Türkiye Cumhuriyeti devletinde laikliğin gereğini anlamamak, hem de Diyanet’in ne maksatla var olduğunu bilmemektir.
Laiklik kelime manası olarak devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Bir devlet dinin emrettiği kurallara göre yönetilirse laiklik ihlal edilir.
Veya bir kamu görevlisi vazifesini icra ederken dini bir kuralı sırf din böyle istiyor diye uygularsa laiklik ihlal edilmiş olacaktır.
Bugün Sayın Görmez’in kürtaj konusundaki çıkışını laikliği ihlal veya İslam devletinin ayak sesleri diye değerlendirenler laik devletin ne olduğunu henüz anlayamamışlar.
Laik devlet, dini kurallara göre idare edilmez ama dine müdahale de etmez.
Yani laikliğin bir gereği devlet işlerine dini kuralları karıştırmamaksa bir diğer gereği de kişinin inandığı dini rahatça yaşamasını temindir.
Kaldı ki, laikliğin doğduğu Avrupa’da, din devleti olan Vatikan’ın devlet başkanı papa, geçtiğimiz yıllarda kürtajın yasaklanması yönünde açıklamalarda bulunmuştu.
Bu beyan pek çok Avrupalı liderinin seçim kampanyalarında yer aldı.
Laikliğin vatanından “laiklik elden gidiyor” diye bir çığlık yükselmedi. Tam tersine din devleti Vatikan’ın ruhani lideri de olan şahıs Avrupalıların dikkate aldığı bir görüş beyan etti.
Tabi o tarihlerde Türkiye’den de Avrupa’dan gelen kürtaj olmayın çağrısına laiklik ihlali diyen çıkmamıştı.
Burada Diyanet’in ne maksatla kurulduğu da değerlendirilmelidir.
Diyanet İşleri vatandaşların itikadı konulardaki sorularını cevaplamak, eksik bilgilerini tamamlamak zorundadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı görevine giren konularda yaptığı açıklamalarla aslında vatandaşların başka kaynaklardan elde edeceği yanlış bilgileri de engellenmiş oluyor.
Ve Diyanet’in Başbakanlığa bağlı olması bu doğru bilgilerin devlet eliyle korunması manasına geliyor.
Sayın Görmez’in açıklaması yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede itikadımızı ilgilendiren boyutu ile ayetle sabit bir gerçeği vatandaşlarımıza hatırlatmasıdır.
Yani ortada laiklik ihlali değil, kutsal kitabımız Kur’an -ı Kerim’e göre haram olan bir konunun ikazı var.
Başkan’ın bu konudaki açıklaması devlet dinin bu kuralına göre hareket etsin gerekçesi ile değildir. Başkan’ın açıklaması vatandaşlar bu konudaki emri ve neye inanacaklarını bilsinler diyedir.
Şayet devlet yetkilileri kürtaj konusunda dinin görüşü nedir diyerek Sayın Görmez’e soru sorup onun din adına verdiği hükme göre kanun çıkarmış olsa idi bu laikliğe aykırılık olurdu.
Ortada böyle bir şey yok.
Laik devlette Diyanet, devletin değil, bireylerin gerçek inancını doğru yerden öğrenebilmesi için bireyleri din adına bilgilendirir. Bireyler de dinin gerçek emir ve yasaklarının ne olduğunu doğru yerden öğrenerek yapar veya yapmaz buna karar verir.
Dikkat edilirse burada din adına bireylerin de öğrendiğini yapma veya yapmama takdir yetkisi var.
Ne devletin ne de bireylerin din emrettiği için bunu mutlaka yapacaksınız diye bir sorumluluğu yok.
Kaldı ki Diyanet, devlet adına burada dinin bir hükmünü de vatandaşlara emretmiş değil.
Sadece vatandaşlara dinin bir kuralının ne olup ne olmadığını, doğrusunu bildirmek merciidir. Onun için burada Prof. Dr. Mehmet Görmez’i laikliği ihlal ediyor gerekçesi ile yargılamak yanlıştır.
Sayın Görmez vazifesini yapmaktadır, devlete müdahalesi veya halka cebri söz konusu değildir.
Çünkü devlet, Mehmet Görmez din adına böyle bir fetva verdi diye bir kanun çıkarmamıştır. Halk da “Başkan bunu söyledi biz de yapmalıyız” şeklinde uygulamaya gitmemiştir.
Sadece doğruları öğrenmiştir.
İsteyen yapar, istemeyen uygulamaz.
Onlara göre Sayın Görmez’in Başbakan’ın ifade ettiği bir konuda görüş beyan etmesi laikliğe aykırı…
Böyle bir yaklaşım hem laik Türkiye Cumhuriyeti devletinde laikliğin gereğini anlamamak, hem de Diyanet’in ne maksatla var olduğunu bilmemektir.
Laiklik kelime manası olarak devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Bir devlet dinin emrettiği kurallara göre yönetilirse laiklik ihlal edilir.
Veya bir kamu görevlisi vazifesini icra ederken dini bir kuralı sırf din böyle istiyor diye uygularsa laiklik ihlal edilmiş olacaktır.
Bugün Sayın Görmez’in kürtaj konusundaki çıkışını laikliği ihlal veya İslam devletinin ayak sesleri diye değerlendirenler laik devletin ne olduğunu henüz anlayamamışlar.
Laik devlet, dini kurallara göre idare edilmez ama dine müdahale de etmez.
Yani laikliğin bir gereği devlet işlerine dini kuralları karıştırmamaksa bir diğer gereği de kişinin inandığı dini rahatça yaşamasını temindir.
Kaldı ki, laikliğin doğduğu Avrupa’da, din devleti olan Vatikan’ın devlet başkanı papa, geçtiğimiz yıllarda kürtajın yasaklanması yönünde açıklamalarda bulunmuştu.
Bu beyan pek çok Avrupalı liderinin seçim kampanyalarında yer aldı.
Laikliğin vatanından “laiklik elden gidiyor” diye bir çığlık yükselmedi. Tam tersine din devleti Vatikan’ın ruhani lideri de olan şahıs Avrupalıların dikkate aldığı bir görüş beyan etti.
Tabi o tarihlerde Türkiye’den de Avrupa’dan gelen kürtaj olmayın çağrısına laiklik ihlali diyen çıkmamıştı.
Burada Diyanet’in ne maksatla kurulduğu da değerlendirilmelidir.
Diyanet İşleri vatandaşların itikadı konulardaki sorularını cevaplamak, eksik bilgilerini tamamlamak zorundadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı görevine giren konularda yaptığı açıklamalarla aslında vatandaşların başka kaynaklardan elde edeceği yanlış bilgileri de engellenmiş oluyor.
Ve Diyanet’in Başbakanlığa bağlı olması bu doğru bilgilerin devlet eliyle korunması manasına geliyor.
Sayın Görmez’in açıklaması yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede itikadımızı ilgilendiren boyutu ile ayetle sabit bir gerçeği vatandaşlarımıza hatırlatmasıdır.
Yani ortada laiklik ihlali değil, kutsal kitabımız Kur’an -ı Kerim’e göre haram olan bir konunun ikazı var.
Başkan’ın bu konudaki açıklaması devlet dinin bu kuralına göre hareket etsin gerekçesi ile değildir. Başkan’ın açıklaması vatandaşlar bu konudaki emri ve neye inanacaklarını bilsinler diyedir.
Şayet devlet yetkilileri kürtaj konusunda dinin görüşü nedir diyerek Sayın Görmez’e soru sorup onun din adına verdiği hükme göre kanun çıkarmış olsa idi bu laikliğe aykırılık olurdu.
Ortada böyle bir şey yok.
Laik devlette Diyanet, devletin değil, bireylerin gerçek inancını doğru yerden öğrenebilmesi için bireyleri din adına bilgilendirir. Bireyler de dinin gerçek emir ve yasaklarının ne olduğunu doğru yerden öğrenerek yapar veya yapmaz buna karar verir.
Dikkat edilirse burada din adına bireylerin de öğrendiğini yapma veya yapmama takdir yetkisi var.
Ne devletin ne de bireylerin din emrettiği için bunu mutlaka yapacaksınız diye bir sorumluluğu yok.
Kaldı ki Diyanet, devlet adına burada dinin bir hükmünü de vatandaşlara emretmiş değil.
Sadece vatandaşlara dinin bir kuralının ne olup ne olmadığını, doğrusunu bildirmek merciidir. Onun için burada Prof. Dr. Mehmet Görmez’i laikliği ihlal ediyor gerekçesi ile yargılamak yanlıştır.
Sayın Görmez vazifesini yapmaktadır, devlete müdahalesi veya halka cebri söz konusu değildir.
Çünkü devlet, Mehmet Görmez din adına böyle bir fetva verdi diye bir kanun çıkarmamıştır. Halk da “Başkan bunu söyledi biz de yapmalıyız” şeklinde uygulamaya gitmemiştir.
Sadece doğruları öğrenmiştir.
İsteyen yapar, istemeyen uygulamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018