Türkiye'yi, önderiyle birlikte karış karış dolaşan kuvay-ı milliye kadrosu Ankara'ya tam bir çıkarma yaptı. Ülke meselelerine vakıf olduklarını gösteren bilgi donanımlarını ve kararlılıklarını aktardı. Bu, toplantıya iştirak eden Ankaralılar tarafından Türkiye üzerindeki kara bulutların dağılmasının yakın olduğu şeklinde yorumlandı
Yeniden şahlanan ve Türkiye'nin dört bir yanını saran kuvay-ı milliye ruhunun Ankara toplantısında, kuvay-ı milliye kadrosu tam bir çıkarma yaptı. Geniş bir ekiple iştirak etti. Ülkenin meselelerine sahip olduğunu gösteren donanımlarından bazı bilgi ve çözümleri toplantıya sadece bedenen değil, zihnen ve ruhen de katıldığı gözlenen Ankaralı esnaf, sanayici, işadamlarına aktardı. Böyle donanımlı, inançlı, ısrarlı ve kararlı bir kadro ile başkent Ankaralıların ruhen ve zihnen bütünleşmesi, toplantının gerçekleştirildiği Hacı Baba Tesisleri Salonunda müthiş bir atmosferin doğmasına yol açtı. İşte bu atmosfer, Türkiye'nin üzerindeki kara bulutların çok yakında dağılma kaderini yaşayacağının habercisi, belirtisi, müjdesiydi.
PROBLEMLERİ ÇÖZECEK TEK KADRO
Toplantıda bir konuşma yapan Dr. Abdullah Terzi, Türkiye'nin problemlerinin yanında, bu problemleri çözecek devletine, milletine, bayrağına, askerine, sancağına, dinine, örfüne sahip çıkan, kendine güvenen kadroların var olduğunu ve katılımcıların bu kadronun varlığına şahit olduklarını belirtti. Savunma stratejileri uzmanı Abdullah Ağar, "Milletimiz, devletimiz, davamız çok büyük. Bunlar büyük olduğu için de düşmanlarımız çok büyük" dedi ve bu büyük düşmanların Türkiye ve Türk dünyası üzerinde oynadıkları büyük oyunlardan bahsetti. İGDAŞ eski Genel Müdürü, Enerji Stratejileri Uzmanı Fuat Şengül, İzmit'te yaptığı gibi, her biri yılda 70 milyon dolar kâr getiren Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin 20 yıllığına, 400 milyon dolara, yabancı şirketlere nasıl peşkeş çekilmek istendiğine bir kez daha dikkat çekti. Şengül, bu girişimin, sahip çıkılmaz, takipçisi olunmaz ise bu ülkenin değerlerinin nasıl heba edileceğinin delili olduğunu söyleyerek, "İşte bu değerlere sahip çıkmak için mutlaka milli duruşu gerçekleştirmeliyiz" dedi. Eğitimci-Yazar Ali Gedik, aynı milli duruşa ve bu milli duruşu gerçekleştirecek kuvay-ı milliye ruhuna sadece kendimiz için değil bütün insanlık için muhtaç olduğumuz tespitinde bulundu.
GÜCÜNÜ MİLLETTEN ALAN OLUŞ
İbrahim Berk, IMF "Türkiye iyi yolda" derken, DPT'nin ülkemizin bir enkaz ve savaş şartlarını andıran bir manzara ile karşı karşıya bulunduğu raporuna dikkat çekerek, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu manzarayı iki yıl öncesinden haber verdiğine işaret etti. Berk, "Türkiye, iktidarı, muhalefeti, yenilikçisi ile bir yanlıştan başka bir yanlışa hicret edenlere değil, gücünü bu milletten alacak bir büyük oluşa ihtiyacı var. Bu oluş kuvay-ı milliye oluşudur" dedi. Ali Değirmenci, Türkiye'nin 79 yıl sonra Sevr'den de daha büyük ve tarihinde görülmedik bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğunu ve bu tehlikeye bir tek "bu bayrak, bu vatan bizim" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın dikkat çektiğini söyledi. Türkiye'nin 56 yıldır en çok fakirleştiği bir dönemi yaşadığını belirten Baki Bektaş, TBMM'nin yeni dönemde milleti bağlayacak önemli kararlar alacağı bilgisini vererek bu gelişmelerin dikkatle takip edilmesini istedi. Emekli Albay Ahmet Kurt, "zaferlerle dolu bir tarihe sahip şehitler yurdu ülkemizin kıymetini bilmeliyiz" diyerek, kuvay-ı milliye ekibinin bu kıymeti bildiği açıklamasında bulundu. Mehmet Emin Koç, mevcut yöneticilerin ülkeyi 50 yıllık mazisine taşıdıklarını, işlerin cami kapılarında TL'nin itibarını kurtarma girişimleriyle gitmeyeceğini söyleyerek çarenin sorunları önceden gören Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu ufukta olduğunu belirtti. Koç, "Onun içindir ki millet, bu ses benim sesim, bu kol benim kolum, diye Prof. Dr. Baş'ı bağrına basıyor" dedi. Emekli Hakim Şefik Şengül, kuvay-ı milliye hareketinin bir kurtuluş hareketi olduğunu hatırlatarak, Prof. Dr. Haydar Baş ve heyetinin aynı gaye ile yola çıktıkları ve mutlaka başaracakları bilgisini verdi.
BU MİLLET BAŞ OLMAYI HAK EDİYOR
Ahmet Erimhan, "bugün nasıl bir Ankara'da yaşıyoruz?" sorusunun cevabını aradı. Erimhan, iktidarı, muhalefetiyle Ankara'nın Türkiye'ye sahip çıkmadığına işaret ederek sadece dilencilik öneren bir IMF tahsilat proğramı ile işi götürmeye çalıştığını söyledi. Erimhan, çözümün, IMF, AB ve misyonerliğe hayır demekte ve koskoca bir hayır diyen isim Prof. Dr. Haydar Baş'da olduğuna işaret etti. Selim Kotil ise, "Biz bu kadar kötü ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal durumu hak etmiyoruz. Bu millet uşak olmayı hak etmiyor. Bu millet baş olmayı hak ediyor. Bu millet Prof. Dr. Başı'ı hak ediyor" dedi. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de, içinde bulunulan şartların Türkiye'de yeniden bir kuvay-ı milliye hareketi gerektirdiğine, bu hareketin başladığına, revaç bulduğuna işaret ederek, mini seçim sayılacak şekilde yapılan anketlerin, % 36 gibi bir büyük oranla Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde başlatılan bu harekete, milletin destek verdiğini söyledi.
Kuvay-i milliyenin sesi Ali Altın ise söylediği kahramanlık türküleri ile bu kez de Ankaralıları coşturdu. Altın, bir de sürpriz yaptı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Gençliğe Mesaj" şiirini bestelenmiş olarak okudu ve dakikalarca ayakta alkışlandı.
Yeniden şahlanan ve Türkiye'nin dört bir yanını saran kuvay-ı milliye ruhunun Ankara toplantısında, kuvay-ı milliye kadrosu tam bir çıkarma yaptı. Geniş bir ekiple iştirak etti. Ülkenin meselelerine sahip olduğunu gösteren donanımlarından bazı bilgi ve çözümleri toplantıya sadece bedenen değil, zihnen ve ruhen de katıldığı gözlenen Ankaralı esnaf, sanayici, işadamlarına aktardı. Böyle donanımlı, inançlı, ısrarlı ve kararlı bir kadro ile başkent Ankaralıların ruhen ve zihnen bütünleşmesi, toplantının gerçekleştirildiği Hacı Baba Tesisleri Salonunda müthiş bir atmosferin doğmasına yol açtı. İşte bu atmosfer, Türkiye'nin üzerindeki kara bulutların çok yakında dağılma kaderini yaşayacağının habercisi, belirtisi, müjdesiydi.
PROBLEMLERİ ÇÖZECEK TEK KADRO
Toplantıda bir konuşma yapan Dr. Abdullah Terzi, Türkiye'nin problemlerinin yanında, bu problemleri çözecek devletine, milletine, bayrağına, askerine, sancağına, dinine, örfüne sahip çıkan, kendine güvenen kadroların var olduğunu ve katılımcıların bu kadronun varlığına şahit olduklarını belirtti. Savunma stratejileri uzmanı Abdullah Ağar, "Milletimiz, devletimiz, davamız çok büyük. Bunlar büyük olduğu için de düşmanlarımız çok büyük" dedi ve bu büyük düşmanların Türkiye ve Türk dünyası üzerinde oynadıkları büyük oyunlardan bahsetti. İGDAŞ eski Genel Müdürü, Enerji Stratejileri Uzmanı Fuat Şengül, İzmit'te yaptığı gibi, her biri yılda 70 milyon dolar kâr getiren Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin 20 yıllığına, 400 milyon dolara, yabancı şirketlere nasıl peşkeş çekilmek istendiğine bir kez daha dikkat çekti. Şengül, bu girişimin, sahip çıkılmaz, takipçisi olunmaz ise bu ülkenin değerlerinin nasıl heba edileceğinin delili olduğunu söyleyerek, "İşte bu değerlere sahip çıkmak için mutlaka milli duruşu gerçekleştirmeliyiz" dedi. Eğitimci-Yazar Ali Gedik, aynı milli duruşa ve bu milli duruşu gerçekleştirecek kuvay-ı milliye ruhuna sadece kendimiz için değil bütün insanlık için muhtaç olduğumuz tespitinde bulundu.
GÜCÜNÜ MİLLETTEN ALAN OLUŞ
İbrahim Berk, IMF "Türkiye iyi yolda" derken, DPT'nin ülkemizin bir enkaz ve savaş şartlarını andıran bir manzara ile karşı karşıya bulunduğu raporuna dikkat çekerek, Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu manzarayı iki yıl öncesinden haber verdiğine işaret etti. Berk, "Türkiye, iktidarı, muhalefeti, yenilikçisi ile bir yanlıştan başka bir yanlışa hicret edenlere değil, gücünü bu milletten alacak bir büyük oluşa ihtiyacı var. Bu oluş kuvay-ı milliye oluşudur" dedi. Ali Değirmenci, Türkiye'nin 79 yıl sonra Sevr'den de daha büyük ve tarihinde görülmedik bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğunu ve bu tehlikeye bir tek "bu bayrak, bu vatan bizim" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın dikkat çektiğini söyledi. Türkiye'nin 56 yıldır en çok fakirleştiği bir dönemi yaşadığını belirten Baki Bektaş, TBMM'nin yeni dönemde milleti bağlayacak önemli kararlar alacağı bilgisini vererek bu gelişmelerin dikkatle takip edilmesini istedi. Emekli Albay Ahmet Kurt, "zaferlerle dolu bir tarihe sahip şehitler yurdu ülkemizin kıymetini bilmeliyiz" diyerek, kuvay-ı milliye ekibinin bu kıymeti bildiği açıklamasında bulundu. Mehmet Emin Koç, mevcut yöneticilerin ülkeyi 50 yıllık mazisine taşıdıklarını, işlerin cami kapılarında TL'nin itibarını kurtarma girişimleriyle gitmeyeceğini söyleyerek çarenin sorunları önceden gören Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu ufukta olduğunu belirtti. Koç, "Onun içindir ki millet, bu ses benim sesim, bu kol benim kolum, diye Prof. Dr. Baş'ı bağrına basıyor" dedi. Emekli Hakim Şefik Şengül, kuvay-ı milliye hareketinin bir kurtuluş hareketi olduğunu hatırlatarak, Prof. Dr. Haydar Baş ve heyetinin aynı gaye ile yola çıktıkları ve mutlaka başaracakları bilgisini verdi.
BU MİLLET BAŞ OLMAYI HAK EDİYOR
Ahmet Erimhan, "bugün nasıl bir Ankara'da yaşıyoruz?" sorusunun cevabını aradı. Erimhan, iktidarı, muhalefetiyle Ankara'nın Türkiye'ye sahip çıkmadığına işaret ederek sadece dilencilik öneren bir IMF tahsilat proğramı ile işi götürmeye çalıştığını söyledi. Erimhan, çözümün, IMF, AB ve misyonerliğe hayır demekte ve koskoca bir hayır diyen isim Prof. Dr. Haydar Baş'da olduğuna işaret etti. Selim Kotil ise, "Biz bu kadar kötü ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal durumu hak etmiyoruz. Bu millet uşak olmayı hak etmiyor. Bu millet baş olmayı hak ediyor. Bu millet Prof. Dr. Başı'ı hak ediyor" dedi. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de, içinde bulunulan şartların Türkiye'de yeniden bir kuvay-ı milliye hareketi gerektirdiğine, bu hareketin başladığına, revaç bulduğuna işaret ederek, mini seçim sayılacak şekilde yapılan anketlerin, % 36 gibi bir büyük oranla Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde başlatılan bu harekete, milletin destek verdiğini söyledi.
Kuvay-i milliyenin sesi Ali Altın ise söylediği kahramanlık türküleri ile bu kez de Ankaralıları coşturdu. Altın, bir de sürpriz yaptı. Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Gençliğe Mesaj" şiirini bestelenmiş olarak okudu ve dakikalarca ayakta alkışlandı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.