Toplumsal olaylarda normal vatandaşların yoksulluk, işsizlik ve gündelik problemlerle uğraştığından devletle milletle alakalı sorunlarla ilgilenmelerini, dönen dolapları, başlarına örülen çorapları anlamaları zaten beklenemez.
Halkların önce açlığa yokluğa mahkûm edilmesi, sonra da onların karnını doyuracak kadar ihtiyaçlarının karşılanması; her yeni bir güne açlıkla yoklukla gündelik problemlerle boğuşmak için uyanması; dolayısıyla oynanan oyunları görmemesi, sinsi planları anlamaması için bir tezgâh düzenlenmiştir. Bu tezgâh, küresel güçlerin sömürgecilik mantığının bir ürünüdür.
Küresel güçler bir yandan bu tezgâhın işlemesini temin ederken bir yandan da o toplumun inanç ve kültürel değerlerini yok ederler. Böylece toplumları kimliksiz ve tepkisi bir hâle getirirler. Kimliğini kaybeden toplumlar, olumsuzluklarla mücadele edecek bir inancı da kendilerinde göremezler.
Bu süreç devam ettiği sürece o toplumların olumsuzluklardan kurtuluşu da imkânsız hâle gelir.
Küresel güçlerin hesap edemedikleri bir şey vardır. O da toplumda meydana çıkacak milli kahramanlardır. Milli kahramanlar sahip oldukları inanç ve kültür değerlerini koruyarak yaşarlar, mücadele ve kıyam onların genel karakteridir. Gündelik işler, karşılarına çıkan küçük büyük problemler, onların gücünü yok etmek yerine azimlerini arttırır. İçlerinde taşıdıkları kıyam ruhu günden güne büyür, kalplerindeki iman, yakılacak meşalenin fitilinin ateşleneceği günü bekler.
Kurtuluş mücadelelerine baktığımız zaman hemen her yerde, vatanın her karış toprağında milli kahramanlarımız mevcuttur. Türk Milleti olarak biz bu konuda en şanslı bir milletiz.
Tarihimize bir göz attığımızda olumsuz gidişlere, işgallere, soyguna, vurguna, karşı duruşun ilk ateşini yakan milli kahramanlar olmuştur. Antep'te Şahinbeyler, Şehitkâmiller… Kahramanmaraş'ta sütçü imamlar Kılıç Aliler... Kilis'te Polatbeyler, Şehit Sakıplar… Kocaeli'nde Kara Fatmalar, İpsiz Recepler…
Daha niceleri bu vatanın kurtuluşunda, bulundukları yerlerde ve konumlarda kurtuluşun meşalesini yakmışlardır. Eğer yeniden bir kurtuluş mücadelesi vermek istemiyorsak, tarihin tozlu sayfalarının arasında hapsolmuş ve unutulmuş bu milli kahramanlarımızı tekrar gündem etmek ve onların verdiği mücadeleyi, bizlere vermek istedikleri mesajı çok iyi anlamamız lazımdır.
Halkların önce açlığa yokluğa mahkûm edilmesi, sonra da onların karnını doyuracak kadar ihtiyaçlarının karşılanması; her yeni bir güne açlıkla yoklukla gündelik problemlerle boğuşmak için uyanması; dolayısıyla oynanan oyunları görmemesi, sinsi planları anlamaması için bir tezgâh düzenlenmiştir. Bu tezgâh, küresel güçlerin sömürgecilik mantığının bir ürünüdür.
Küresel güçler bir yandan bu tezgâhın işlemesini temin ederken bir yandan da o toplumun inanç ve kültürel değerlerini yok ederler. Böylece toplumları kimliksiz ve tepkisi bir hâle getirirler. Kimliğini kaybeden toplumlar, olumsuzluklarla mücadele edecek bir inancı da kendilerinde göremezler.
Bu süreç devam ettiği sürece o toplumların olumsuzluklardan kurtuluşu da imkânsız hâle gelir.
Küresel güçlerin hesap edemedikleri bir şey vardır. O da toplumda meydana çıkacak milli kahramanlardır. Milli kahramanlar sahip oldukları inanç ve kültür değerlerini koruyarak yaşarlar, mücadele ve kıyam onların genel karakteridir. Gündelik işler, karşılarına çıkan küçük büyük problemler, onların gücünü yok etmek yerine azimlerini arttırır. İçlerinde taşıdıkları kıyam ruhu günden güne büyür, kalplerindeki iman, yakılacak meşalenin fitilinin ateşleneceği günü bekler.
Kurtuluş mücadelelerine baktığımız zaman hemen her yerde, vatanın her karış toprağında milli kahramanlarımız mevcuttur. Türk Milleti olarak biz bu konuda en şanslı bir milletiz.
Tarihimize bir göz attığımızda olumsuz gidişlere, işgallere, soyguna, vurguna, karşı duruşun ilk ateşini yakan milli kahramanlar olmuştur. Antep'te Şahinbeyler, Şehitkâmiller… Kahramanmaraş'ta sütçü imamlar Kılıç Aliler... Kilis'te Polatbeyler, Şehit Sakıplar… Kocaeli'nde Kara Fatmalar, İpsiz Recepler…
Daha niceleri bu vatanın kurtuluşunda, bulundukları yerlerde ve konumlarda kurtuluşun meşalesini yakmışlardır. Eğer yeniden bir kurtuluş mücadelesi vermek istemiyorsak, tarihin tozlu sayfalarının arasında hapsolmuş ve unutulmuş bu milli kahramanlarımızı tekrar gündem etmek ve onların verdiği mücadeleyi, bizlere vermek istedikleri mesajı çok iyi anlamamız lazımdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025