Şanlıurfa yöresine ait kürkler, günümüzde, özellikle kış aylarında sadece yaşlı ve orta yaşlılar tarafından kullanılıyor. Ekonomik kriz nedeniyle kürkçüler de giderek yok olmaya başladı.
Kürkçüler Odası Başkanı Şerif Aykuteli, ana rahminde ölen ya da en fazla 5 aylık iken ölen kuzuların tüylü derilerinden yapılan düz yakalı, dış kısmı "Şakaf" denilen siyah kumaşla kaplı aba gibi bolca giysiye, yörede "kürk" denildiğini söyledi.
Aykuteli, Şanlıurfa''ya has olan bu giysinin Anadolu'da başka bir yerde üretilmediğini anlatarak, "Eskiden çoğu insanın tercih ettiği bu giysi, günümüzde artık özellikle kış aylarında yaşlı ve orta yaşlı köylüler tarafından kullanılıyor" diye konuştu.
Kürk yapımında kullanılan kuzu derilerinin yüzde 5-10'unun Şanlıurfa'dan, yüzde 90'ının ise Tokat, Afyon ve Isparta'dan sağlandığını ifade eden Aykuteli, şu bilgiyi verdi:
"Kürkler kalite bakımından ince kürk, orta kürk ve kaba kürk olarak üçe ayrılır. İnce kürk, ana rahminde ölen kuzunun yününden, orta kürk 1-2 aylıkken ölen kuzunun yününden, kaba kürk ise 4-5 aylık kuzunun yününden yapılmakta olup kuzunun yaşı büyüdükçe kürkün kalitesi ve değeri düşmektedir."
Kürk yapımında siyah, beyaz ve alaca renkte tüyleri olan 3 çeşit deri kullanıldığına bildiren Aykuteli, her rengin kıvırcık türünün daha makbul olduğunu söyledi. Aykuteli, 1970'li yıllardan bu yana Şanlıurfa'da kürk yelek yapımına başlandığını hatırlatarak, "Gayet ince deriden kıvırcık tüylü olan bu yelekler kaba olmadıklarından ceket altına giyilebilmekte, mide, böbrek ve bel ağrıları olanlar tarafından bilhassa tercih edilmektedir" dedi.
Kürkçülerin, battaniye, namazlık, yelek ve kürk ürettiğini anlatanAykuteli, hazır giyimin gelişmesine paralel olarak bu giysilere ilginin de giderek azalmasıyla 15-20 yıl öncesine kadar "Kürkçü Pazarı"nda 200 esnaf tarafından yürütülen mesleğin günümüzde 25 kişiye kadar düştüğüne dikkati çekti. Mesleği icra edenlerin giderek azalmasıyla "Kürkçü Pazarı'nda manifaturacılar ve terzilerin yer aldığını ifade etti.
Aykuteli, özellikle dükkan kiralarının yüksek olması nedeniyle kürkçü esnafın mesleğini evlerinde yürüttüğünü dile getirerek, şunlarıkaydetti:
"Eskiden yılda 3-4 bin kürk üretilirken günümüzde 300-400 kürk dahi zor üretiliyor. Esnaf, işçi maliyetini azaltmak için ailece çalışarak ayakta durmaya çalışıyor. Devlet, meslek sahiplerine destek olmazsa, Şanlıurfa'daki diğer birçok meslekte olduğu gibi kürkçülük deen geç 10 yıl içinde kaybolan meslekler arasında yerine alır."
Aykuteli, kürk giysilere tüyünün kalitesine göre değer biçildiğiniifade ederek, giysiye yöre halkı dışında Suudi Arabistanlıların da büyük ilgi gösterdiğini kaydetti.
Şerif Aykuteli, kürkün fiyatının kalitesine göre 35 ila 350 milyonlira arasında değiştiğini belirterek, yeleklerin 5-25, namazlığın 13 ve battaniyenin de ölçüsüne göre 30 ila 150 milyon lira arasında satıldığını sözlerine ekledi.
Kürkçüler Odası Başkanı Şerif Aykuteli, ana rahminde ölen ya da en fazla 5 aylık iken ölen kuzuların tüylü derilerinden yapılan düz yakalı, dış kısmı "Şakaf" denilen siyah kumaşla kaplı aba gibi bolca giysiye, yörede "kürk" denildiğini söyledi.
Aykuteli, Şanlıurfa''ya has olan bu giysinin Anadolu'da başka bir yerde üretilmediğini anlatarak, "Eskiden çoğu insanın tercih ettiği bu giysi, günümüzde artık özellikle kış aylarında yaşlı ve orta yaşlı köylüler tarafından kullanılıyor" diye konuştu.
Kürk yapımında kullanılan kuzu derilerinin yüzde 5-10'unun Şanlıurfa'dan, yüzde 90'ının ise Tokat, Afyon ve Isparta'dan sağlandığını ifade eden Aykuteli, şu bilgiyi verdi:
"Kürkler kalite bakımından ince kürk, orta kürk ve kaba kürk olarak üçe ayrılır. İnce kürk, ana rahminde ölen kuzunun yününden, orta kürk 1-2 aylıkken ölen kuzunun yününden, kaba kürk ise 4-5 aylık kuzunun yününden yapılmakta olup kuzunun yaşı büyüdükçe kürkün kalitesi ve değeri düşmektedir."
Kürk yapımında siyah, beyaz ve alaca renkte tüyleri olan 3 çeşit deri kullanıldığına bildiren Aykuteli, her rengin kıvırcık türünün daha makbul olduğunu söyledi. Aykuteli, 1970'li yıllardan bu yana Şanlıurfa'da kürk yelek yapımına başlandığını hatırlatarak, "Gayet ince deriden kıvırcık tüylü olan bu yelekler kaba olmadıklarından ceket altına giyilebilmekte, mide, böbrek ve bel ağrıları olanlar tarafından bilhassa tercih edilmektedir" dedi.
Kürkçülerin, battaniye, namazlık, yelek ve kürk ürettiğini anlatanAykuteli, hazır giyimin gelişmesine paralel olarak bu giysilere ilginin de giderek azalmasıyla 15-20 yıl öncesine kadar "Kürkçü Pazarı"nda 200 esnaf tarafından yürütülen mesleğin günümüzde 25 kişiye kadar düştüğüne dikkati çekti. Mesleği icra edenlerin giderek azalmasıyla "Kürkçü Pazarı'nda manifaturacılar ve terzilerin yer aldığını ifade etti.
Aykuteli, özellikle dükkan kiralarının yüksek olması nedeniyle kürkçü esnafın mesleğini evlerinde yürüttüğünü dile getirerek, şunlarıkaydetti:
"Eskiden yılda 3-4 bin kürk üretilirken günümüzde 300-400 kürk dahi zor üretiliyor. Esnaf, işçi maliyetini azaltmak için ailece çalışarak ayakta durmaya çalışıyor. Devlet, meslek sahiplerine destek olmazsa, Şanlıurfa'daki diğer birçok meslekte olduğu gibi kürkçülük deen geç 10 yıl içinde kaybolan meslekler arasında yerine alır."
Aykuteli, kürk giysilere tüyünün kalitesine göre değer biçildiğiniifade ederek, giysiye yöre halkı dışında Suudi Arabistanlıların da büyük ilgi gösterdiğini kaydetti.
Şerif Aykuteli, kürkün fiyatının kalitesine göre 35 ila 350 milyonlira arasında değiştiğini belirterek, yeleklerin 5-25, namazlığın 13 ve battaniyenin de ölçüsüne göre 30 ila 150 milyon lira arasında satıldığını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.