Kulun dalaleti hücceti tanımamasıdır

OKAN EGESEL

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dalalet birkaç kısımdır. Bir kısmı övülmüştür, bir kısmı kınanmıştır, bir kısmı ise ne kınanmış ve ne de övülmüştür. O dalaletin bir kısmı da unutkanlıktır. Övülmüş dalalet Allah-u Teâlâ'ya mensup olan dalalettir. Örneğin şöyle buyurmuştur: 'Allah dilediğini saptırır.' Yani Allah, kullarının amelleri sebebiyle onları cennet yolundan sapıtır.
Kınanmış dalalet ise; Allah-u Teâlâ'nın şu ayetlerinde zikredilmiştir: 'Samiri onları saptırdı.' 'Ve Firavun kavmini saptırdı ve hidayete eriştirmedi.' Bunun benzerleri çoktur. Putlara mensup olan dalalete, Allah'ın, İbrahim sûresindeki şu ayeti örnektir: 'Beni, çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut. Ey Rabbim! Onlar halktan birçoğunu saptırdı.' Hakikat şudur ki; putlar hiç kimseyi saptırmamaktadır; insanların kendisi Aziz ve Celil olan Allah yerine onlara tapmakta ve kafir olmaktadırlar.
Unutkanlık olan dalaletin örneği ise, Allah-u Teâlâ'nın şu sözünde yer almıştır: 'Ta ki biri sapınca (unutunca) onlardan biri kendisine hatırlatsın.'
Allah-u Teâlâ, kitabının çeşitli yerlerinde sapıklıktan bahsetmiştir. O dalaletten bir kısmı da lafzın zahiri itibariyle peygamberine isnat ettiği sapıklıktır. Örneğin şöyle buyurmuştur: 'Ve seni dalalette bulduk ve sonra hidayet ettik.' Yani seni nübüvvetini tanımadıkları bir topluluk arasında bulduk ve onları senin vesilenle hidayete eriştirdik."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kulun dalalete düştüğü en küçük şey Allah Tebarek ve Teâlâ'nın hüccetini, kulları üzerindeki şahidini, yani Aziz ve Celil olan Allah'ın itaatini emrettiği ve velayetini farz kıldığı kimseyi tanımamasıdır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kur'an'dan zorluklarınıza karşı yardım dileyin. Çünkü o; küfür, nifak, azgınlık ve sapıklık gibi en büyük dertlere devadır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bu İslam, Allah'ın, kendisi için seçtiği bir dindir… Sağlam esasıyla azgınlık ve sapıklık direklerini yıkmıştır."
İmam Ali (a.s), Peygamber'in (s.a.a) sıfatı hakkında şöyle buyurmuştur: "Hakkı hak ile aşikâr kılan, bâtıl ordularını bertaraf eden, sapıkların saldırısını bozguna uğratandır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Bâtıl yol üzerinde toplandığınızda, sizin için hak yolun başında durdum. Her yana şaşkınca bakıyordunuz, kılavuzunuz yoktu, kuyu kazıyordunuz su bulamıyordunuz." (bak. 532. Konu, el-Hidayet; Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).