Kriz bir anda patlar
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Kepekçi, 2000 yılında cari açığın 9.8 milyar
dolar olduğuna, yabancıların 22 Şubat 2000'de piyasadan 3.5 milyar dolar çekmesi sonucu ilk krizin patladığına işaret ederek, "Bugün cari açık 80 milyar dolar” dedi
14.01.2012 00:00:00
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, dünyada yaşanan ekonomik darboğazın, insanların huzursuzluğunun, savaş ve istismarlar ile devletlerin içinde bulunduğu sıkıntıların dünyayı yaşanabilir olmaktan çıkarttığını ifade etti. Sosyalizmin insanların sorunlarını çözemediğini ve bu nedenle devredışı kaldığını hatırlatan Kepekçi, şunları söyledi: "Dünya genelinde kapitalizm uygulanmaktadır. Kapitalizmin çarkları arasında ezilen insanlık her geçen gün daha fazla gözyaşı ve kan kaybediyor. Ülkemiz de aynı sıkıntının içerisindedir. Miras yediler gibi milli servetler, kamuya ait iktisadi teşekküller satılıp savrulmuş durumda. Stratejik diyebileceğimiz telekomünikasyon, madenler, ilaç sektörü, özel hastaneler süratle yabancıların eline geçmiş, eğitim başta olmak üzere sırada diğer kurumlar var. Ülkemizde makro planda da mikro planda da bir kötüye gidiş var."
Büyüme rakamlarına aldanmayalım
Makro olarak yıllık cari açığın 80 milyar dolara kadar yaklaştığına işaret eden Dr. Kepekçi, "Devletin cari açığı var da kişilerin hiç mi borcu yok? Elbette var" dedi. BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, şunları söyledi: "Mikro planda son yıllarda artan kredi kartı borçları en önemli ekonomik göstergelerden bir tanesidir. Milleti oyalamak adına yandaş medyada çıkan 'şu kadar büyüdük, bu kadar büyüdük' ifadelerine aldanmamak gerekir. Son 10 yıla baktığımızda göreceksiniz her geçen sene devlet bazında cari açık yükselmiş, kişi planında ise kredi kartı borçları almış başını gitmiş durumdadır. Esas olan rakamlar bunlardır. Global sömürücüler avlarını ellerinden kaçırmamak için gereken tedbirleri de almışlar. Kendi adlarına iş takipçiliği yapacak basın yayın, sivil toplum örgütlerini de ağ gibi örmüşler. Bu da yetmemiş bürokraside, siyasette kendi temsilcilerini iş başına getirmişler."
Kriz bir anda patlar
"Ülkemizde 2000 yılında merhum Ecevit döneminde yaşanan ekonomik kriz önemli mesajlar içermektedir" diyen Dr. Kepekçi, şunları söyledi: "O sene cari işlemler açığı giderek büyümüş ve yıl sonunda 9.8 milyar dolara çıkarak o güne kadar görülmemiş tarihi bir rekor kırmıştı. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler yukarı tırmanmış ve tarihe 'Kara Çarşamba' olarak geçen 22 Kasım 2000'de ekonomik kriz patlamıştı. Burada söz konusu olan topu topu 3.5 milyar dolarlık net sermaye çıkışı sonucu döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçmişti. Bugün gelinen nokta çok daha vahimdir. Yıllık cari açık on kat artarak 80 milyar dolara dayanmış durumdadır. Düşünebiliyor musunuz bugün yabancılar yine paralarını çekmeğe kalkarlarsa, seyreyleyin siz gümbürtüyü. ‘Borç alan buyruk alır' misali bir taraftan devletin borçları artarken, diğer taraftan gelen buyruklar ağırlaşarak devam etmektedir. Hükümet bu mesajı halka çok net veriyor. Diyor ki ‘istikrar devam etsin'. Yani, ‘ey halkım eğer bize borç veren batılıların dediklerini yapmazsak nice kara çarşambalar yaşarız' demek istiyor. Hükümet bir çözüm üretemiyor, meclis içi muhalefet de bir çözüm öneremiyor. Bütün bu sorunların çözümü vardır; o da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ait olan Milli Ekonomi Modeli'dir."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, dünyada yaşanan ekonomik darboğazın, insanların huzursuzluğunun, savaş ve istismarlar ile devletlerin içinde bulunduğu sıkıntıların dünyayı yaşanabilir olmaktan çıkarttığını ifade etti. Sosyalizmin insanların sorunlarını çözemediğini ve bu nedenle devredışı kaldığını hatırlatan Kepekçi, şunları söyledi: "Dünya genelinde kapitalizm uygulanmaktadır. Kapitalizmin çarkları arasında ezilen insanlık her geçen gün daha fazla gözyaşı ve kan kaybediyor. Ülkemiz de aynı sıkıntının içerisindedir. Miras yediler gibi milli servetler, kamuya ait iktisadi teşekküller satılıp savrulmuş durumda. Stratejik diyebileceğimiz telekomünikasyon, madenler, ilaç sektörü, özel hastaneler süratle yabancıların eline geçmiş, eğitim başta olmak üzere sırada diğer kurumlar var. Ülkemizde makro planda da mikro planda da bir kötüye gidiş var."
Büyüme rakamlarına aldanmayalım
Makro olarak yıllık cari açığın 80 milyar dolara kadar yaklaştığına işaret eden Dr. Kepekçi, "Devletin cari açığı var da kişilerin hiç mi borcu yok? Elbette var" dedi. BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, şunları söyledi: "Mikro planda son yıllarda artan kredi kartı borçları en önemli ekonomik göstergelerden bir tanesidir. Milleti oyalamak adına yandaş medyada çıkan 'şu kadar büyüdük, bu kadar büyüdük' ifadelerine aldanmamak gerekir. Son 10 yıla baktığımızda göreceksiniz her geçen sene devlet bazında cari açık yükselmiş, kişi planında ise kredi kartı borçları almış başını gitmiş durumdadır. Esas olan rakamlar bunlardır. Global sömürücüler avlarını ellerinden kaçırmamak için gereken tedbirleri de almışlar. Kendi adlarına iş takipçiliği yapacak basın yayın, sivil toplum örgütlerini de ağ gibi örmüşler. Bu da yetmemiş bürokraside, siyasette kendi temsilcilerini iş başına getirmişler."
Kriz bir anda patlar
"Ülkemizde 2000 yılında merhum Ecevit döneminde yaşanan ekonomik kriz önemli mesajlar içermektedir" diyen Dr. Kepekçi, şunları söyledi: "O sene cari işlemler açığı giderek büyümüş ve yıl sonunda 9.8 milyar dolara çıkarak o güne kadar görülmemiş tarihi bir rekor kırmıştı. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler yukarı tırmanmış ve tarihe 'Kara Çarşamba' olarak geçen 22 Kasım 2000'de ekonomik kriz patlamıştı. Burada söz konusu olan topu topu 3.5 milyar dolarlık net sermaye çıkışı sonucu döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçmişti. Bugün gelinen nokta çok daha vahimdir. Yıllık cari açık on kat artarak 80 milyar dolara dayanmış durumdadır. Düşünebiliyor musunuz bugün yabancılar yine paralarını çekmeğe kalkarlarsa, seyreyleyin siz gümbürtüyü. ‘Borç alan buyruk alır' misali bir taraftan devletin borçları artarken, diğer taraftan gelen buyruklar ağırlaşarak devam etmektedir. Hükümet bu mesajı halka çok net veriyor. Diyor ki ‘istikrar devam etsin'. Yani, ‘ey halkım eğer bize borç veren batılıların dediklerini yapmazsak nice kara çarşambalar yaşarız' demek istiyor. Hükümet bir çözüm üretemiyor, meclis içi muhalefet de bir çözüm öneremiyor. Bütün bu sorunların çözümü vardır; o da Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e ait olan Milli Ekonomi Modeli'dir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.