Kimi, oturduğu koltuğu güya sağlamlaştırmak için yakın ve uzak çevresine tuzaklar kurmuş.
Kimi, bir şekilde elde ettiği serveti için tehlikeli gördüğü şahıslara ve topluluklara tuzaklar kurmuş.
Kimi, hiç de hakkı ve haklı olmadığı halde göz diktiği makamlara ulaşmasında engel gördüğü herkese tuzaklar kurmuş.
Kimi, hiç te masum ve meşru olmayan hedefine doğru koşarken, ayağına çelme takması muhtemel hemen herkese tuzaklar kurmuş.
Bu örneklerin hemen hepsine tarihte şahit olduğumuz gibi birçoğuna bu kısa ömrümüzde de bizzat şahit olduk ve de oluyoruz.
Normal, sıradan hayatını yaşayan insanlara, kitlelere tuzak kuran tuzakçılar ve bu tuzakçılara taşeronluk yapanlar, ne yazık ki tarih boyunca "tuzak kuranların" akıbetlerinin nasıl olduğunu bildikleri halde bu kötü huylarını devam ettiriyorlar.
"Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Hâlbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilere uygulanan kanundan başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın kanunda asla bir değişme bulamazsın. Allah'ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın" (Fatır: 43).
Görüldüğü gibi güzel Türkçemize de bir değim olarak yerleşmiş olan "kişi kazdığı kuyuya kendi düşer" cümlesi Kerim Kitabımızdaki ayetlerden birisi aynı zamanda.
Meselenin özü, özeti budur; "kişi kazdığı kuyuya kendi düşer" tuzak kuran daha büyük, daha yaman ve daha tehlikeli tuzaklarla karşılaşır ve heba olur gider, telef olur gider.
Kendi halkına, kendi ülkesine, omuzlarına basarak bir yerlere yükseldiği kendi halkına tuzak kuranların akıbetini ilgili ayetler ışığında düşününce ürpermemek mümkün değil:
"Şer planları hazırlayanlar, emin mi oldular: Allah'ın kendilerini yerin dibine geçirmesinden yahut hiç ummadıkları bir yerden azabın gelmesinden yahut gezip dolaşırlarken Allah'ın kendilerini kıskıvrak yakalamasından? Çünkü onlar, kaçıp kurtulacak durumda değildirler.
Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından emin mi oldular? Şüphesiz Rabbin affedicidir; merhamet sahibidir." (Nahl: 45-46).
Kimi, bir şekilde elde ettiği serveti için tehlikeli gördüğü şahıslara ve topluluklara tuzaklar kurmuş.
Kimi, hiç de hakkı ve haklı olmadığı halde göz diktiği makamlara ulaşmasında engel gördüğü herkese tuzaklar kurmuş.
Kimi, hiç te masum ve meşru olmayan hedefine doğru koşarken, ayağına çelme takması muhtemel hemen herkese tuzaklar kurmuş.
Bu örneklerin hemen hepsine tarihte şahit olduğumuz gibi birçoğuna bu kısa ömrümüzde de bizzat şahit olduk ve de oluyoruz.
Normal, sıradan hayatını yaşayan insanlara, kitlelere tuzak kuran tuzakçılar ve bu tuzakçılara taşeronluk yapanlar, ne yazık ki tarih boyunca "tuzak kuranların" akıbetlerinin nasıl olduğunu bildikleri halde bu kötü huylarını devam ettiriyorlar.
"Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Hâlbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilere uygulanan kanundan başkasını mı bekliyorlar? Allah'ın kanunda asla bir değişme bulamazsın. Allah'ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın" (Fatır: 43).
Görüldüğü gibi güzel Türkçemize de bir değim olarak yerleşmiş olan "kişi kazdığı kuyuya kendi düşer" cümlesi Kerim Kitabımızdaki ayetlerden birisi aynı zamanda.
Meselenin özü, özeti budur; "kişi kazdığı kuyuya kendi düşer" tuzak kuran daha büyük, daha yaman ve daha tehlikeli tuzaklarla karşılaşır ve heba olur gider, telef olur gider.
Kendi halkına, kendi ülkesine, omuzlarına basarak bir yerlere yükseldiği kendi halkına tuzak kuranların akıbetini ilgili ayetler ışığında düşününce ürpermemek mümkün değil:
"Şer planları hazırlayanlar, emin mi oldular: Allah'ın kendilerini yerin dibine geçirmesinden yahut hiç ummadıkları bir yerden azabın gelmesinden yahut gezip dolaşırlarken Allah'ın kendilerini kıskıvrak yakalamasından? Çünkü onlar, kaçıp kurtulacak durumda değildirler.
Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından emin mi oldular? Şüphesiz Rabbin affedicidir; merhamet sahibidir." (Nahl: 45-46).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- 2025 yılı dahi emekliler yılı ilan edilsin / 22.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024
- İmtiyaza mazhar niceleri var / 21.12.2024
- Soykırım ekibi Suriye’den selamlıyor dünyayı / 20.12.2024
- Barınma, bürünme ve beslenme / 19.12.2024
- Yapma hacım, ters köşeye yatma hacım / 17.12.2024
- Yalanın para etmediği güne kadar… / 16.12.2024
- Soykırımcı İsrail’e Suriye ödülü / 13.12.2024
- Dumura uğratılmış duygular yüzünden… / 12.12.2024
- Hanım yaparsa kaza hizmetçi yaparsa ceza / 07.12.2024
- Fazla söze ne hacet? / 06.12.2024