Dünya Sağlık Örgütü'nün: "Hindistan'daki koronavirüs varyantı 44 ülkeye yayıldı" haberi bundan sonra virüslerin hayatımızın ayrılmaz bir parçası olacağını göstermektedir.
Dünya Sağlık Örgütü, bir süre önce yaptığı açıklamada Sars-Cov 2 virüsünün çoğunlukla hava yoluyla bulaştığını duyurmuştu.
Reuters'in verdiği bir habere göre: Dünya Sağlık Örgütü'ne geçen yıl açık mektup yazan 239 bilim insanı, koronavirüsün havadan bulaşabildiğine dikkat çekmişler.
14 ülkeden 39 araştırmacının yürüttüğü ve sonuçları Science dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, yeni tip koronavirüs gibi hava yoluyla geçen virüslerle mücadele için binalardaki havalandırma sistemlerinin büyük öneme sahip olduğundan bahsedilmektedir.
Binaların havalandırma sistemlerinde, 19. yüzyılda temiz su ve kanalizasyon sistemlerindeki dönüşümle aynı düzeyde bir yenilenmeye ihtiyaç olduğunu, yeni pandemileri önlemek için bina içi havalandırma sistemlerinin revize edilmesi gerektiğini bilim insanları uyarmaktadır.
Colorado Üniversitesi Kimya Bölümü Profesörü Jose-Luis Jimenez yaptığı araştırmanın sonucu olarak: "Sadece Koronavirüsün değil, solunum yolunu etkileyen tüm virüslerin çoğunlukla hava yoluyla bulaştığının kabul edilmesini umuyoruz" şeklinde açıklama yapmıştır.
Profesör Shelly Miller: "Hava da tıpkı su ve yüzeyler gibi virüsleri tutabiliyor" diyerek, bina içi havalandırma sistemlerinin yenilenmesinin solunum yolu enfeksiyonlarını önleyebileceğine dikkati çekmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre, günümüz insanı zamanının ortalama %70'ini iş ve %20'sini ev ortamında olmak üzere yaklaşık %90'ını kapalı mekanlarda geçirmektedir.
Kapalı mekanlarda bulunan 0,03 ile 0,06 mikron arasındaki virüsler ve 0,45 mikron çapında olan bakteriler sağlık açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Özellikle yeni nesil teknolojilerle donatılan binalarda kullanılan uygunsuz havalandırma sistemleri beraberinde ciddi sağlık problemlerini de getirmektedir. Tamamen izole edilmiş bu binalarda döşeme malzemeleri, boyalar ve kullanılan elektrikli cihazların sebep olduğu hava kalitesi düşüklüğüne havalandırma sistemlerindeki sorunların da eklenmesi, ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalınmasına neden olmaktadır.
Bilim insanları, hasta bina sendromu olarak isimlendirilen rahatsızlıkların bazı kapalı alanlarda kalınmasıyla geçici olarak ortaya çıkan bir dizi semptomlar ve genel semptomlardan oluştuğunu söylemektedirler. Hava kalitesi uygunsuz olan kapalı alanlarda bulunan kişilerin semptomatik olarak hastalandıkları belirtilerek, sorunun kaynağının kapalı alanın yapısı, havalandırma sistemi ya da burada verilen hizmetler olduğuna dikkat çekmektedirler.
İç hava kalitesinin sağlanması için, solunum yollarında rahatsızlığa neden olan mikroorganizma, bakteri, virüs vb zararlıların iç ortamlarda yayılmaları engellenmelidir. Bu sağlandığı zaman alerjik burun nezlesi, sinüzit, alerjik göz nezlesi, astım, ürtiker, egzama, Sars, Covid gibi hastalıklardan kaynaklanan sağlık ve iş kaybı sorunları ortadan kalkacaktır.
İç hava kalitesinin, mikrobiyolojik yönden istenilen standartlarda sağlanması için uygun mühendislik çözümleri ortaya konulmalıdır. Birinci aşamada, uygun mühendislik çözümleri ile bağıl nem ve ıslaklık kontrolü yapılmış mekanlara verilen yeterli miktarda taze ve şartlandırılmış havayı ön filtrasyondan daha sonra da hepa filtrelerden geçirmek bu konuda yapılabilecek uygulamalardan biridir. İkinci aşamada ise, iç hava kalitesinin artırılması ve korunması konusunda dünyada yaygın olarak kullanılan yeni teknoloji ozon ve UVC filtre ürünleri merkezi havalandırma sistemlerini kullanan tüm kapalı mekanlar için hava ve yüzey sterilizasyonu açısından gerçekçi bir çözüm sunmaktadır. Ozon ve UVC filtre ürünleri kapalı mekanlarda hava kirliliği ve bu kirliliğe bağlı olan yüzeylerde oluşan mikroorganizmaları etkisiz hale getirir. Ozon üniteleri ve UVC filtreler bağımsız çalışabildikleri gibi havalandırma sistemlerine de monte edilebilirler.
Tabiattaki doğal temizlik, UVC ve oksijen-hidrojen bazlı insan dostu oksitlerin mikrop kırıcı özelliği ve ozon gazı etkisiyle olur. UVC ve ozon içerikli hava temizleme sistemleri tabiattaki bu temizlik prensibine göre çalışırlar.
Virüs ve bakterilerin etkisiz kılınmasında ozon gazı diğer dezenfektan yöntemlerinden çok daha güçlü olduğu akademik çalışmalarla onaylanmıştır. Mikro organizmaların hücre duvarlarını yıkan ozon, bilinen tüm virüsler, bakteriler, mantarlar, mayalar ve küfler üzerinde yok edici bir etkiye sahiptir.
Ozon, 3 adet oksijen atomunun birleşerek meydana getirdiği bir bileşik olarak tarif edilebilir. Keskin bir kokusu vardır. Renksizdir. O2 olarak belirtilen iki adet oksijen atomundan meydana gelen oksijen molekülü yüksek gerilime maruz kaldığı zaman ayrılır ve oksijen molekülü ile birleşerek 3 atomun meydana getirdiği ozonu (O3) oluşturur. Ozon yağmurlu havalarda yıldırımlar sonucu oluşan yüksek elektrik gücüyle oluşur ve fresh bir koku yayarak kendini hissettirir. Ozon gazı atmosferin en üst kısmını çepeçevre kuşatarak güneşin ultraviole ışınlarını filtre eder ve dünyaya gönderir. Gökyüzünün mavi renkte görünmesini sağlayan ozon gazıdır. Ozon tabakası dünyadaki yaşamın sürebilmesi için çok önemlidir.
Ozon, oksijenle karşılaştığında çözülerek tekrar oksijene dönüştüğü için depolanması mümkün değildir. Kullanıldığı yerde ve zamanda üretilmesi gerekir. Ozon gazı kararsız bir molekül olması nedeniyle oksidasyon gücü çok yüksektir.
Bakteri ve virüs oluşumuna karşı çözüm üretmeye çalışan diğer teknolojilerden farklı olarak ozon, UVC ve elektrostatik filtre sistemleri bu problemleri çözmek için doğala yakın teknoloji kullanır. UVC, ozon ve elektrostatik içerikli hava filtrasyon teknolojileri tüm kirlilikleri bulundukları ortamda aynen doğadaki gibi etkisiz hale getirerek soruna kesin ve kalıcı bir çözüm sağlar.
Independent Türkçe, Medical Xpress, Fast Company
Dünya Sağlık Örgütü, bir süre önce yaptığı açıklamada Sars-Cov 2 virüsünün çoğunlukla hava yoluyla bulaştığını duyurmuştu.
Reuters'in verdiği bir habere göre: Dünya Sağlık Örgütü'ne geçen yıl açık mektup yazan 239 bilim insanı, koronavirüsün havadan bulaşabildiğine dikkat çekmişler.
14 ülkeden 39 araştırmacının yürüttüğü ve sonuçları Science dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, yeni tip koronavirüs gibi hava yoluyla geçen virüslerle mücadele için binalardaki havalandırma sistemlerinin büyük öneme sahip olduğundan bahsedilmektedir.
Binaların havalandırma sistemlerinde, 19. yüzyılda temiz su ve kanalizasyon sistemlerindeki dönüşümle aynı düzeyde bir yenilenmeye ihtiyaç olduğunu, yeni pandemileri önlemek için bina içi havalandırma sistemlerinin revize edilmesi gerektiğini bilim insanları uyarmaktadır.
Colorado Üniversitesi Kimya Bölümü Profesörü Jose-Luis Jimenez yaptığı araştırmanın sonucu olarak: "Sadece Koronavirüsün değil, solunum yolunu etkileyen tüm virüslerin çoğunlukla hava yoluyla bulaştığının kabul edilmesini umuyoruz" şeklinde açıklama yapmıştır.
Profesör Shelly Miller: "Hava da tıpkı su ve yüzeyler gibi virüsleri tutabiliyor" diyerek, bina içi havalandırma sistemlerinin yenilenmesinin solunum yolu enfeksiyonlarını önleyebileceğine dikkati çekmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre, günümüz insanı zamanının ortalama %70'ini iş ve %20'sini ev ortamında olmak üzere yaklaşık %90'ını kapalı mekanlarda geçirmektedir.
Kapalı mekanlarda bulunan 0,03 ile 0,06 mikron arasındaki virüsler ve 0,45 mikron çapında olan bakteriler sağlık açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Özellikle yeni nesil teknolojilerle donatılan binalarda kullanılan uygunsuz havalandırma sistemleri beraberinde ciddi sağlık problemlerini de getirmektedir. Tamamen izole edilmiş bu binalarda döşeme malzemeleri, boyalar ve kullanılan elektrikli cihazların sebep olduğu hava kalitesi düşüklüğüne havalandırma sistemlerindeki sorunların da eklenmesi, ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalınmasına neden olmaktadır.
Bilim insanları, hasta bina sendromu olarak isimlendirilen rahatsızlıkların bazı kapalı alanlarda kalınmasıyla geçici olarak ortaya çıkan bir dizi semptomlar ve genel semptomlardan oluştuğunu söylemektedirler. Hava kalitesi uygunsuz olan kapalı alanlarda bulunan kişilerin semptomatik olarak hastalandıkları belirtilerek, sorunun kaynağının kapalı alanın yapısı, havalandırma sistemi ya da burada verilen hizmetler olduğuna dikkat çekmektedirler.
İç hava kalitesinin sağlanması için, solunum yollarında rahatsızlığa neden olan mikroorganizma, bakteri, virüs vb zararlıların iç ortamlarda yayılmaları engellenmelidir. Bu sağlandığı zaman alerjik burun nezlesi, sinüzit, alerjik göz nezlesi, astım, ürtiker, egzama, Sars, Covid gibi hastalıklardan kaynaklanan sağlık ve iş kaybı sorunları ortadan kalkacaktır.
İç hava kalitesinin, mikrobiyolojik yönden istenilen standartlarda sağlanması için uygun mühendislik çözümleri ortaya konulmalıdır. Birinci aşamada, uygun mühendislik çözümleri ile bağıl nem ve ıslaklık kontrolü yapılmış mekanlara verilen yeterli miktarda taze ve şartlandırılmış havayı ön filtrasyondan daha sonra da hepa filtrelerden geçirmek bu konuda yapılabilecek uygulamalardan biridir. İkinci aşamada ise, iç hava kalitesinin artırılması ve korunması konusunda dünyada yaygın olarak kullanılan yeni teknoloji ozon ve UVC filtre ürünleri merkezi havalandırma sistemlerini kullanan tüm kapalı mekanlar için hava ve yüzey sterilizasyonu açısından gerçekçi bir çözüm sunmaktadır. Ozon ve UVC filtre ürünleri kapalı mekanlarda hava kirliliği ve bu kirliliğe bağlı olan yüzeylerde oluşan mikroorganizmaları etkisiz hale getirir. Ozon üniteleri ve UVC filtreler bağımsız çalışabildikleri gibi havalandırma sistemlerine de monte edilebilirler.
Tabiattaki doğal temizlik, UVC ve oksijen-hidrojen bazlı insan dostu oksitlerin mikrop kırıcı özelliği ve ozon gazı etkisiyle olur. UVC ve ozon içerikli hava temizleme sistemleri tabiattaki bu temizlik prensibine göre çalışırlar.
Virüs ve bakterilerin etkisiz kılınmasında ozon gazı diğer dezenfektan yöntemlerinden çok daha güçlü olduğu akademik çalışmalarla onaylanmıştır. Mikro organizmaların hücre duvarlarını yıkan ozon, bilinen tüm virüsler, bakteriler, mantarlar, mayalar ve küfler üzerinde yok edici bir etkiye sahiptir.
Ozon, 3 adet oksijen atomunun birleşerek meydana getirdiği bir bileşik olarak tarif edilebilir. Keskin bir kokusu vardır. Renksizdir. O2 olarak belirtilen iki adet oksijen atomundan meydana gelen oksijen molekülü yüksek gerilime maruz kaldığı zaman ayrılır ve oksijen molekülü ile birleşerek 3 atomun meydana getirdiği ozonu (O3) oluşturur. Ozon yağmurlu havalarda yıldırımlar sonucu oluşan yüksek elektrik gücüyle oluşur ve fresh bir koku yayarak kendini hissettirir. Ozon gazı atmosferin en üst kısmını çepeçevre kuşatarak güneşin ultraviole ışınlarını filtre eder ve dünyaya gönderir. Gökyüzünün mavi renkte görünmesini sağlayan ozon gazıdır. Ozon tabakası dünyadaki yaşamın sürebilmesi için çok önemlidir.
Ozon, oksijenle karşılaştığında çözülerek tekrar oksijene dönüştüğü için depolanması mümkün değildir. Kullanıldığı yerde ve zamanda üretilmesi gerekir. Ozon gazı kararsız bir molekül olması nedeniyle oksidasyon gücü çok yüksektir.
Bakteri ve virüs oluşumuna karşı çözüm üretmeye çalışan diğer teknolojilerden farklı olarak ozon, UVC ve elektrostatik filtre sistemleri bu problemleri çözmek için doğala yakın teknoloji kullanır. UVC, ozon ve elektrostatik içerikli hava filtrasyon teknolojileri tüm kirlilikleri bulundukları ortamda aynen doğadaki gibi etkisiz hale getirerek soruna kesin ve kalıcı bir çözüm sağlar.
Independent Türkçe, Medical Xpress, Fast Company
İlker Kuran / diğer yazıları
- Kapalı alanlarda virüse karşı ozon kullanılabilir mi? / 23.05.2021
- Koronavirüs ve kapalı mekanların hava kalitesi / 17.05.2021
- Koronavirüs ve kapalı mekanların hava kalitesi / 16.05.2021
- Araç kliması kullanırken nelere dikkat edilmelidir? / 09.05.2021
- Virüslerden nasıl kurtuluruz ? / 02.05.2021
- Endüstriyel mutfakların havalandırılması / 25.04.2021
- Hava filtrelerinin yapısı ve verimleri / 18.04.2021
- Sen hep haklıydın! / 11.04.2021
- Hava bakteri ve virüslerden nasıl arındırılır? / 04.04.2021
- Tozların oluşumu ve filtreleme yöntemleri / 28.03.2021
- Koronavirüs ve kapalı mekanların hava kalitesi / 17.05.2021
- Koronavirüs ve kapalı mekanların hava kalitesi / 16.05.2021
- Araç kliması kullanırken nelere dikkat edilmelidir? / 09.05.2021
- Virüslerden nasıl kurtuluruz ? / 02.05.2021
- Endüstriyel mutfakların havalandırılması / 25.04.2021
- Hava filtrelerinin yapısı ve verimleri / 18.04.2021
- Sen hep haklıydın! / 11.04.2021
- Hava bakteri ve virüslerden nasıl arındırılır? / 04.04.2021
- Tozların oluşumu ve filtreleme yöntemleri / 28.03.2021