ALTI YÜZ DİRHEMLİK İP
Kaptana bir çaresi yok mu diye sorduğumuzda:
- Altıyüz dirhem ip olsa geminin yelkenini onarır, yolumuza devam ederdik ama, şu anda nerede bulacağız, dedi. Biz ellerimizi kaldırarak Allaha dua ettik ve duamızda:
- Ya Sultanul Arifin bize altıyüz dirhem kadar ip gönder, sana bin altın vereceğiz diye yalvardık. Bir de baktık ki, bir kuş gelip altıyüz dirhem ipliği geminin güvertesine bırakıp uçtu gitti. Şimdi o adağımızı yerine getirdik, dediler.
Tüccarlar ayrıldıktan bir müddet sonra, ihtiyar kadın gelip sordu.
- Para geldi mi efendim?
Şeyh bin altını kadına verirken:
- Benim satışım seninki kadat kârlı olmuş mu?
Kadın bir anda zengin olmuştu. Abdülkadir Geylani Hazretleri'ne teşekkür ederek huzurdan ayrıldı.
BİR EV TAPUSU
Meşhur velilerden Habib-i Acemî k.s. zamanında, benzeri görülmemiş şöyle bir hadise yaşanmıştır:
Horasanlı bir adam, evini onbin dirheme satarak, ailesiyle Basra'ya geldi. Oradan hacca gidecekti. Habib-i Acemî'yi buldu ve ondan şöyle bir istekte bulundu:
- Ben eşimle hacca gidiyorum. Şu onbin dirhem parayı al da, Basra'da benim için uygun bir ev alıver.
Horasanlı ve eşi Mekke'ye doğru yola koyuldu. O günlerde ise Basra'da müthiş bir kıtlık ve açlık başgösterdi. Habib-i Acemî Hazretleri ise elindeki emanet parayla gıda maddeleri alıp, sahibinin hayrına muhtaçlara dağıtmak zorunda kaldı. Adamın rızası olmazsa, parasını geri verecekti.
Horasanlı, hac dönüşünde kendisine ev alınıp alınmadığını sordu. Habib-i Acemî dedi ki:
- Rabbimden sana Cennet'te bahçeli bir ev alıverdim!
Adam bu durumu eşine haber verdi. Kadın buna memnun oldu, fakat evin tapusunu da istedi. Horasanlı bu isteği iletince, Habib-i Acemî ona şöyle bir senet yazıp eline verdi: 'Bismillah.. Bu senet, Habib'in Horasanlı için Rabbinden aldığı evin tapusudur. Allahu Tealâ bu evi Horasanlı'ya verecek ve Habib'i de borcundan kurtaracaktır...' Bu senedi aldıktan sonra adamcağız ancak kırk gün daha yaşadı. Ölmek üzereyken, bu tapu senedinin kefenine konulmasını vasiyet etti. Öyle yaptılar. Bir zaman sonra da kabrinin üzerinde, bir levhaya parlak bir yazıyla yazılmış şöyle bir yazı buldular: 'Habib Ebu Muhammed'in falan Horasanlı için onbin dirheme aldığı evin beratıdır. Rabbi, Habib'in istediği evi Horasanlı'ya verdi ve Habib'i de borcundan kurtardı.' Habib Hazretleri bu yazıyı alıp okuyunca, levhayı öperek ve ağlayarak dostlarının yanına koştu: 'Bu Rabbimin bana olan beratıdır!' diye sevincini ifade etti.
Kaptana bir çaresi yok mu diye sorduğumuzda:
- Altıyüz dirhem ip olsa geminin yelkenini onarır, yolumuza devam ederdik ama, şu anda nerede bulacağız, dedi. Biz ellerimizi kaldırarak Allaha dua ettik ve duamızda:
- Ya Sultanul Arifin bize altıyüz dirhem kadar ip gönder, sana bin altın vereceğiz diye yalvardık. Bir de baktık ki, bir kuş gelip altıyüz dirhem ipliği geminin güvertesine bırakıp uçtu gitti. Şimdi o adağımızı yerine getirdik, dediler.
Tüccarlar ayrıldıktan bir müddet sonra, ihtiyar kadın gelip sordu.
- Para geldi mi efendim?
Şeyh bin altını kadına verirken:
- Benim satışım seninki kadat kârlı olmuş mu?
Kadın bir anda zengin olmuştu. Abdülkadir Geylani Hazretleri'ne teşekkür ederek huzurdan ayrıldı.
BİR EV TAPUSU
Meşhur velilerden Habib-i Acemî k.s. zamanında, benzeri görülmemiş şöyle bir hadise yaşanmıştır:
Horasanlı bir adam, evini onbin dirheme satarak, ailesiyle Basra'ya geldi. Oradan hacca gidecekti. Habib-i Acemî'yi buldu ve ondan şöyle bir istekte bulundu:
- Ben eşimle hacca gidiyorum. Şu onbin dirhem parayı al da, Basra'da benim için uygun bir ev alıver.
Horasanlı ve eşi Mekke'ye doğru yola koyuldu. O günlerde ise Basra'da müthiş bir kıtlık ve açlık başgösterdi. Habib-i Acemî Hazretleri ise elindeki emanet parayla gıda maddeleri alıp, sahibinin hayrına muhtaçlara dağıtmak zorunda kaldı. Adamın rızası olmazsa, parasını geri verecekti.
Horasanlı, hac dönüşünde kendisine ev alınıp alınmadığını sordu. Habib-i Acemî dedi ki:
- Rabbimden sana Cennet'te bahçeli bir ev alıverdim!
Adam bu durumu eşine haber verdi. Kadın buna memnun oldu, fakat evin tapusunu da istedi. Horasanlı bu isteği iletince, Habib-i Acemî ona şöyle bir senet yazıp eline verdi: 'Bismillah.. Bu senet, Habib'in Horasanlı için Rabbinden aldığı evin tapusudur. Allahu Tealâ bu evi Horasanlı'ya verecek ve Habib'i de borcundan kurtaracaktır...' Bu senedi aldıktan sonra adamcağız ancak kırk gün daha yaşadı. Ölmek üzereyken, bu tapu senedinin kefenine konulmasını vasiyet etti. Öyle yaptılar. Bir zaman sonra da kabrinin üzerinde, bir levhaya parlak bir yazıyla yazılmış şöyle bir yazı buldular: 'Habib Ebu Muhammed'in falan Horasanlı için onbin dirheme aldığı evin beratıdır. Rabbi, Habib'in istediği evi Horasanlı'ya verdi ve Habib'i de borcundan kurtardı.' Habib Hazretleri bu yazıyı alıp okuyunca, levhayı öperek ve ağlayarak dostlarının yanına koştu: 'Bu Rabbimin bana olan beratıdır!' diye sevincini ifade etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.