Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi yazarı Fehmi Hüveydi, Papa'nın İslam hakkındaki sözlerini, sonuçlarını hesaplamadan sarf etmiş olmasının mümkün olmadığını belirtiyor Sürpriz sadece Papa'nın İslam hakkındaki sözlerinde değil, Katolik Kilisesi'nin başında bu derece bilgi ve nezaket fakiri birinin bulunmasında da yatıyor. Papa'nın taassubu İslam ve peygamberini karalamakla sınırlı değil. 16. Benediktus, birkaç ay önce de sadece Katolik inancının doğru inanç olduğunu dile getirerek Ortodoks Kıptileri karaladı. Bu durum Mısır Ortodoks kilisesini kızdırdı. Papa'nın bilgi eksikliği, dinleyicilerini İslam'ın akla saygı duymadığına ve kılıçla yayıldığına, peygamberinin de sadece şer getirdiğine ikna etmek isteyen sözlerinde görüldü. Batı'da halk arasında dolaşan bu bilgiler, Haçlı Seferleri'yle Müslümanlara ve inançlarına yönelik dolduruşlardan etkilenmiştir. Zira, yaratacağı infialin boyutu her insaflı araştırmacı tarafından idrak edilebilecek bu sözleri halkın tekrarlamasına anlayış gösterilebilir. Ancak Katolik Kilisesi'nin başında bulunan Papa 16. Benediktus gibi saygın ve kültürlü birinin bilgisinin bu derece sınırlı olması gerçekten garip!!! Böylesine önemli bir ismin 1,5 milyardan fazla müntesibi olan bir inancı, yaratacağı yankıyı ve farklı din mensuplarının birlikte yaşaması üzerindeki etkisini düşünmeksizin yaralaması ve İslam dünyasındaki gergin havayı dikkate almaması nezaket çerçevesinde değildi. Papa bunları görmezden geldi; İslam âleminin dört yanında öfkeye yol açan, Somali'de bir İtalyan rahibenin öldürülmesi ve Batı Şeria'da bazı kiliselere saldırılar düzenlenmesine sebep olan sözlerini sarf etti. Papa geri adım atmaz ve Müslümanlardan özür dilemezse, bundan sonra olacakları sadece Allah bilir. Metni kendisi seçmedi mi? Papa'nın sözleri için gösterilen gerekçeler veya tepkileri hafifletme girişimleri yetersiz. Müslümanların sözleri yanlış anladıkları iddiası da saçma. Bu yaklaşım, Papa'nın hiçbir hata yapmadığı ve sözlerin dinleyenler tarafından yanlış anlaşıldığı mesajını veriyor. Sözlerin, bir Bizans imparatoruyla Farsi filozof arasındaki diyaloğu alıntıladığı ve dolayısıyla Papa'nın kişisel görüşünü yansıtmadığı yaklaşımına katılmaksa kalın kafalılık gerektiriyor. Çünkü bu metni seçen Papa'nın kendisi. Vatikan'dan bazı tutucu şahinlerce yazıldığını varsaysak dahi, Papa'nın metni önceden okumuş olması gerekir. Diğer taraftan insan, Alman asıllı Papa'yı kasıtlı olarak savunan ve İslam âlemindeki bazı köktencilerin Papa'nın sarf ettiği sözleri çarpıttığını iddia eden bazı Alman gazetelerinin yayınları karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. Çünkü Papa'nın sözleri başkalarına karşı taassubu somutlaştırıyor. Bu bağlamda, Papa'nın Vatikan'ın dinler arası diyalog faaliyetlerini iptal etme girişiminde bulunduğu da unutulamaz. Sant Egidio cemiyetinin son aylarda bu alanda harcadığı çabalar donduruldu. Cemiyet birkaç kez Roma'da ve Avrupa'nın diğer kentlerinde İslam-Hıristiyanlık zirvesi düzenledi ancak bu yılki toplantısı iptal edildi. Papa isteyerek veya istemeyerek büyük bir hatanın içine düştü. Vatikan'dan elçi çekmek yeterli Daha önce Müslümanları öfkelendiren Batılı, özellikle de Amerikan uygulamalarına dair, 'İçimizden birilerini kışkırtıyorlar sonra da 'terörist' diye onlardan uzak durmamızı istiyorlar' konulu bir makale kaleme almıştım. Bu durum, İslam âleminden öfkeyi yatıştırmaları ve hakaretlerin ortaya çıkardığı 'köktenciler'in izinin sürülmesi taleplerine kadar varıyor. Zaten dört bir yanı karmaşayla dolu Arap ve İslam dünyasının daha fazla yangına ihtiyacı yok. Bu yüzden, son yangının genişlememesini temenni ediyorum. Tabii bu temenni sadece kavrulan bölgeleri daraltmak için değil, aynı zamanda öncelikli konuların göz ardı edilmemesi için. Bir başka deyişle, hakaretin Papa'dan geldiğini ve İslami öfkenin meşru hatta elzem olduğunu ifade ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.