Niye zahmet etmişler, ne gerek vardı bunca masrafa? Kilise tv'nin yapmak istediğini ülkemizde fazlası ile yapan TV'ler ve gazeteler var zaten... A.Karaca'nın yazısı...
Niye zahmet etmişler ki, ne gerek vardı ki bunca masrafa, bunca uğraşmaya? Kilise tv'nin ya da misyoner kanalın yapmak istediğini fazlası ile yapan televizyonlar ve gazeteler yıllardır bu uğurda harıl harıl çalışıyorlar. Kilise merkezli yayın yapmak için kurulan misyoner kanalı, Tevhid ehli bir milletin çocuklarına kendi şirk unsurları olan haçı, çanı, kiliseyi, papazı sevdirmeye, ezberletmeye çalışmayacak mı? Yıllardır bu işi, çaktırmadan, sinsice hem de bu milletin kendinden rollerine soyunarak yapan basın-yayın organları, "hizmetlerini" sürdürüyorlar.
Gerçekler belki şimdi anlaşılırYeni yayına başlayan misyoner tv'nin belki şöyle bir faydası olabilir; onun yayınları ile yıllardır dindar gözükerek yayın yapan kanalların yayınları, programları mukayese edilince, yayınlarında ciddi bir aynilik, ciddi bir paralellik olduğu görülecek ve millette şafak atmasına vesile olacaktır. Yıllardır bizim söylediklerimizi, yazdıklarımızı anlamak istemeyenler, devrilen her çamda, yıkılan her duvarda hikmet arayanlar belki bu vesile ile gerçeklerle yüzyüze gelirler.
Ezan ile çanı beraber yayınlayanlar...Milyarı aşkın Müslümanın ezberindeki ihlas suresi: "De ki O Allah bir tektir / Samed'dir, hiç bir şeye muhtaç değildir, fakat tüm mahlukat O'na muhtaçtır / Doğmamış ve doğrulmamıştır / O'na bir denk ve benzer de olmamıştır" hakikatini onbeş asırdır kainata ilan ettiği halde, Allah'a çocuk isnat edenleri hak din mensubu ilan edenlerin gerçek kimlikleri, misyoner kanalın yayınları ile belki ortaya çıkar. Noel babayı Anadolu ereni ilan edenler, kanallarında ezan ile çanı beraber yayınlayanlar, dinli-dinsiz, mülhid-müşrik herkesi sırat köprüsünden geçirenler, Hz. Muhammed'i görmezden gelerek "İbrahim'de buluşma" çağrısı yapanlar, İslam'ın fıkhi kurallarını alt-üst ederek nikah merasimleri tertip edenler, iftar sofrasında papazlarla, hahamlarla sofra duası yaptırma çığrını açanlar, cihaddan ve haçlı seferi kavramlarından arındırılmış bir İslam modelinin sahibi, mucidi olmakla övünenler, papalık konseyi misyonunun bir parçası olmak için Vatikan'a gidenler, bu misyonun tahakkuku için yardımlarını papaya takdim edenler, Müslümanları papaya şikayet edenler, Anadolu'nun muhtelif köşelerini beraber gezelim diyerek haçlı seferlerine kapı aralayanlar... Gazetelerinde, bir anneler gününde "Meryem ana" resimleriyle reklam yayınlayanlar... İşte bu bütün cürümlerin sahipleri, kilise kanalının yayına girmesi ile cascavlak ortaya çıkacaklardır. Millet diyecek ki; biz bu filmleri falanca kanalda izlemiştik. Aziz KARACA / editor@yenimesaj.com.tr
Niye zahmet etmişler ki, ne gerek vardı ki bunca masrafa, bunca uğraşmaya? Kilise tv'nin ya da misyoner kanalın yapmak istediğini fazlası ile yapan televizyonlar ve gazeteler yıllardır bu uğurda harıl harıl çalışıyorlar. Kilise merkezli yayın yapmak için kurulan misyoner kanalı, Tevhid ehli bir milletin çocuklarına kendi şirk unsurları olan haçı, çanı, kiliseyi, papazı sevdirmeye, ezberletmeye çalışmayacak mı? Yıllardır bu işi, çaktırmadan, sinsice hem de bu milletin kendinden rollerine soyunarak yapan basın-yayın organları, "hizmetlerini" sürdürüyorlar.
Gerçekler belki şimdi anlaşılırYeni yayına başlayan misyoner tv'nin belki şöyle bir faydası olabilir; onun yayınları ile yıllardır dindar gözükerek yayın yapan kanalların yayınları, programları mukayese edilince, yayınlarında ciddi bir aynilik, ciddi bir paralellik olduğu görülecek ve millette şafak atmasına vesile olacaktır. Yıllardır bizim söylediklerimizi, yazdıklarımızı anlamak istemeyenler, devrilen her çamda, yıkılan her duvarda hikmet arayanlar belki bu vesile ile gerçeklerle yüzyüze gelirler.
Ezan ile çanı beraber yayınlayanlar...Milyarı aşkın Müslümanın ezberindeki ihlas suresi: "De ki O Allah bir tektir / Samed'dir, hiç bir şeye muhtaç değildir, fakat tüm mahlukat O'na muhtaçtır / Doğmamış ve doğrulmamıştır / O'na bir denk ve benzer de olmamıştır" hakikatini onbeş asırdır kainata ilan ettiği halde, Allah'a çocuk isnat edenleri hak din mensubu ilan edenlerin gerçek kimlikleri, misyoner kanalın yayınları ile belki ortaya çıkar. Noel babayı Anadolu ereni ilan edenler, kanallarında ezan ile çanı beraber yayınlayanlar, dinli-dinsiz, mülhid-müşrik herkesi sırat köprüsünden geçirenler, Hz. Muhammed'i görmezden gelerek "İbrahim'de buluşma" çağrısı yapanlar, İslam'ın fıkhi kurallarını alt-üst ederek nikah merasimleri tertip edenler, iftar sofrasında papazlarla, hahamlarla sofra duası yaptırma çığrını açanlar, cihaddan ve haçlı seferi kavramlarından arındırılmış bir İslam modelinin sahibi, mucidi olmakla övünenler, papalık konseyi misyonunun bir parçası olmak için Vatikan'a gidenler, bu misyonun tahakkuku için yardımlarını papaya takdim edenler, Müslümanları papaya şikayet edenler, Anadolu'nun muhtelif köşelerini beraber gezelim diyerek haçlı seferlerine kapı aralayanlar... Gazetelerinde, bir anneler gününde "Meryem ana" resimleriyle reklam yayınlayanlar... İşte bu bütün cürümlerin sahipleri, kilise kanalının yayına girmesi ile cascavlak ortaya çıkacaklardır. Millet diyecek ki; biz bu filmleri falanca kanalda izlemiştik. Aziz KARACA / editor@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.