Böyle bir konuşma Annan Planı 2004 yılında halkoyuna sunulmadan önce, Rahmetli Rauf Denktaş ile Kıbrıs Kültür Derneği Başkanı Ahmet Göksan arasında geçmişti. Göksan "Bu plan kabul edilirse 10 yıl sonra Kıbrıs'ta hiç Türk kalmaz" demiş; Denktaş "Ahmet Bey çok iyimsersin 10 yıl beklemezler Türkleri 5 yılda bitirirler" demişti. Rahmetli Denktaş bu sözü rastgele söylemedi. Rumları çok iyi tanıyordu. Rum halkı Türksüz bir Kıbrıs istiyordu. Nitekim Annan Planına %70'den fazla hayır oyu Rum tarafından çıkmıştı. Annan Planı Rumların lehine olduğu halde, Türkleri azınlık statüsünde bile Kıbrıs'ta görmek istemiyorlardı. "Kıbrıs'tan defolsun gitsinler" diyorlardı.Adını şu anda hatırlayamadığım Amerikalı bir tarihçinin "Bellapais'e Giden Yol" adlı bir kitabı var. Türkiye'de de yaşamış olan bu tarihçi Güney Kıbrıs Rum Halkı arasında da röportajlar yapmış. Bu kitabı okuyanlar bilir "Türklerle bir arada yaşamak ister misiniz?" sorusuna olumlu cevap veren bir tek Rum çıkmamış. Hepsi "Hayır, Ada da Türk görmek istemiyoruz. Defolsunlar, gitsinler" tarzında cevaplar veriyorlar. Birleşmiş Milletler de, Avrupa Birliği de Annan Planına Rumların niçin hayır dediğini çok iyi bildikleri halde "Birleşik Kıbrıs" fikrinde ısrar ediyorlar. Niyetleri Türklerle Rumları barıştırmak değil Adanın tamamını bir Rum adası haline getirmek, zamanla Kıbrıs'tan Türk varlığını silmektir. Türkler niçin Annan Planını kabul etti. Bundan sonra sunulacak planlara niçin "Evet" diyecekler? Geçmişte Türk toplumuna uygulanan zulme, yakılan köylere, öldürülen binlerce insana rağmen "Evet" diyecekler. Bunun iki nedeni var:1- Makarios'un Türkleri yok etmek için hazırlattığı Akritas Planı gereğince EOKA terör örgütü tarafından girişilen en yoğun saldırılar 1963 yılında başlamıştı. Aradan 50 yıl geçti. O gün 10 yaşında olan çocuklar bugün 60 yaşına geldi. Büyükler çocuklarına o kanlı günleri anlatmamışlar. Kendileri bile unutmuşlar. Kıbrıs okullarında Kıbrıs tarihi okutulmuyor. Özellikle yakın tarihin okutulması gerekirdi. Büyük çoğunluk o günleri yaşamamış. "Birleşik Kıbrıs" devleti kurulursa, Türkleri yok etme ve Ada'dan kaçırma planlarının yeniden uygulamaya konacağını bilmiyor, düşünemiyorlar. 2- Güney Kıbrıs'la birleşirlerse Avrupa Birliği vatandaşı olacakları, ceplerinin Euro ile dolacağı propagandası ile kandırılıyorlar. Gençler Güney Kıbrıs'a davet ediliyor. Çok iyi ağırlanıyorlar. İleride de bunun devam edeceğini sanıyorlar. Oysa bunlar aldatmacadır. Makarios'un çizdiği yol, nihai hedef ENOSİS yani Türksüz bir Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesidir.Makarios daha 1950 yılında Başpiskopos seçildiğinde göreve başlarken, ENOSİS idealini gerçekleştirmek için yemin etmişti. 1959 yılında kurulan iki toplumlu ortaklık cumhuriyetini ise bir türlü içine sindirememişti. Antlaşmayı imzalayıp Londra'dan döner dönmez yaptığı konuşmada: "Antlaşmalar bizim hedefimizi oluşturmuyor. Onlar bugün için yapılmıştır. Gelecek için değil. Kıbrıs Rum halkı ulusal davaları olan ENOSİS için iradesini koyacaktır." Cumhuriyet kurulur kurulmaz Rum yönetimi bu amaçla iki yönde hazırlıklara başladı.a) Kıbrıs Türklerine tanınan hakları ve zamanla Türk toplumunu ortadan kaldırmak.b) Anayasanın ve antlaşmaların uygulanmasına engel olmak.Birinci hedefin gerçekleştirilmesi için Makarios gizli bir plan hazırlanması emrini verdi. İşin başına Akritas takma adı ile EOKA'cı ve İçişleri Bakanı Yorgacis getirildi. Yardımcısı olmak üzere Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos'a da görev verildi. AKRİTAS Planı, Kıbrıs'ta Girit misali Türk'ü temizleme aksiyonunun planıydı. Plan uygulamaya kondu. 21 Aralık 1963 yılında saldırılar ve vahşet dayanılmaz hal almıştı. Kanlı Noel adıyla tarihe geçen olayda silahsız kadın ve çocukların barbarca öldürülmesi yürekleri dağlamıştı. Buna benzer sayısız saldırı Kıbrıs'ı kana bulamış, yalnız kalan Kıbrıs Türkü çaresizlik içinde on bir yıl çırpınıp durmuştu. Bu dehşet yıllarında yaşanan olaylar bu yazının çerçevesine sığmaz. Başka bir yazıda ele almak gerekecektir.Bu acıların tekrar yaşanmaması için Kıbrıs Türk Halkının, K.K.T.C ve Türkiye Hükümetlerinin son derece dikkatli olması aldatıcı vaatlere kapılmaması gerekir. Aksi halde, bu dünyada torunlarımızın laneti, ahirette 80 bin fetih şehidi, günümüz Kıbrıs şehitleri ve de hala sultanımızın ellerinden yakamızı kurtaramayız. Kıbrıs'ta onların kabirlerini yalnızlığa terk etmenin vebalini kimse taşıyamaz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Kanyılmaz / diğer yazıları
- Türkiye ve Kıbrıs Türk gençliğine çağrı! / 18.05.2014
- Kıbrısta Barbarlık Müzesi / 11.05.2014
- 24 Nisan soykırım hezeyanı / 23.04.2014
- Vakıflar adası Kıbrıs ve Maraş meselesi / 11.03.2014
- 'Kıbrıs'ta 10 yıl sonra / 04.03.2014
- Kıbrısta Barbarlık Müzesi / 11.05.2014
- 24 Nisan soykırım hezeyanı / 23.04.2014
- Vakıflar adası Kıbrıs ve Maraş meselesi / 11.03.2014
- 'Kıbrıs'ta 10 yıl sonra / 04.03.2014